Kanser tedavisinde her tecrübeden yararlanıyorlar
Abone olCumhuriyet Üniversitesi’nde (CÜ) bitkilerden kanser ilacı üretmek için çalışan öğretim üyeleri, hedef bitkileri belirlerken köylülerin, çoba...
Cumhuriyet Üniversitesi’nde (CÜ) bitkilerden kanser ilacı üretmek için çalışan öğretim üyeleri, hedef bitkileri belirlerken köylülerin, çobanların ve aktarların tecrübelerinden de yararlanıyor.
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Turan ve Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bektaş Tepe tarafından yürütülen ve Cumhuriyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyon Başkanlığı (CÜBAP) tarafından desteklenen proje kapsamında, Sivas ve çevresinde yetişen bazı endemik bitki türlerinin göğüs kanseri hücre hatları üzerindeki etkinliğinin araştırıldığı bildirildi. Yaklaşık 200’ün üzerinde bitki türünün mercek altına alındığı proje kapsamında ümit vadeden sonuçlar elde edilirken, özellikle bazı kekik, adaçayı ve yabani sarımsak türlerinin göğüs kanseri hücreleri üzerinde kayda değer oranda öldürücü etkide bulunduğu belirtildi. Proje kapsamında, ilerleyen aşamada etken madde ya da maddelerin tespiti için çalışmaların organize edildiği ve ortaya konulacak sonuçların göğüs kanseri hastaları ve tıp alanı için ümit verici olduğu vurgulandı.
Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bektaş Tepe, yaptığı açıklamada, yerli kanser ilacı üretmek için farklı alanlarda uzmanlıkları bulunan akademisyenlerle çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Çalışacakları hedef bitkileri programa alırken halkın tecrübe ve gözlemlerinden yararlandıklarını dile getiren Tepe, hafta sonları yapılan köy gezilerinde köylülerin çok ilginç gözlemleri ve tecrübelerini not ettiklerini, bunların çalışılacak bitkileri tespit etmelerine yardımcı olduğunu söyledi.
Cumhuriyet Üniversitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Turan ise çobanlarla da fikir alışverişinde bulunduklarını belirterek, “Çobanlar, dağlık alanda sürü otlattığı için çok sayıda bitki hakkında bilgi sahibi oluyor. Hangi bitkinin nerede olduğunu, hayvanlara etkisini iyi biliyorlar. Bu nedenle köy gezilerimizde halkın ve çobanların tecrübelerinden de fazlasıyla yararlanıyoruz. Yine aktarlarda da ilaca dönüşmeyi bekleyen birçok ham madde mevcut. İlaçların birçoğunun, insanların doğadaki gözlem ve tecrübelerinden sonra ürün aşamasına doğru geçtiğini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.
(İHA)