Kandil'den Öcalan'ın restine şartlı karşılık!
Abone olKCK Eş Başkanı Bese Hozat, Kandil-Öcalan hattındaki restleşmeyi itiraf etti, detayları Radikal yazarı Murat Yetkin bugünkü köşesinden yazdı.
KCK Eş Başkanı Bese Hozat kod adlı
Hülya Oran'ın dün Özgür Gündem gazetesine yazdığı yazıyı Radikal
yazarı Murat Yetkin bugünkü köşesine taşıdı.
Yetkin'in aktardıklarına göre, Öcalan hem hükümete hem de Kandil'e
'sabrım bitti' mesajı göndermiş. Öcalan'ın daha
önce hükümete 3 kez aynı mesajı göndermesine karşın PKK'yı ilk kez
uyardığının altını çizen Yetkin, Kandil'in de Öcalan'a çözüm için
şart koştuğunu yazdı.
“Önder Apo’nun demokratik çözüm haritasıdır. Türk devleti
ve AKP hükümeti buna uyarsa biz de hareket olarak gerekeni
yapacağız.”
İşte Murat Yetkin'in Bese Hozat'ın köşesini analiz ettiği bugünkü
yazısından satırbaşları:
"Türkiye’de Kürt özerkliği dün, 10 Aralık itibarıyla, resmen
gündeme girdi.
...Peki, Kandil bu işe ne diyordu?
Aslında Kandil’in bu işe ne dediği Ankara’da ve Brüksel’de
yankılanmadan önce, sabah saatlerinde Özgür Gündem gazetesinde
yayınlanmıştı bile; üstelik PKK’nın halihazırdaki en etkili
yöneticilerinden birisinin kaleminden.
Besê Hozat, Hülya Oran’ın PKK içindeki kod adı.
Kendisi, PKK’nın cephe örgütü KCK’nın Cemil Bayık ile birlikte eş
başkanı. Bayık, PKK’yı Öcalan ile birlikte ilk kuran ekipten,
eski tüfek. Oran ise yeni kuşaktan…
Aile Tunceli Hozat’tan, Alevi kökenli... Liseyi Kayseri’de bitirip
1994’te örgüte katılmış, bugün tepe noktasında; bu topraklardaki
ilk kadın “gerilla lideri” diyebiliriz. Ama
eli kalem de tutuyor; ben çoğu gelişmeyi onun sütunundan takip
ediyorum doğrusu. HDP heyetinin Öcalan'ın mesajını ilettiği
üst düzey yönetici ekipten ve İmralı’nın Kandil’deki yankısını da
ilk ondan okuduk dün sabah.
PKK'DAN ÖCALAN'A ŞARTLI
DESTEK
Oran’ın Besê Hozat imzasıyla yazdığına göre, “Hükümete de,
Kandil’e de ‘Öcalan’ın sabrı bitmiştir’
deyin” demiş hapisteki PKK lideri. Öcalan’ın
2010 yılından başlayarak hükümete en az üç defa benzeri mesajı
verdiğini biliyoruz. Ama bu defa kendi kurduğu örgüte de rest
çekmektedir; yeni olan budur.
Belki de bu rest, Kandil’de bir yankı buldu ki Oran “Çok
geç kalınmış ve her şey bitmiş değildir” diye yazmış;
Buldan ve Önder’in mesajlarıyla uyumlu bir söylem buraya kadar.
Ancak ilerleyen cümlelerde, PKK’nın da hapisteki kurucusuna bir
şart koştuğuna tanık oluyoruz.
“Türkiye’yi iç savaştan kurtaracak olan tek şey”
diye yazmış Oran; “Önder Apo’nun demokratik çözüm
haritasıdır. Türk devleti ve AKP hükümeti buna uyarsa biz de
hareket olarak gerekeni yapacağız.”
“Ancak AKP” diye devam ediyor PKK yöneticisi; “Apo’nun bu
değerli çabaları geçmişte olduğu gibi yine basit seçim hesaplarına
kurban etmeye çalışırsa, Kürtlerin kendi kaderini belirleme dışında
yapacakları fazla bir şey kalmayacaktır.”
Ama hükümet Öcalan’ın taslağını kabul ederse,
“Altı ay içinde biter” diyor Oran; yani 7 Haziran
2015 seçimine kadar.
DÜĞÜM GÜVENLİK PAKETİ VE
SEÇİMDE
İş gelip seçime dayanıyor ve tabii ki 'güvenlik paketine'.
Aslında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu,
Öcalan’dan “Eylemleri bırakın, halk mahkemelerini kaldırın,
yol kesmeleri durdurun” türü bir mesajı 3 Eylül’de
bekliyordu.
Olmadı. Araya Kobani girdi. HDP’nin Kobani için taraftarlarını
sokağa çağırması 6-7 Ekim’de 40 küsur cana mal oldu. Davutoğlu
sokağı ancak Öcalan’dan MİT aracılığıyla çağrıda bulunmasını
isteyerek durdurabildi.
Onun üzerine Davutoğlu “Barış ama önce kamu
düzeni” diyerek 'güvenlik paketini' Meclis’e
gönderdi. Ama Öcalan’ın 29 Kasım görüşmesinde eylemleri
durdurun demek yerine, daha önce hükümetin adım atmasını beklemeden
silahları susturun dediği için özeleştiri yaptığı HDP’liler
aracılığıyla basına yansıdı.
İşte bu aşamada Demirtaş “Pakete karşı sokağa
çıkarız” deyince Davutoğlu sinirlendi ve bundan böyle kan
akarsa Demirtaş’ı sorumlu tutacağını söyledi. O da altında kalmadı,
gerilim yeniden tırmanıyor.
Her iki taraftan da konuştuğum kişiler, Besê Hozat’ın “Her
şey bitmiş değil” sözlerini doğruluyor. Halen Meclis
komisyonunda bekleyen taslak üzerinde yapılacak bazı değişiklikler
durumu kurtarabilir.
Aksi halde hem işler sertleşebilir, hem de bir ara rafa kalkmış
görünen Nisan-Mayıs’ta baskın seçim formülü dahi gündeme gelebilir;
dikkatle izlemek gerekiyor.