Kandil ile Öcalan nerede ayrı düştü?
Abone olÇalışlar, Abdullah Öcalan ile Kandil'deki liderler arasındaki ayrılığı analiz etti..
Kürt hareketini ve PKK'yı yakından izleyen
gazetecilerden Oral Çalışlar'a göre Kandil ile örgütün lideri
Abdullah Öcalan arasındaki ayrılık artık saklanamayacak ölçüde gün
yüzüne çıktı.
Çalışlar'ın bölgenin önde gelenleriyle yaptığı sohbetlerden yola çıkarak yaptığı analize göre Abdullah Öcalan özgürlüğü için hükümetle uzlaşı yolunu zorlarken, yaşlan 60'ları bulan dağdaki örgüt liderleri ise sürecin dışında kalmayı "Kürdistan'ı ben yönetirim, yönetmeliyim" düşüncesiyle kabullenemiyor.
Çalışlar'ın Öcalan ile Kandil arasındaki ayrılığı analiz ettiği yazısının satırbaşları şöyle:
ORDU PKK UZLAŞMASI İDDİASI POLİSLE AŞILACAK
Kandil ile Öcalan arasında bu konuda bir ayrılık var mı? İddia
edildiği gibi Öcalan sürecin dışına mı itiliyor?...Seçimlerden bu
yana, iki taraflı bir hesaplaşma hazırlığının yükselişini adım adım
gözledik.
"Siz Hatip Dicle'nin cezasını bir an önce kaldırmazsanız" diye başlayan boykot çizgisi, bir aşamadan sonra, PKK'nın eylem alanını genişletmesine destek verir duruma dönüştü. PKK, seçim sonrası siyaset alanındaki gerginliğin tırmanmasını mı gerekçe olarak kullandı, yoksa bizzat bu gerginliğin tırmandırılmasını mı planladı bunu saptamak o kadar kolay değil. Devlet içindeki savaşçı enerji ile PKK içindeki çatışma enerjisi birbirini yeniden besliyor, Bu kez geçmiştekinden farklı olarak taraflar ellerindeki son "savaş kozu"nu piyasaya sürüyor gibiler.
Yeni savaş anlayışı Devlet içindeki durumu az çok
okuyabiliyoruz. Yeni anlayış şöyle özetlenebilir; Bugüne kadar
askerin egemen olduğu "PKK ile savaş" konsepti,
değişiyor.
"Artık sürece hükümet kumanda edecek" diyen ve bu
anlayışla PKK'yı Kandil'de imha edeceğine inanan bir yeni strateji
yürürlüğe konuyor. Bir gazetenin dünkü başlığı bu mantığı
anlamamızı sağlayacak nitelikte: "Polis hainleri Kobra ile
vuracak..." Yani polis devreye giriyor ve PKK ile
uzlaştığı düşünülen ordu egemenliğini kaybediyor.
KÜRT ÖNDERLERİ NE DİYOR?
PKK'nın çatışmayı tırmandırmasının ardındaki anlayışı okumak o
kadar da kolay değil.
Günlerdir, yörenin önde gelenleriyle düşünce alışverişindeyim.
"PKK ne yapmak istiyor?" diye soruyorum.
Cevapları şöyle sıralayabilirim: Sürecin müzakere için masaya yatırılması ve barışa çözüm ihtimalinin gelişmesi karşısında, Kandil bu sürece aktif olarak müdahale etmek istiyor. 30 yıldır dağda olan ve yaşlan 60'ları bulan dağdaki önderlik, "Kürdistan'ı ben yönetirim, yönetmeliyim" diye düşünüyor. Onlan dışında bırakacak bir çözümün çözüm olmayacağı mesajını veriyor.
Kandille Öcalan arasında bu konuda bir ayrılık var mı? İddia edildiği gibi Öcalan sürecin dışına mı itiliyor? Biliyoruz ki, Kandil, böyle bir açık tutumu bu koşullarda alamaz. Öcalan'ı dışladığını gösteren bir çıkışta bulunamaz. Ancak şurası bir gerçek ki, Kandil'in hedefleriyle, Öcalan'ın hedefleri arasında farklılık oluştuğu da bir vakıa.
ÖCALAN KURTULUŞ İÇİN UZLAŞI İSTİYOR
Öcalan, kendisinin özgürlüğünü de hedefleyen bir uzlaşma
siyasetinden yana, Bunun da ancak müzakere ortamının korunmasıyla
olacağını biliyor. Kandil ise geleceğini planlamaya yönelik değişik
bir strateji izliyor. Bu farklılıklar, süreç içinde bir ayrışmaya
neden olabilir.
Öcalan hâlâ çözüm için önemli bir adres. Çatışma ve gerginlik, asıl
tahribatı sivil alanda yapıyor. Onlarınn inisiyatifini ve etki
alanını yok düzeyine indirgiyor. Çaresizleştiriyor.