Kanser riskini artıran nedenler
Abone olKanserde erken tanıyı sağlayan tarama yöntemleri de korunma kapsamında değerlendiriliyor. Sigara, tükettiğimiz besinler, kanserin nedenleri arsında yer alıyor.
Kanserin biyolojisinin daha iyi anlaşılmaya başlanmasıyla
kanserden korunma kavramı da somutlaşıyor. Sigara, tükettiğimiz
besinler, tarım ilaçları ve obezite kanserin en önemli çevresel
nedenleri arasında sıralanıyor. Kanserde erken tanıyı sağlayan
tarama yöntemleri de korunma kapsamında değerlendiriliyor. EN
ÖNEMLİ RİSK SİGARA Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalarda tütün
kullanımının kardiyovasküler hastalıklar ve kanser arasındaki
ilişkisinin kesin olarak gösterildiğini söyleyen Anadolu Sağlık
Merkezi Onkoloji Bölümü’nden Medikal Onkolog Prof. Dr. Haluk Onat,
sigara içiminin bütün kanserlerde önemli bir risk faktörü olduğunun
altını çiziyor. Sigaranın akciğer kanserleri başta olmak üzere
larenks, orofarenks, özafagus, mesane, pankreas ve meme
kanserlerinin oluşumunda çok önemli rol oynadığını ifade eden Prof.
Dr. Onat, “Tütünün içinde bulunan nikotinin yanı sıra nikel,
kadmiyum, katran, monoksit, arsenik ve radon gibi çok sayıda
kanserojen madde, p53 tümör baskılayıcı geni mutasyona uğratarak,
kanserin düğmesine basmaktadır. Sigaradan etkilenmek için mutlaka
içmek gerekmiyor. Pasif içiciler de risk altında. Çocuk
kanserlerinin en önemli nedeni anne babanın sigara içmesidir. Hatta
hamilelikte sigara kullanımı çocuk lösemilerinin en önemli
nedenidir” diyor. YAĞ, TUZ, KIZARTMAYA DİKKAT Sigaradan sonra
kansere neden olan bir diğer risk faktörü ise beslenme. Uzmanlar,
beslenme düzenindeki yanlışlıkların, kansere zemin hazırladığını
belirtiyorlar. Yediklerimiz, yiyecekleri nasıl tükettiğimiz, hatta
nasıl sakladığımız ve pişirdiğimiz bile önemli. Peki yediklerimiz
içindeki kanser izleri neler? Bu sorunun yanıtını ASM’den İç
Hastalıkları, Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet
Üskent’ten aldık: Yağ: Epidemiyolojik çalışmalar yüksek yağ
içerikli beslenme tarzının meme, kolon, prostat ve endometrium
kanseri riskini arttırdığını gösteriyor. Bu kanserlerin sıklıkla
görüldüğü ABD ve kuzey-batı Avrupa ülkelerinde total kalorinin
yüzde 40-50’si yağlardan sağlanırken, bu kanserlerin görülme oranı
düşük olduğu ülkelerde günlük kalorinin yüzde 20’sinden daha azı
yağlardan sağlanmaktadır. Doymamış yağ asidi içeren kolesterolsüz
yağlar seçilmelidir. Lifli yiyecekler: Diyette lifli gıdaların
artışının safra asitlerini bağlayarak ve butiratları artırarak
kolon kanseri ve polip görülme riskini azalttığı kanıtlanmıştır.
Yüksek lifli gıdalar aynı zamanda gıdalardaki kadınlık hormonu olan
östrojenik ve erkeklik hormonu olan androjenik molekülleri etkisiz
hale getirerek meme ve prostat kanserleri için de korucuyu etki
yaparlar. Proteinler: Uzmanlar, protein ihtiyacını karşılamak için
kırmızı et yerine balık, tavuk, hindi etinin tercih edilmesi
gerektiğini belirterek; sürekli kırmızı et yiyen kişilerin kanser
olma riski, ayda bir kez kırmızı et yiyenlere göre 2.5 kat daha
fazla olduğunun altını çiziyorlar. Tuz: Tuzun kendisi kanser
yapmıyor, ancak mide yüzeyinin yapısını bozarak kanserojen
maddelerin etkisine ortam hazırlıyor. Yapılan araştırmalar,
dondurarak saklama yönteminin tercih edildiği ülkelerde mide
kanseri görülme sıklığının yüzde 64 azaldığını gösteriyor. Pişirme
şekli: Yine yapılan araştırmalar aşırı karbonhidratlı ve yüksek
ısıda pişirilen bisküvi çeşitlerinin özellikle çocuklara yönelik
olanlarının, kanser açısından çok daha tehlikeli olabileceğini
ortaya koyuyor. Patates kızartmaları, tuzlu krakerler, yüksek ısıda
pişmiş bisküviler, katkılı konserveler, yağlı ve iyice pişmiş et
içerikli fast food’lar da tehlikeli yiyecekler listesinde yer
alıyor. Küfler: Gıda küflerine dikkat edilmesi gerekiyor. Küflenmiş
gıdalar karaciğer kanserine neden olabiliyor. Tarım ilaçları: Tarım
ilaçlarının özelikle bilinçsiz kullanımı bir çok kanser türü için
risk faktörü. Üstelik bu tarım ilaçları sebze meyveleri yıkamakla
da çıkmıyor. Kabuklarını ayıklasanız da içine kadar, çekirdeklerine
kadar girdiği için büyük bir tehlike. Dünyada kanserin artma
nedenlerinin başında tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımı geliyor.
OBEZİTE DE RİSK FAKTÖRÜ... Fiziksel aktivitenin azalması ve
obezite, kanser türlerinin de artışına neden oluyor. Bilimsel
çalışmalar meme, endometrium, kolon, özafagus kanseri ve böbrek
tümörlerinde obezitenin bir risk faktörü olduğu gösteriyor. Bu risk
artışı obeziteye bağlı olarak östrojen artışı ile bağlantılı. Bu
nedenle özellikle obezitenin engellenmesi ve fiziksel aktivitenin
artırılması kanserin oluşumunun engellenmesinde önemli bir faktör
olarak ortaya çıkıyor. Hormonlar gibi bazı ilaçların kontrolsüz
tüketiminin kanser riskini artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Haluk
Onat, özellikle menopoz döneminde hormon kullanımında dikkatli
olunması gerektiğini belirterek, bazı durumlarda kanser öncesi
ilaçlar kullanarak kanserden korunmanın da mümkün olabileceğini
belirtiyor. Özellikle tamoksifenle yapılan çalışmalardan söz eden
Prof. Dr. Onat, “ABD’de FDA tarafından onaylanan tek ajan meme
kanseri korumasında kullanılan tamoksifendir. Meme kanseri gelişme
riski yüksek kişilerde kanser riskini azalttığı görülmüştür. Baş
boyun kanserlerinden gırtlak kanseri geçirmiş bir kişinin, hayatını
devam ettirirken akciğer kanseri olma ya da baş boyun bölgesinde
görülen başka bir kansere yakalanma riski yüksektir. Bu kişilerde
Retinoid dediğimiz ilaçları kullanarak bu riskin önlendiği
ispatlanmıştır. Bu ilaçların yan etkileri olduğu için yarar zarar
dengesi iyi kurulmalıdır. Bunlara ek olarak vitaminlerin
bazılarının alınmasının bilinenin aksine fayda değil zararları bile
vardır. Örneğin sigara içen bir kişide A vitamini, karoten gibi
maddelerin ilaç olarak alınmasının fayda değil zararları
gösterilmiştir. Hiçbir vitamin hapının kansere karşı koruyucu
etkisi yoktur” diye konuşuyor.