Kanserden korkmayın!

Abone ol

Herkesin korktuğu hastalıkların başında gelen "kanser" artık hiç de korkulacak bir hastalık değil. Bilimadamlarının yaptığı son çalışmalar, kanseri yok edecek türden.

Erken teşhis yaşam kurtarıyor

Kanser tedavisindeki gelişmeler her geçen gün hızlanıyor. Güvenilirliliği ispatlanmış yeni tarama yöntemleri sayesinde hastalık oluşmadan tespit ediliyor. Sigara, akciğer kanserinin bir numaralı nedeni olduğu için tiryakilikte 15 yılı devirenlere her yıl tomografi çektirmeleri öneriliyor

Türkiye'de kanser diğer Batılı toplumlardan oldukça farklı algılanıyor. Hastalık adeta bir tabu. Kanseri, çoğu zaman 'Çağımızın kabusu' diye tanımlıyoruz. Ülkemizde, 'Kanser, eşittir ölüm' diye düşünenler büyük bir çoğunluk. Halbuki kanserli hasta iyileşebiliyor. Üstelik birçok kanser türünde tamamen iyileşmek mümkün. Tamamen iyileşemeyen hastaların çoğunda da modern tedaviler sayesinde yaşam süresinin anlamlı düzeyde uzadığını ve hayat kalitesinin arttığını görüyoruz. Güvenirliliği ispatlanmış yeni tarama yöntemleri sayesinde günümüzde birçok kanser türü erken dönemde, hatta daha oluşmadan tespit edilebiliyor.

Tansan Onkoloji Merkezi'nden Onkoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sualp Tansan, AKŞAM Gazetesi okurları için kanserin tespiti için uygulanan tarama yöntemlerini, kemoterapinin etkisini güçlendiren yeni biyolojik ilaçları ve genlerle ilgili çalışmaların kanser tedavisini nasıl etkileyeceğini yazdı.

Dünyada, her yıl 10 milyon yeni kanser vakasının tespit edildiği düşünülüyor. Bu hastaların altı milyonu iyileşiyor. İstatistikler genellikle beş yıl gecikmeli olduğu için bu tablo, günümüzü yaklaşık olarak yansıtıyor. Bugün iyileştirilen hastaları referans alırsak sonucun çok daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.

Erken teşhise olanak sağlayan yeni yöntemler yaygınlaşırsa daha da iyi bir tablo ortaya çıkacak. Son yıllardaki en önemli konulardan biri de kanseri daha oluşmadan önleme. Kanser teşhisi konan kişilerde tedaviler sayesinde ömrün uzadığı kesin. Dolayısıyla hastalığı daha erken yakalama, daha erken tedavi etme imkanımız oluyor. Erken teşhiste de yeni tarama yöntemleri çok önemli. Günümüzde güvenilirliği kanıtlanmış tarama yöntemleri var. Eğer bunları uygularsak kanseri erken safhada yakalamak mümkün.

Rahim ağzı kanseri

En eski, en sık kullanılan tarama yöntemlerden biri kadınlarda PAP Smear testi. Cinsel yaşamın başlamasının ardından yılda bir kere jinekolojik muayene ve bu testi öneriyoruz. Kadınlar bu testi 70 yaşına kadar yaptırmalı. Bu test yapıldığında rahim ağzı kanseri çok erken aşamasında teşhis ediliyor. Hastanın iyileşme ihtimali yüzde 100'e yakın oluyor.

Meme kanseri

Kadınlara 35-40 yaş aralığında bir kez mamografi, 40 yaşından sonra da yılda bir kere mamografi ve meme ultrasonu öneriyoruz. Bu tarama 70 yaşına kadar her yıl tekrarlanmalı. Bu yöntem meme kanserinden ölme riskini yüzde 30 oranında azaltıyor. Meme kanseri, erken safhada kolaylıkla tespit edilebiliyor. Ucuz ve basit bir teknoloji. Kadınlar arasında memesinin acıyacağına dair bir korku var, ama bu doğru değil. Mamografi iki röntgen plakası arasında memenin sıkıştırılmasıyla çekilen bir film. İyi bir doktorun ve teknisyenin gözetiminde kesinlikle acı hissedilmiyor. Ayrıca acının ortaya çıkabileceği kadar yoğun memelerde meme MR'ı son yıllarda iyi bir teknik olarak ortaya çıktı. Yeni ve pahalı bir yöntem olması nedeniyle büyük halk kitlelerinin taranmasında şu anda rol oynamıyor. Ancak erken teşhiste mamografi ve ultrasona iyi bir yardımcı destek olabiliyor.

Kolon (kalınbarsak) kanseri

Kadın ve erkeklerde 50 yaşından sonra üç senede bir sigmoidoskopi veya kolonoskopi dediğimiz yöntemle kalınbarsak incelenmeli. Bu tarama yönteminin kullanılmasıyla kalın barsak kanseri riski önemli ölçüde azalıyor. Çünkü kalınbarsak kanserleri sıklıkla kanser olarak değil, polip dediğimiz oluşumlar şeklinde ortaya çıkıyor. Bu polipler zaman içinde dejenere olup kansere dönüşüyor. Eğer polip aşamasında yakalanırsa operasyona gerek kalmaksızın kolonoskopi sırasında bu polipi çıkarıp kanser riskini azaltma imkanımız var. Eskiden kolonoskopi çok zahmeti bir yöntemdi. Çünkü anestezi imkanları bugünkü düzeyinde değildi. Yeni çıkan anestezi ilaçları sayesinde anında hastayı uyutup anında uyandırmak mümkün. Yeni çıkan ilaçlar iki saatte barsakların temizlenip ertesi gün kolonoskopi yapmayı olanaklı kılıyor. Aletlerin ve kolonoskopi yapan doktorların yaygınlığı sayesinde maliyetler de büyük ölçüde düştü.

Akciğer kanseri

15-20 yıl sigara içen kadın ve erkekler, yılda bir kere düşük radyasyon düzeyli spiral tomografi ile akciğer taraması yaptırmalı. Japonların yaptıkları çalışmalar sonucunda yararını ispatladıkları bir yöntem. Akciğer kanseri belirtiler ortaya çıktığı aşamada yüzde 90 ölümcül. Ama daha belirtiler ortaya çıkmadan önce tomografi ile yakalanırsa yüzde 85 iyileşme imkanı var. Bunun için senede bir kere tomografiyi tavsiye ediyorum. Her ne kadar rutin uygulamaya girmediyse de pratikte yararları o kadar büyük görünüyor ki sigara içen tüm hastalara senede bir kere öneriyorum. Sigarayı bıraktıktan beş sene sonrasına kadar da bu tomografinin çekilmesini tavsiye ediyorum.

Prostat kanseri

Erkeklerde 50 yaşın üstünde yılda bir kere PSA testi ve ürolojik muayene prostat kanserinin erken teşhisinde çok önemli.

Bu tarama testi yapıldığında prostat kanseri yayılmadan tespit ediliyor. Erkeklerde en sık rastlanan kanser olan prostat kanseri, bu tarama yöntemiyle erken safhada yakalanıyor.

Gen tedavisi önemli rol oynayacak

Kanserde, hücre çekirdeğindeki genlerin deformasyonu sözkonusudur. Bunlar ya anne-babadan bu eğilimle intikal ettiği için, ya da çevreden kaynaklanan deformasyonlardır. Sigara da bazı genleri deforme ediyor. Bir grup deformasyonun nedenini de hala bilmiyoruz. Akciğer kanserinde hastaların yüzde 90'ında hastalığa neden olan faktör sigara. Genetik yatkınlığa bağlı meme kanserinin ancak yüzde 1-2'sinde hangi genlerin bozulduğunu biliyoruz.

Taşıyıcı virüs aranıyor

Genlerle ilgili çalışmalar şu anda emekleme aşamasında. Gen tedavisinde en önemli kilit noktalardan biri de 'içinde doğru gen bulunan virüsü, bütün hücrelere nasıl ulaştırırız?' sorusuna yanıt bulmak. Doğru gen ihtiva eden virüs, kanserli hücreye doğrudan enjekte edildiğinde tümörleri kesin durduruyor. Fakat doğru gen taşıyan virüs, hangi yolla genel dolaşıma dahil edilecek? Bilim bunun peşinde, gen tedavisinin aslı da bu. Çünkü, tedavi özelliği olan bu geni dolaşıma dahil edip gerekli tüm hücrelere ulaştırmak gerekiyor ve bunun için de 'taşıyıcılar' yeterli değil. Bu taşıyıcılarla ilgili olarak yapılan araştırmalar sonucu mükemmel bir taşıyıcı elde edildiğinde gen tedavisi kanser tedavisinde bir kilit rol oynayacak.

Hücreler kontrolsüz büyüdüğünde kanser ortaya çıkıyor

Vücudumuzda trilyonlarca hücre var. Kanser, vücudumuzdaki bir hücrenin kont-rolden çıkarak büyümesi, çoğalması, lenf bezlerine

ve diğer organlara atlamasıyla ölümcül hale gelen bir hastalık.

Bir hücrenin iki görevi var; bulunduğu organdaki işlevi yerine getirmek. (İnce barsaktaysa besin emilimi yapmak, karaciğerdeyse enerji mekanizmasını düzenlemek, akciğerdeyse oksijen değiş tokuşunu yapmak gibi). İkinci görevi de büyüyüp çoğalarak kendini yenilemek. Bu iki görev, genler tarafından kont-rol ediliyor. Eğer bölünüp çoğalmayı planlayan genler çok çalışırsa ya da bölünüp çoğalmayı durduran genler çalışmazsa bu hücre kontrolsüz şekilde çoğalıyor. Sonra vücut kontrolsüzce büyüyen bu hücreye kan ve oksijen iletemiyor. Kanın iletilemediği bu hücre, kendi damarını yapıyor ve kendi yaptığı bu damarla vücuttan kan çalıyor.

Üç önemli faktör

Dolaşım sistemine entegre olduğu için kan yoluyla uzak organlara gidiyor. Kanser, çok büyük bir olasılıkla uzak organlara gidip onların işlevlerini bozması sonucu ölüme yolaçıyor. Kanserin ortaya çıkmasına neden olan faktörler sıralanırken birinci sıradaki en büyük grup hala 'bilinmeyen faktörler'. İkinci sırada çevresel faktörler, üçüncü sırada tespit edebildiğimiz genetik faktörler yeralıyor.

YARIN: Kemoterapinin yan etkileri azaldı. Tedavideki son gelişmeler

AKŞAM
Günün Önemli Haberleri