Kanlı süreci bu gelişmeler mi ateşledi?
Abone olBiriken öfke bulutları Kandil'e bomba olarak yağdı. Peki süreç nasıl bu hale geldi?
Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Çukurca'daki saldırıyı Suriye ve İran'a
bağlamak "PKK gerçeğini" değiştirmiyor. Öcalan ile Haziran ayı
ortasında bıçak gibi kesilen görüşmeler kanlı sürecin fitilini
ateşlemiş olmasın.
Hakkari Çukurca'daki saldırı sonrası kamuoyunda türlü senaryolar yazıldı. Olayın arkasında Suriye'nin parmağı olduğu söylendi.
İRAN VE SURİYE BİLMECESİ
Ankara'nın kendi içişlerine karışmasını "hazmedemeyen" Esad yönetiminin, komşusunun "dikkatini dağıtmak" için PKK'yı kullandığı iddia ediliyor.
Bir diğer görüş ise 16 Temmuz'da Kandil'e görülmemiş operasyon
başlatan İran, hemen ardından "Murat Karayılan
yakalandı" haberini bilerek sızdırdı. Böylece İran'ın hem
PKK'yı hem de Türkiye'yi karşı karşıya getirerek, en yakın
müttefiki Suriye'nin elini rahatlattığı ileri sürülüyor.
Saldırıların yukarıdaki gelişmelerin birbirine yakın seyretmesi "tesadüf mü yoksa çılgın komplo teorilerinden birisi" daha mı?
BİR TÜRLÜ YOK EDEMEDİK
Son gelişmeleri dış güçlerin oyunu olarak görülürse, bugüne kadar yaşananlar, nasıl izah edilmeli? "Bağırıp çağırsak", "şimşekler yağdırsak" da ortada "PKK gerçeği" ve ona "sıcak bakan" 2.5 milyonu aşkın seçmen var. Bir çoklarının "ayak bağı" gibi gördüğü sorunun silahlı geçmişi 30 yıla dayanıyor. Daha evveliyle birlikte fotoğrafa bakılınca, "dış mihraklarla" açıklanamayacak kadar köklü ve karmaşık bir sorun.
YAZICI'NIN DEDİKLERİ NE OLACAK?
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Bakan Hayati Yazıcı, saldırının
ardından PKK'ya katılımın azalmadığını aksine arttığını dile
getirmedi mi? Yazıcı'nın "Hala neden adeta askere gider gibi
gidiyorlar" sözü de Suriye ve İran'a mı
bağlanacak?
Dış güçlerden destek aldığı inkar edilemez. Ancak bu durum PKK'nın şu andaki mevcut konumunu ve hedeflerini değiştirmiyor. Ya da sancılı coğrafyada var olan "ayrılıkçı damarın" yüz yıllar ötesine dayandığı gerçeğini.
GÖZLERİNİ KARARTMIŞLAR
Sayıları diğer kendileri gibi düşünmeyen Kürt vatandaşların
belki de üçte biri. Sıkı örgütlenmiş, çatlak sesleri anında
susturan, "davaları" için "her türlü
çılgınlığı" yapan ve yapmaya devam edecek olan bir yapı
var karşımızda.
SURİYE SENARYOSUNA İTİRAZLAR
Suriye ile ilişkiler "güllük gülistanlık" iken,
PKK "her türlü melaneti" işlemiyor muydu? Suriye
nüfusunun yaklaşık yüzde onunu oluşturan Kürt nüfusunun Esad
rejimiyle uzun zamandır problemleri biliniyor. Prostesto
gösterilerinde Kürtlerin de ön saflarda olduğu unutulmamalı.
PKK'nın büyük Kürdistan hayalinde Suriye topraklarının bir bölümü
var zaten. Kaldı ki PKK'nın "özerklik talebi" İran
ve Suriye için de "kötü örnek" olacağını
düşünürsek, senaryonun altının dolu olmadığı görülecektir.
HAZİRAN'DA SES ÇIKMADI
O halde "Devlet Öcalan ile görüşürken PKK niye
saldırdı?" denilebilir. Ancak gözden kaçan bazı ayrıntılar
önemli. Öcalan devletle yapıldığı iddia edilen protokollere Haziran
ortasında cevap alamadığını duyurmuştu. Karayılan Öcalan'ın bu
rahatsızlığını Hasan Cemal'e 27 Haziran'da Milliyet gazetesinde
çıkan röportajda söyledi.
ÖCALAN: SİLVAN'IN 10 KATI OLUR
14 Temmuz'da 13 askerin şehit olduğu Silvan baskınından 4 gün
sonra Öcalan'ın "Önüm açılırsa bir haftada hallederiz.
Yoksa çatışmalar yarın Silvan’dakinin 10 katı olur"
dediğini unutmayalım. Görüşmelerden umudunu kestiği anlaşılan
Öcalan, 27 Temmuz'da iki tarafı da taşeronlukla suçlayıp aradan
çekildiğini açıkladı.
KANDİL VE ÖCALAN
Kandil'in Öcalan'ın dinlemediği iddiası pratikte geçerliliği yok.
Karayılan'ın dediği gibi "bizi dağdan indirecek tek
otorite" mevcut şartlarda tek otorite Öcalan. Kısa bir
süre sonra KCK Öcalan'a biat eden bir bildiri yayınlandı. Kandil
ile Öcalan arasındaki bağı Karayılan'ın "Eğer önderliğimize herhangi bir şey olursa o
zaman Türkiye'de bir tek lider bile kalmaz" sözleri
anlatıyor. Farklı hareket ediyorlar gibi gösterilsede de
fotoğrafın bütüne dikkatli bakıldığında, Öcalan ve örgüt arasındaki
ilişki daha net görülecektir.