Kandil’deki ’yılan’ hükümete meydan okuyor
Abone olBüyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Murat Karayılan’ın hükümete meydan okuduğunu söyledi. <br/>Konuyla ilgili yazılı a...
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Murat
Karayılan’ın hükümete meydan okuduğunu söyledi.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Destici, “Kandildeki ‘yılan’
hükümete meydan okuyor. Yılan ‘Bir hafta içerisinde adım atılmaz
ise biz eylemlere geri başlayacağız’ diyor. Yani resmen Türkiye
Cumhuriyetini tehdit ediyor. Hükümetin bunu duymaması mümkün değil.
Ama nedense bir ses yok. Birisi çıkıp da ‘Sen kimsin? Sen bu büyük
Türk Devletine nasıl meydan okuyorsun. Elinden geleni arkana koyma’
diyemiyor. Bunun nedeni ise masa da bir takım şeylerin konuşulması.
Bir takım şeyler müzakere edilmiş. Şimdi karşı taraf bunları uygula
diyor. Hükümette diyor ki’ Sen bana vermiş olduğun sözleri yerine
getirmedin. Çekilmedin. Çekilmeyi tamamlamadın. Dolayısıyla ben de
sana verdiğim sözleri yerine getirmeyeceğim diyor.’ Bunların ikisi
de yanlış. Biz bunların ikisini de kabul etmiyoruz. Biz baştan beri
masaya oturulmasını doğru bulmuyoruz. Nasıl oluyor da devlet
kendisine 30 yıldır kan kusturmuş, her türlü zararı vermiş bir
terör örgütü ile masaya oturabiliyor. Devlet kendi gücüyle bunu yok
etmeliydi’ dedi.
Hükümetin çözüm süreci diye başlattığı sürecin çözüm süreci değil,
PKK ve onun siyasi uzantıları müzakere süreci olduğunu defalarca
belirttiklerini kaydeden Destici, “Bunun birinci, ikinci ve üçüncü
aşamalarının olduğunu belirttik. PKK tarafından da bu doğrulandı.
Mücadele sürecinden müzakere sürecine girdiklerini ifade ettiler.
Ama hükümet bunu hiç kabul etmedi. Kesinlikle pazarlık yok,
aşamalar yok, sadece çözüm var dediler. Onun da ne olduğunu
kendileri de anlamadı ve anlatamadı. Ama en son hükümet sözcüleri
ve bakanlardan duyduk ki, bir müzakere sürecindeymişiz ve aşamalar
varmış. PKK ve onun siyasi uzantıları birinci aşama tamamlandı,
ikinci aşamaya geçildi derken, hükümet daha birinci aşamanın
tamamlanmadığını söylemeye başladılar” dedi.
PKK EYLEMLERİNE DEVAM EDİYOR
PKK’nın eylemlerine devam ettiğini vurgulayan Destici, “PKK şuanda
ne yapıyor? Eylemlerine devam ediyor. PKK’nın eylem yapması için
illa karakol basması mı gerekir? Karakol basmıyorlar ama şuanda
şantiye basıyorlar. Oradaki iş makinelerini yakıyorlar. Orada
çalışanları kaçırıyorlar. Yol kesiyorlar. Daha önce Cizre’de
yaptığını şimdi Diyarbakır’da yaptılar. Kendi güvenlik birimini
oluşturup kimlik kontrolü yapıyorlar. Sanki özerk bir bölge varmış
gibi, ayrı bir bölge gibi bütün bunları yerine getiriyorlar”
şeklinde konuştu.
Destici, “ Bizim Güneydoğu Anadolu Bölgemizde, Kuzey Kürdistan
Konferansları yapılırken buna müsaade edenler, bunu yok sayanlar,
bunu görmezden gelenler, bunun ile ilgili tek kelime yorum bile
yapmayanların suskunluğunu neye bağlamak gerekir. Demek ki bazı
şeyler konuşulmuş, anlaşılmış. Adam çıkıyor ‘sen bana söz
vermiştin, karakol yapmayacaktın. Sen bana söz vermiştin karakol,
kalekol yapmayacaktın. Sen bana söz verdin Apo’nun şartlarını
iyileştirecektin. Yardımcı vereceksin, sekreter vereceksin. Sen
bana söz verdin koruculuk sistemini kaldıracaktın. Sen bana söz
verdin Avrupa Birliği’nin yerel yönetimler şartını eksiksiz
uygulayacaktın. Sen bana söz verdin bize karşı operasyonlar
yapmayacaktın diyor.’ Bizimkiler ise ne diyor, ‘Kusura bakmayın,
yeni karakol yapmıyoruz, var olan karakolu tamir ediyoruz
diyorlar.’ Böyle zavallılık olmaz. Devlet karakol yaparken
eşkıyadan mı izin alacak? Bu yol yol değil. Bence hükümetin bu
yoldan biran önce dönmesi lazım. Çünkü bu yolun sonu direk
Türkiye’yi bölmeye götürüyor. Bu süreç önce PKK’yı meşrulaştıracak,
daha sonra siyasallaştıracak, sonra da devletleştirecek. Adamların
yolu dümdüz. Önce Irak’ın kuzeyinde fiili bir devlet kurdular.
Şuanda da Suriye’nin kuzeyinde özerklik ilan ediyorlar. Daha sonra
ki aşama Türkiye’nin kuzeyidir. İran’daki en küçük karışıklıkta da
o bölgeyi alıp 4 bölgeli bir devlet oluşturacaklar. Başka hiçbir
emelleri yok ve buraya dümdüz gidiyorlar. Bizlerin, vatandaşın
gördüğünü, hükümet görmüyor mu? Neden sessiz ve suskunlar.
Vatandaşa her şeyi açık bir şekilde anlatmıyorlar” dedi.
Destici açıklamasına şöyle davam etti: “Birinci aşamada
meşrulaşacak dedik. İşte meşrulaştı. Bakın KCK’nın, ve diğer
uzantılarının aldığı kararlar Türkiye’de bu kadar konuşulur muydu?
Bu kadar ülke gündemini işgal eder miydi? Sanki legal bir siyasi
partinin kongresi yapılmışta üst yapısında değişiklikler olmuş gibi
Türkiye kamuoyunda ve gazetelerinde manşet manşet kullanıldı.
Çekildi denilen PKK’li teröristlerin ellerinde uzun namlulu
silahlarla sözde milletvekilleri ile cenaze merasimleri düzenlediği
görüntüler gazetelerin baş sayfalarını süsledi. Bunlar
meşrulaştırma sürecinin yolları. Bunların terörist değil de sanki
özgürlük savaşçısı, gerilla oldukları bizim kendi basınımız yoluyla
maalesef millete gösterilmeye çalışılıyor. Ben bunu kabul
etmiyorum. Bu şekilde meşrulaştırılmalarını da doğru bulmuyorum.
Bunlar eli kanlı katillerdir, canilerdir, teröristlerdir. Bunlar bu
zaman kadar binlerce Mehmetçiğin, polisin kanını elinde
bulunduruyorlar. Sivil vatandaşlarımızın , kundaktaki Bebeklerin
kanlarını ellerinde bulunduruyorlar. Bunlar ile ilgili hukukun ön
gördüğü ceza neyse işletilmesi lazım. Biz Büyük Birlik Partisi
olarak uyardık. Bunlara güvenilmez ve bunlarla anlaşma yapılmaz.
Çünkü bunların iradeleri yok. Bunlar emperyalist küresel güçlerin
maşası. Ağa babaları ne derlerse bunlar ona göre hareket ederler.
Ona göre yol haritasını belirlerler. Onun için onlar daha baştan
yol haritalarını benimsemişler. PKK çekilmedi ve çekilmeyecek.
Ortada şöyle bir durum yok. Pişman olmuş, silahlarını getirmiş
teslim etmiş, kendisini de Türk adaletine bırakmış örgüt ve örgüt
lideri yok. Tam tersini masaya oturmuş, konumunu, elini daha da
güçlendirmiş ve arkasına batıyı da almış bir örgüt var. Bunlar
sadece Türkiye’de değil uluslar arasında da meşrulaşacaklar. Belli
süre sonra PKK terör örgütü listelerinden çıkartılacak. Tamamen
siyasi bir yapı haline dönüşecek. Ondan sonra Batı, Avrupa
Parlamentosu, uluslar arası güçler, direk bu işe müdahil olacaklar
ve Türkiye’yi baskı uygulayacaklar. Türkiye’nin başı daha da büyük
belaya girecek. Bu olayı uluslar arası bir hadise olarak
göstermeyin. Uluslara arası boyuta taşınmasına fırsat vermeyin.
Terör problemi kendi iç meselemizdir. Bunu kendi içimizde, kendi
güvenlikçi politikalarımızla çözeceğiz. Bu iş pazarlıkla olmaz.
Onun için yol yakından adına çözüm süreci dediğimiz, Türkiye’yi
bölünmeye götürecek müzakere sürecinden vazgeçin.”
Destici, ‘Ömrünü ayrılıkçı Kürt hareketini adamış olan ve her zaman
Konfederalizm’den bahseden, Güneş Motel rezaletinin döneklerinden
olan birisinin ismini Şırnak Havaalanına vermek, milletin iktidarı
olduğunu söyleyenlere yakışmadı. Acaba bu da müzakere sürecinin
içerisinde konuşulmuş muydu? Bu ayıp o havaalanına o isim verilip
ve o ismin orada kaldığı sürece bu hükümetin yüz karası olacaktır.
Merhum liderimiz Muhsin Yazıoğlu’nun ismini bir havaalanına, ya da
üniversiteye vermeyi akıllarına bile getirmeyenlerin Şerafettin
Elçi sevgisini büyük Türk milletinin takdirlerine ve vicdanlarına
havale ediyorum” dedi.
(İHA)