Kanser hatastalığının erken teşhisene katkı sağlayacak çip!
Abone olYrd. Doç. Dr. Ahu Arslan Yıldız, bilimsel çalışmalarla kanser tedavisine çare bulunacağına inandığını söyledi
Kanser ve kalp damar hastalıklarının erken teşhisine önemli
katkı sağlayan mikroakışkan çip geliştiren Yrd. Doç. Dr. Ahu Arslan
Yıldız, bilimsel çalışmalarla kanser tedavisine çare bulunacağına
inandığını söyledi - Yrd. Doç. Dr. Yıldız: - "Geliştirdiğimiz
mikroakışkan çip, çeşitli kalp damar hastalıkları ve çeşitli kanser
türlerinin erken teşhisinde önemli rol oynayacak bir sistem. Bu
sistem, hastaların evlerinde kolayca kullanabilecekleri ve hastalık
riski taşıyıp taşımadıklarını test edebilecekleri basit bir sistem
olacak. Bu yeni sistem sayesinde detaylı hastane ve doktor
kontrolüne, pahalı laboratuvar testlerine gerek kalmadan kısa
sürede ve çok daha az maliyetle hastalık teşhisi yapılabilecek,
risk grubu hastalar belirlenip kontrol altında tutulabilecekler?" -
"Çalışmalarımızın bir diğer odak noktası ise ilaç tarama
çalışmaları. Yine geliştirilen bir diğer çip sistemi kullanılarak
kanser ve benzeri hastalıkların tedavisinde kullanılacak ilaç
türleri ve dozlarının taraması yapılması üzerine odaklanıyoruz"
Geliştirdiği mikroakışkan çip ile kanser ve kalp damar
hastalıklarının erken teşhisine imkan sağlayan ve bu sistemle
uluslararası ödüllere layık görülen Yrd. Doç. Dr. Ahu Arslan
Yıldız, "Geliştirdiğimiz mikroakışkan çip, çeşitli kalp damar
hastalıkları ve çeşitli kanser türlerinin erken teşhisinde önemli
rol oynayacak bir sistem. Bu sistem, hastaların evlerinde kolayca
kullanabilecekleri ve hastalık riski taşıyıp taşımadıklarını test
edebilecekleri basit bir sistem olacak. Bu yeni sistem sayesinde
detaylı hastane ve doktor kontrolüne, pahalı laboratuvar testlerine
gerek kalmadan kısa sürede ve çok daha az maliyetle hastalık
teşhisi yapılabilecek, risk grubu hastalar belirlenip kontrol
altında tutulabilecekler.?" dedi.
MİKROAKIŞKAN ÇİP TASARLADI: Yrd. Doç.
Dr. Ahu Arslan Yıldız, 4 yıl önce hastaların evlerinde kolaylıkla
kullanabildikleri, hastalık riski taşıyıp taşımadıklarını test
edebildikleri mikroakışkan çip tasarladı. Bilim dünyasının ilgisini
çeken buluşu ile ardından da "35 yaş altı umut vaat eden genç bilim
insanı" ödülüne layık görülen Yıldız, kanser türlerinin erken
teşhisinde önemli rol oynayacak sistemi daha da geliştirmek için
çalışmalarına devam ediyor.Yıldız, "Geliştirdiğimiz mikroakışkan
çip, çeşitli kalp damar hastalıkları ve çeşitli kanser türlerinin
erken teşhisinde önemli rol oynayacak bir sistem. Bu sistem,
hastaların evlerinde kolayca kullanabilecekleri ve hastalık riski
taşıyıp taşımadıklarını test edebilecekleri basit bir sistem
olacak. Bu yeni sistem sayesinde detaylı hastane ve doktor
kontrolüne, pahalı laboratuvar testlerine gerek kalmadan kısa
sürede ve çok daha az maliyetle hastalık teşhisi yapılabilecek,
risk grubu hastalar belirlenip kontrol altında tutulabilecekler."
diye konuştu.
ERKEN MÜDAHALE VE HAYAT KURTARMA AÇISINDAN ÇOK BÜYÜK ÖNEM
TAŞIYOR:
Az gelişmiş ülkelerde çoğu hastalığın geç teşhis edilmesi ya da
teşhis konulamamasının oldukça önemli bir sorun olduğunu belirten
Yıldız, şöyle devam etti: "Bazı kanser türlerinin tıbbi teşhisi
erken müdahale ve hayat kurtarma açısından çok büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak bu alanda bir ihtiyaç olduğunu göz önünde
bulundurarak, bu projeyi geliştirmeye karar verdim. Ben ve grubum
proje dahilinde geliştirilen tanı teknolojisi ile detaylı
laboratuvar tahlillerine, ileri teknoloji ölçüm ve tanı cihazlarına
gerek duyulmadan, en ücra köşelerde bile kolayca kullanılabilecek,
maliyeti düşük sistemlerin geliştirilmesini amaçlıyoruz." Kanser ve
benzeri hastalıkların tedavisinde kullanılacak yeni bir sistem
üzerinde çalıştıklarını vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu: "Tüm
bunlara ek olarak, çalışmalarımızın bir diğer odak noktası ise ilaç
tarama çalışmaları. Yine geliştirilen bir diğer çip sistemi
kullanılarak kanser ve benzeri hastalıkların tedavisinde
kullanılacak ilaç türleri ve dozlarının taraması yapılması üzerine
odaklanıyoruz. Her hastanın farklı ilaçlara ve farklı dozlara
verdiği tepki birbirinden farklı. İlaç tarama testlerinin tıp
tarihine en büyük katkısı gerçekten etkin ilacın ve dozun hızlıca
belirlenip tedavide kullanımının sağlanması. Dolayısıyla hem
hastalık tedavisi hızlıca sonuç vermeye başlıyor, hem de ilaç
sarfiyatı ve etkisiz tedavinin önüne geçilmiş oluyor. Bu
sistemlerin hepsi şu anda geliştirme ve deneme aşamasında. Henüz
klinik kullanım aşamasına geçilmesine vakit var."
Yıldız, az gelişmiş ülkelerde ilkel yöntemlerle teşhis ve tedavi
yöntemleri uygulandığını ve doktora çalışması sırasında gittiği
ülkelerde bu durumdan çok etkilendiğini aktararak, "Gelişmiş
ülkelerde imkanlar bunlardan çok daha iyi durumda olsa bile kanser
erken teşhisinde gelişmiş ülkelerde de halen daha çok büyük
eksiklikler bulunmakta ve bu eksiklikler henüz giderilememiş
durumda. Bu gözlemlerden yola çıkarak tüm dünyada böyle bir ihtiyaç
olduğunu düşündüğüm için bu alanda çalışma yapmaya karar verdim."
ifadelerini kullandı. Türkiye'ye ilk kez getirmiş olmanın gururunu
yaşadığını anlatan Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti: "Bilim
kadınlarına yönelik böyle bir programda yer almak, Türk bilim
kadınlarının ve Türkiye'nin adını uluslararası platformda duyurmak,
ek olarak belki de ilkokul eğitimimden bu yana yaptığım
çalışmaların ve sarf ettiğim emeklerin karşılığını almak, inanılmaz
keyifli. Bu ödül sayesinde genç kızlara ve bilime gönül veren
öğrencilerimize rol model olmak da ayrı bir önem taşıyor benim
için. Çevremdeki genç insanları 'sizler de yapabilirsiniz' diye
motive etmek ve tecrübelerimi onlarla paylaşmak çok değerli benim
için."
KANSER VAKALARINDAKİ ARTIŞA "STRES"
UYARISI:
Tüketim alışkanlıkları, çevre ve gündelik hayat şartlarının
kanser vakaları üzerinde etkisi olduğuna dikkati çeken Yıldız,
şöyle konuştu: "Çok değil biraz geriye dönüp bakarsak Türk halkının
her şeyi evde hazırlama ve tüketme alışkanlıklarından gittikçe
uzaklaştığını görüyoruz. Artık her şey hazır; yoğurt hazır, ekmek
hazır, salça hazır, reçel hazır, tarhana bile hazır. Hazır ve
paketli gıdaların evlerimize hiç girmemesi gerekiyor. Tüm bunlar
yetmezmiş gibi bir de gündelik hayat alışkanlıklarımız yanlış.
Bunun yanı sıra hava kirli, su kaynakları kirli, toprak kirli.
Hazır gıda tüketmezseniz dahi yediğimiz sebze-meyvenin, içtiğimiz
suyun veya soluduğumuz havanın kimyasal içeriğinden kanser olma
riski taşıyoruz. Bunların yanı sıra genetik yani kalıtsal
faktörleri de göz önünde bulundurmak lazım. Hepsine ek olarak bir
de stres dolu gündelik hayatlarımız var ki içinde bulunduğumuz
durum ve kanser vakalarındaki artış kaçınılmaz aslında."
"KANSERE ÇARE ENİNDE SONUNDA
BULUNACAK" Kanser tedavisi için umutlu olduğunu ve
eninde sonunda kansere çare bulunacağına inandığını anlatan Yıldız,
"Kanser tedavisi için umutluyum. Kansere çare eninde sonunda
bulunacak. Umut etmek ve o umudun peşinden gidip gerçekleştirmeye
çalışmak, bilim insanlarının en önemli motivasyonlarından biridir.
Ben tedaviden öte, kanserin çaresinin, oluşumuna sebebiyet veren
faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşeceği düşüncesini
savunuyorum. Umuyorum o noktaya varmamız çok fazla zamanımızı
almaz." dedi.
"TÜRKİYE'DEKİ BİLİMSEL GELİŞMELER ARTTI"
Türkiye'deki bilim insanlarının son yıllarda önemli projelere imza
attığını dile getiren Yıldız, şunları söyledi: "Türkiye'deki
bilimsel gelişmeler özellikle son yıllarda önemli ölçüde artış
gösterdi. Dünyanın önde gelen üniversiteleri ve araştırma
enstitüleri ile birebir yarışabilecek kalitede projeler
ve bilimsel çalışmalar yayınlanıyor. Birçok Türk bilim insanın
ismi uluslararası camiada duyuluyor. Eğitim kalitesi ve bilimsel
yeterlilik konusunda hiçbir eksiğimiz olmadığını düşünüyorum. Ancak
bilime destek konusunda daha çok yol katetmemiz gerektiği
kanısındayım. Maddi yatırımların artması ve bilimsel çalışmaların
sadece üniversitelerde değil kurulacak araştırma enstitülerinde de
yürütülmesi gerekiyor. Bu konularda dünyadaki gelişmiş ülkelere
kıyasla bir miktar eksiğimiz bulunuyor ne yazık ki. Umuyorum
ilerleyen yıllarda devlet ve özel girişimcilerinin desteğinin
artması ile daha fazla araştırma fonu oluşturulur ve maddi destek
sağlanır."
Yıldız, kanser vakalarının teşhisi ve tedavisinde de mesafe
alındığını dile getirerek, "Örneğin, bundan 10 yıl önce bazı kanser
türleri ölümcül olarak görülüyordu ve tedavisi oldukça zordu ancak
günümüzde bu kanser türlerinin tedavisi erken teşhis ile mümkün
olabiliyor." dedi. Kanserle ilgili sorunların henüz giderilememiş
olmasının en önemli sebeplerinden birinin vakalardaki "çeşitlilik"
olduğunu belirten Yıldız, "O sebepten kanser türlerinin
sınıflandırılması yerine, kişiselleştirilerek incelenmesi
gerekiyor. Hatta son yıllarda 'kişiselleştirilmiş tıp' adı altında
bu tür bir yaklaşım geliştirilmeye başlandı bile." ifadelerini
kullandı.