Kandil Dağı bir anda boşalacak
Abone ol'Madem terörist öldürmekle meselenin çözüleceğine inanmıyorsun, şimdiye kadar söylediklerin neydi?' diye kendi kendime soruyordum
ADNAN
BERK OKAN
HABERTÜRK TV’de yayınlanan “Basın Kulübü” isimli tartışma programında Türkiye’nin dış politikası tartışıldı.
Moderatör Yiğit Bulut, konukları ise; Can Ataklı, Nazlı Ilıcak, Murat Mercan (Ak Parti milletvekili) ve Onur Öymen (CHP milletvekili) idi.
Murat Mercan, PKK’nın en geç 1 yıl içinde biteceğini öngörürken; Onur Öymen ve Can Ataklı bu öngörüye şiddetle karşı çıkıyor, “nereden biliyorsun? Elinde belge ve bilgi mi var?” diye soruyorlardı.
Nazlı
Ilıcak ise sorgulamaktan
kaçınıyor, açıkça söylemese de “İnşallah” demeye getiriyordu…
***
Murat Mercan, “geleceği okuyorum” diyordu… “Geçmişteki olayların sonrasında yaşanan gelişmeleri iyi izliyorum”…
Sonra da ekliyordu: “Kandil Dağı bir anda boşalacak”…
Murat Mercan böylesine “umut” dolu konuştukça, Onur Öymen hırstan dudaklarını yiyor, Mercan’dan ekrana, ekrandan izleyicilere yayılan “umut dalgalarını” elinin tersiyle silip atmaya çalışıyordu…
***
Onur Öymen, “Felâket haberleri vermekle mükellef” haberci gibiydi…
Mercan, Türkiye’nin en ünlü solcusu Nazım Hikmet gibi, “güzel günler göreceğiz çocuklar” dedikçe, Türkiye’nin “en solcu olması gereken” partisinin Milletvekili Öymen, “gelecekte karanlıkta kalacağız çocuklar” demek istiyordu ısrarla…
Mercan; “ABD, Suriye'de büyükelçilik açacak” diyerek komşularımızın küresel aktör olmasına imkân verileceğini söyleyip, geleceğe “ışık” tuttukça, Öymen ışığın önüne geçiyor; böyle bir olasılığın olmadığını anlatmaya çalışıyordu…
***
Daha da öte...
Murat Mercan geleceği anlatırken Onur Öymen geçmişe dönüyor; Reşadiye katliamından söz ederken gözlerine “hüzün” yükleyeceğine aksine “pırıltı” ile aydınlatıyordu bakışlarını…
“İyi ki Reşadiye Katliamı oldu” demek ister gibi bakıyordu…
“Türkiye Kan gölüne döndü” diyordu dudaklarındaki gülümsemeyi gizlemeye çalışarak…
Türkiye’nin iç güvenlikte 121. sırada olduğunu söylerken, daha önceki yıllarda o sıranın daha da aşağılarda olduğunu hatırlatmayı aklına getirmiyordu…
Hükümetin, TSK’ya emir verme iradesinin olmadığını iddia ediyor; “emredin de Kuzey Irak’ı bombalasınlar” demeye getiriyordu…
Ve…
Bu arada “olur a bizi dinleyen Avrupalı dostlarımız da vardır” düşüncesiyle, “Türkiye HAMAS'ın hamisi oldu” diyordu…
Hükümetin “korkak” olduğunu söylüyordu…
Bütün bunlardan sonra konuşmasını “terörist öldürmekle mesele çözülmez” diyerek bir bakıma “Demokratik Açılıma destek” veriyordu…
Ve ben oturduğum yerde; “Madem terörist öldürmekle meselenin çözüleceğine inanmıyorsun, şimdiye kadar söylediklerin neydi?” diye kendi kendime soruyordum…