Kanal İstanbul nedir Kanal İstanbul nereden geçiyor güzergahı
Abone olTürkiye'nin en büyük projesi olan Erdoğan'ın Çılgın Proje dediği Kanal İstanbul projesi nedir, nereden geçiyor araştırmaları vatandaşın gündeminde. Bir suyolu projesi olan Kanal İstanbul şehrin Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek. Peki maliyetinin 10 milyar doların üzerinde olacak Kanal İstanbul güzergahı nasıl?
Son günlerin tartışmalı konusu olan Kanal İstanbul vatandaşın
gündeminde. İstanbul'un Avrupa yakasında hayat geçirilecek olan
Kanal İstanbul suyolu projesi olarak kurulacak. Maliyetinin 10
milyonun üzerinde olacağı tahmin edilen Kanal İstanbul
projesi Küçükçekmece Gölü, Sazlısu Barajı ve Terkos Barajı
güzergahlarından geçecek. Peki yapımı tartışma konusu olan Kanal
İstanbul Montrö Boğazlar anlaşmasına aykırı mı, Montrö
Boğazlar anlaşması maddeleri neler?
Kanal İstanbul Projesi nedir: Açıklamalara göre, resmî adıyla Kanal İstanbul, şehrin Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek. Hâlihazırda Karadeniz ile Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu açılacak. Kanalın Marmara Denizi ile birleştiği noktada 2023 yılına değin kurulması öngörülen iki yeni kentten biri kurulacak. Kanalın uzunluğu 40–45 km; genişliği yüzeyde 145–150 m, tabanda ise yaklaşık 125 m olacak. Suyun derinliği 25 m olacak. Bu kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak, İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacaktır.
453 milyon metrekareye kurulması planlanan Yeni Şehir'in 30 milyon metrekaresini Kanal İstanbul oluşturmaktadır. Diğer alanlar 78 milyon metrekare ile havaalanı, 33 milyon metrekare ile Ispartakule ve Bahçeşehir, 108 milyon metrekare ile yollar, 167 milyon metrekare ile imar parselleri ve 37 milyon metrekaresi ise ortak yeşil alanlara ayrılmıştır.
Projenin etüt çalışması iki yıl sürecek: Çıkartılan topraklar, büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taşocaklarının ve kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak. Projenin maliyetinin 10 milyar doların üzerinde olabileceği belirtiliyor.
Güzergahı belli oldu: 15 Ocak 2018 tarihinde
projenin güzergahı belli olmuştur. Ulaştırma Bakanlığı tarafından
projenin Küçükçekmece Gölü, Sazlısu Barajı ve Terkos Barajı
güzergahlarından geçeceği kamuoyuna duyurulmuştur.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir: 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan Montrö Sözleşmesi ile ticaret gemilerinin Boğazlardan geçiş serbestisi ilkesi korunmakla birlikte, Boğaz geçiş rejimi Türkiye'nin güvenliği dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir. Belirli maddeleri içeren Montrö Boğazlar Sözleşmesi, hala geçerliliği sürdürmektedir. İşte, Montrö Boğazlar Anlaşması maddeleri ve detaylı bilgiler
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ MADDELERİ NELERDİR?
BU TEMSİLCİLER, yetki belgelerini gösterdikten ve bu belgeler usulüne uygun ve geçerli kabul edildikten sonra, aşağıdaki hükümler üzerinde anlaşmaya varmışlardır:
Birinci Madde
Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar'da denizden geçiş ve gidiş-geliş
(ulaşım) özgürlüğü ilkesini kabul ederler ve doğrularlar.
Bu özgürlüğün kullanılışı bundan böyle işbu Sözleşme hükümleriyle düzenlenmiştir.
KESİM I. - TİCARET GEMİLERİ
Madde 2
Barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne
olursa olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere,
hiçbir işlem (formalite) olmaksızın, Boğazlardan geçiş ve
gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu
gemiler, Boğazlar’ın bir limanına uğramaksızın transit geçerlerken,
Türk makamlarınca, alınması işbu Sözleşmesinin I sayılı Ek'inde
öngörülen vergilerden ve harçlardan başka, bu gemilerden hiçbir
vergi ya da harç alınmayacaktır.
Bu vergilerin ya da harçların alınmasını kolaylaştırmak üzere, Boğazlar'dan geçecek ticaret gemileri, 3. maddede belirtilen istasyonun görevlilerine adlarını, uyrukluklarını, tonajlarını, gidecekleri yeri ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.
Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.
Madde 3
Ege Denizi'nden ya da Karadeniz'den Boğazlar'a giren her gemi,
uluslararası sağlık kuralları çerçevesinde Türk yasalarıyla
konulmuş olan sağlık denetimi için, Boğazlar'ın girişine yakın bir
sağlık istasyonunda duracaktır. Bu denetim, bir temiz sağlık
belgesi (patentesi) ya da işbu maddenin 2. fıkrasındaki hükümlerin
kapsamına girmediklerini doğrulayan bir sağlık bildirisi gösteren
gemiler için, gündüz ve gece, olabilen en büyük hızla yapılacak ve
bu gemiler Boğazlar'dan geçişleri sırasında başka hiçbir duruş
zorunda bırakılmayacaklardır.
İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exanlhematique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan gemilerle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi-dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan gemiler, Türk makamlarının gösterebilecekleri sağlık koruma görevlilerini gemiye almak üzere, sağlık istasyonunda duracaklardır. Bu yüzden, hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır; sağlık koruma görevlileri Boğazlar'ın çıkışında bir sağlık istasyonunda gemiden indirileceklerdir.
Madde 4
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak
ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. maddelerde öngörülen koşullar
içinde Boğazlar’dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden
yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe
bağlı kalmaktadır.
Madde 5
Savaş zamanında, Türkiye savaşmışa, Türkiye ile savaşta olan bir
ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde
yardım etmemek koşuluyla, Boğazlar'da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım)
özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar'a gündüz
girecekler ve geçiş, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilecek
yoldan yapılacaktır.
Madde 6
Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi
karşısında sayması durumunda, 2. madde hükümlerinin uygulanması
yine de sürdürülecektir; ancak, gemilerin Boğazlar'a gündüz
girmeleri ve geçişin, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilen
yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bu durumda, zorunlu
kılınabilecek, ancak ücrete bağlı olmayacaktır.
Madde 7
"Ticaret gemileri" terimi, işbu Sözleşmenin II. Kesiminin kapsamına
girmeyen bütün gemilere uygulanır.
KESİM II. - SAVAŞ GEMİLERİ
Madde 8
İşbu Sözleşme bakımından, savaş gemilerine ve bu gemilerin
nitelikleriyle tonajlarının hesabı için uygulanacak tanımlama, işbu
Sözleşmenin II sayılı Ek'inde yer alan tanımlamadır.
Madde 9
Deniz kuvvetlerinin, sıvı olsun ya da olmasın, yakıt taşımak için
özellikle yapılmış olan yardımcı gemileri, 13. maddede belirtilen
ön-bildirim koşuluna bağlı tutulmayacaklar ve, Boğazlar'ı tek
başlarına geçmek koşuluyla, 14. ve 18., maddeler gereğince
sınırlamaya bağlı tonajlar hesabına katılmayacaklardır. Bununla
birlikte, bu gemilerin, öteki geçiş koşullan bakımından, savaş
gemileriyle bir tutulmaları süregidecektir.
Bir önceki fıkrada belirtilen yardımcı gemiler, öngörülen kuraldışılıktan, ancak silâhları: yüzer hedeflere karşı en çok 105 milimetre çapında iki toptan, hava hedeflerine karşı en çok 75 milimetre çapında iki silâhtan çok değilse yararlanabileceklerdir.
Madde 10
Barış zamanında, hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve
yardımcı gemiler, ister Karadeniz'e kıyıdaş olan ister olmayan
Devletlere bağlı bulunsunlar, bayrakları ne olursa olsun,
Boğazlar'a gündüz ve aşağıdaki 13. ve sonraki maddelerde öngörülen
koşullar içinde girerlerse, hiçbir vergi ya da harç ödemeksizin,
Boğazlar'dan geçiş özgürlüğünden yararlanacaklardır. Yukarıdaki
fıkrada belirtilen sınıflara giren gemiler dışında kalan savaş
gemilerinin ancak 11. ve 12. maddelerde öngörülen özel koşullar
içinde geçiş
haklan olacaktır.
Madde 11
Karadeniz'e kıyıdaş Devletler, 14. maddenin 1. fıkrasında öngörülen
tonajdan yüksek bir tonajda bulunan hattıharp gemilerinin3
Boğazlardan geçirebilirler; şu koşulla ki, bu gemiler Boğazlar'ı
ancak tek başlarına ve en çok iki torpido eşliğinde geçerler.
Madde 12
Karadeniz'e kıyıdaş Devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da
satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın
alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz
üslerine katılmak üzere Boğazlar'dan geçirme hakkına sahip
olacaklardır.
Sözü edilen Devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar'dan geçebileceklerdir.
Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.
Madde 13
Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükümetine
diplomasi yoluyla bir ön-bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu
ön-bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz
kıyıdaşı olmayan Devletler için bu sürenin onbeş güne çıkartılması
istenmeğe değer sayılmaktadır. Bu önbildirimde gemilerin
gidecekleri yer, adı, tipi, sayısı ile gidiş için ve, gerekirse,
dönüş için geçiş tarihleri belirtilecektir. Her tarih
değişikliğinin üç günlük bir önbildirim konusu olması gerekecektir.
Gidiş için geçişte Boğazlar'a girişin, ilk ön-bildirimde belirtilen
tarihten başlayarak beş günlük bir süre içinde yapılması
gerekecektir. Bu sürenin bitiminden sonra, ilk ön-bildirim için
olan aynı koşullar içinde yeni bir önbildirimde bulunulması
gerekecektir.
Geçiş sırasında, deniz kuvvetinin komutanı, durmak zorunda olmaksızın, Çanakkale Boğazı'nın ve Karadeniz Boğazı'nın girişindeki bir işaret istasyonuna, komutası altında bulunan kuvvetin lam kuruluşunu bildirecektir.
Madde 14
İşbu Sözleşmenin III. maddesinde ve III sayılı Ek'inde öngörülen
koşullar dışında, Boğazlar'da transit geçişte bulunabilecek bütün
yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek (tavan) toplam tonajı 15.000
tonu aşmayacaktır. Bununla birlikte, bir önceki fıkrada belirtilen
kuvvetler dokuz gemiden çok gemi iç ermeyeceklerdir.
Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan Devletlerin, 17. madde hükümleri uyarınca Boğazlar'daki bir limanı ziyaret eden gemileri bu tonaja katılmayacaktır.
Geçiş sırasında bir avaryaya uğramış olan savaş gemileri de bu tonaja katılmayacaktır; bu gemiler, onarım sırasında, Türkiye'ce yayımlanan özel güvenlik hükümlerine bağlı tutulacaklardır.
Madde 15
Boğazlar'da transit olarak bulunan savaş gemileri taşımakla
olabilecekleri uçakları5 , hiçbir durumda,
kullanamayacaklardır.
Madde 16
Boğazlarda transit olarak bulunan savaş gemileri, avarya6 ya da
geminin teknik yönetimine bağlı olmayan bir aksaklık7 durumları
dışında, geçişleri için gerekli süreden daha uzun süre Boğazlar'da
kalamayacaklardır.
Madde 17
Yukarıdaki maddelerin hükümleri, herhangi bir tonajda ya da
kuruluşta olan bir deniz kuvvetinin, Türk Hükümetinin çağrısı
üzerine, Boğazlar'daki bir limana sınırlı bir süre için bir nezaket
ziyaretinde bulunmasına hiçbir biçimde engel olamayacaktır. Bu
kuvvet, 10., 14. ve 18. maddeler hükümleri uyarınca, Boğazlardan
transit olarak geçmek için istenilen koşullar içinde bulunmuyorsa,
Boğazlar'dan giriş için izlediği yoldan ayrılacaktır.
Madde 18
1. Karadeniz kıyıdaşı olmayan Devletlerin barış zamanında bu
denizde bulundurabilecekleri toplam tonaj aşağıdaki gibi
sınırlandırılmıştır:
a) Aşağıda b) paragrafında öngörülen durum dışında, sözü geçen
Devletlerin toplam tonajı 30.000 tonu aşmayacaktır;
b) Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının
(filosunun) tonajı işbu Sözleşmenin imzalanması tarihinde bu
denizele en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000
ton aşarsa, a) paragrafında belirtilmiş olan 30.000 tonluk
toplam tonaj aynı ölçüde ve en çok 45.000 tona varıncaya değin
arttırılacaktır. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, işbu Sözleşmenin IV
sayılı Ek'i uyarınca, Türk Hükümetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz
tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam
tonajını bildirecektir; Türk Hükümeti de, bu bilgiyi, öteki Bağıtlı
Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine
ulaştıracaktır.
c) Karadeniz'e kıyıdaş olmayan Devletlerden herhangi birinin bu denizde bulundurabileceği tonaj, yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen toplam tonajın üçte ikisiyle sınırlandırılmış olacaktır.
d) Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç
Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri
göndermek
isterlerse, toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşmaması gerekecek
olan bu kuvvetler, işbu Sözleşmenin 13.maddesinde öngörülen
ön-bildirime gerek duyulmaksızın, aşağıdaki koşullar içinde Türk
Hükümetinden alacakları izin üzerine, Karadeniz'e
girebileceklerdir:
Yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen toplam tonaj dolmamışsa ve gönderilmesi istenilen kuvvetlerle bu toplam tonaj atılmayacaksa, Türk Hükümeti, kendisine yapılmış olan istemi aldıktan sonra en kısa süre içinde bu izni verecektir;
sözü geçen toplam tonaj daha önce kullanılmış bulunuyorsa ya da
gönderilmesi istenilen kuvvetlerle bu toplam tonaj açılacaksa,
Türk
Hükümeti, bu izin isteminden, Karadeniz kıyıdaşı Devletleri hemen
haberli kılacak ve bu Devletler, haberli kılındıklarından
yirmi-dört
saat sonra bir karşı görüş öne sürmezlerse, ilgili Devletlere
istemlerine ilişkin olarak verdiği kararı en geç kırksekiz saat
içinde
bildirecektir.
[Karadeniz’e] kıyıdaş olmayan Devletler deniz kuvvetlerinin,
Karadeniz'e bundan sonraki her girişi ancak yukarıdaki a) ve b)
paragraflarında öngörülen kullanılabilir toplam tonajın sınırları
içinde yapılacaktır.
2. Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan Devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.
Madde 19
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10.
maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen
koşullarla aynı koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve
gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.
Bununla birlikte, savaşan herhangi bir Devletin savaş
gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır; şu kadar ki, işbu
Sözleşmenin 25. maddesinin uygulama alanına giren durumlarla,
saldırıya uğramış bir Devlete, Milletler Cemiyeti Misakı çerçevesi
içinde yapılmış, bu Misak'ın 18. maddesi hükümleri uyarınca kütüğe
yazılmış (tescil edilmiş) ve yayımlanmış, Türkiye'yi bağlayan
bir karşılıklı yardım andlaşması gereğince yapılan yardım durumları
bunun dışında kalmaktadır.
Yukarıdaki fıkrada öngörülen kuraldışı durumlarda, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen kısıtlamalar uygulanamayacaktır.
Yukarıdaki 2. fıkrada konulmuş geçiş yasağına karşın, Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan savaşan Devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebilirler.
Savaşan Devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir elkoymaya8 girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı9 uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.
Madde 20
Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye
kadar olan maddelerin hükümleri uygulanamayacaktır; savaş
gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi
davranabilecektir.
Madde 21
Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında
sayarsa, Türkiye'nin, işbu Sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini
uygulamağa hakkı olacaktır.
Yukarıdaki fıkranın Türkiye'ye tanıdığı yetkinin Türkiye'ce kullanılmasından önce Boğazlar'dan geçmiş olan, böylece bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebileceklerdir. Bununla birlikle, şu da kararlaştırılmıştır ki, Türkiye, davranışıyla işbu maddenin uygulanmasına yol açmış olabilecek Devletin gemilerini bu haktan yararlandırmayabilecektir. Türk Hükümeti, yukarıdaki birinci fıkranın kendisine verdiği yetkiyi kullanırsa, Bağıtlı Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine bu konuyla ilgili bir bildiri gönderecektir.
Milletler Cemiyeti Konseyi, üçte iki çoğunlukla, Türkiye'nin böylece almış olduğu önlemlerin haklı olmadığına karar verirse, ve işbu Sözleşmenin imzacıları Bağıtlı Yüksek Tarafların çoğunluğu da aynı görüşle olursa, Türk Hükümeti, söz konusu önlemlerle, işbu Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca alınmış olabilecek önlemleri kaldırmayı yükümlenir.
Madde 22
İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus
exauthmatique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan, yada yedi
günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan savaş
gemileriyle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi dört saatten az bir
süreden beri ayrılmış olan savaş gemileri, Boğazlar'ı karantina
altında geçecekler ve Boğazlar'ın bulaştırılmasına hiçbir olanak
bırakmamak için gerekli korunma önlemlerini gemideki araçlarla
uygulamak zorunda olacaklardır.
KESİM III - UÇAKLAR
Madde 23
Sivil uçakların Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişini sağlamak
amacıyla, Türk Hükümeti, Boğazların yasak bölgeleri dışında, bu
geçişe ayrılmış hava. yollarım gösterecektir; sivil uçaklar, Türk
Hükümetine, ara sıra (tarifesiz) yapılan uçuşlar için üç gün
öncesinden bir ön-bildirim ile, düzenli (tarifeli) servis uçuşları
için geçiş tarihlerini belirten genel bir ön-bildirimde bulunarak,
bu yolları kullanabileceklerdir.
Öte yandan, Boğazların yeniden askerleştirilmiş olmasına bakılmaksızın, Türk Hükümeti, yine de Türkiye'de yürürlükte olan hava ulaşımı yönetim kuralları uyarınca, Avrupa ile Asya arasında Türk ülkesi üzerinden uçmalarına izin verilmiş olan sivil uçaklara, tam bir güvenlik içinde geçmeleri için gerekli kolaylıkları sağlayacaktır. Bir uçuş izninin verilmiş olduğu durumlarda, Boğazlar bölgesinde izlenecek yol belirli dönemlerde gösterilecektir.
KESİM IV. - GENEL HÜKÜMLER
Madde 24
Boğazlar rejimine ilişkin 24 Temmuz 1923 tarihli Sözleşme gereğince
kurulmuş olan Uluslararası Komisyonun yetkileri Türk Hükümetine
aktarılmıştır. Türk Hükümeti, 11., 12., 14. ve 18. maddelerin
uygulanmasına ilişkin istatistikleri toplamağı ve gerekli bilgileri
vermeği yükümlenir. Türk Hükümeti, işbu Sözleşmenin, savaş
gemilerinin Boğazlar'dan geçişine ilişkin liri hükmünün
yürütülmesine göz kulak olacaktır. Türk Hükümeti, yabancı bir deniz
kuvvetinin yakında Boğazlar'dan gereceği kendisine bildirilir
bildirilmez, bu kuvvetin kuruluşunu, tonajım, Boğazlar'a giriş için
öngörülen tarihi ve, ve, gerekirse, olası dönüş tarihini, Bağıtlı
Yüksek Tarafların Ankara'daki temsilcilerine bildirecektir. Türk
Hükümeti, Boğazlar'da yabancı savaş gemilerinin gidiş-gelişini
gösteren, ayrıca ticarete ve işbu Sözleşmede öngörülen deniz ve
hava ulaşımına yararlı bütün bilgileri kapsayan yıllık bir raporu
Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine ve Bağılı Yüksek Tanıtlara
sunacaktır.
Madde 25
İşbu Sözleşmenin hiçbir hükmü, Türkiye için ya da Milletler
Cemiyetimle üye herhangi bir başka Bağıtlı Yüksek Taraf için,
Milletler Cemiyeti Misakından doğan haklara ve yükümlülüklere halel
vermemektedir.
KESİM V. - SON HÜKÜMLER
Madde 26
İşbu Sözleşme olabilen en kısa süre idinde onaylanacaktır. Onama
belgeleri, Paris’te Fransa Cumhuriyeti Hükümetinin arşivlerine
konulacaktır. Japon Hükümeti, onamanın yapılmış olduğunu,
Paris'deki diplomatik temsilcisi aracılığıyla, Fransa Cumhuriyeti
Hükümetine bildirmekle yetinebilecek ve, bu durumda, onama
belgesini olabilen en kısa süre içinde gönderecektir. Türkiye'nin
onama belgesini de içermek üzere, altı onama belgesi sunulur
sunulmaz, bir sunuş tutanağı (procés-verbal de dépôt)
düzenlenecektir. Bundan
önceki fıkrada öngörülen bildiri,bu bakımdan, onama belgesi sunuşu
ile eşdeğerde olacaktır.
İşbu Sözleşme, bu tutanak tarihinden başlayarak yürürlüğe girecektir. Fransız Hükümeti, bundan önceki fıkrada öngörülen tutanakla, sonradan sunulacak onama belgelerinin sunuş tutanaklarının doğruluğu onaylanmış birer örneğini bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara verecektir.
Madde 27
İşbu Sözleşme, yürürlüğe girişinden başlayarak, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Andlaşmasını imzalamış her Devletin katılmasına açık olacaktır. Her katılma, diplomasi yoluyla Fransa Cumhuriyeti Hükümetine, onun aracılığıyla da, bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara bildirilecektir Katılma, Fransız Hükümetine yapılan bildiri tarihinden başlayarak geçerli olacaktır.
Madde 28
İşbu Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak,
yirmi yıl olacaktır.
Bununla birlikte, işbu Sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidişgeliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır. Sözü edilen yirmi yıllık sürenin bitiminden iki yıl önce, hiçbir Bağıtlı Yüksek Taraf, Fransız Hükümetine Sözleşmeyi sona erdirme ön-bildirimi vermemişse, işbu Sözleşme, bir sona erdirme ön-bildirimin gönderilmesinden başlayarak, iki yıl geçinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Bu ön-bildirim, Fransız Hükümetince, Bağıtlı Yüksek Taraflara iletilecektir. İşbu Sözleşme, işbu madde hükümlerine uygun olarak sona erdirilmiş olursa, Bağıtlı Yüksek Taraflar, yeni bir Sözleşmenin hükümlerini saptamak üzere kendilerini bir konferansta temsil ettirmeği kabul etmektedirler.
Madde 29
İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden başlayarak her beş yıllık
dönemin sona ermesinde, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, işbu
Sözleşmenin bir ya da birkaç hükmünün değiştirilmesini önerme
girişiminde bulunabilecektir. Bağıtlı Yüksek Taraflardan birince
yapılacak değiştirme isteminin kabul edilebilmesi için, bu istem
14. ya da 18. maddelerin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka bir
Bağıtlı Yüksek Tarafça; başka herhangi bir maddenin
değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka iki Bağıtlı Yüksek Tarafça
desteklenmesi gerekir.
Böylece desteklenmiş değişiklik istemi, içinde bulunulan beş yıllık dönemin sona ermesinden üç ay önce, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her birine bildirilecektir. Bu bildiri, Önerilen değişikliğin niteliğini ve gerekçesini kapsayacaktır. Bu öneriler üzerinde diplomasi yoluyla bir sonuca varmak olanağı bulunamazsa, Bağıtlı Yüksek Taraflar, bu konuda toplanacak bir konferansta kendilerini temsil ettireceklerdir.
Bu konferans, ancak oybirliğiyle karar alabilecektir; 14. ve 18. maddelere ilişkin değişiklik durumları bu hükmün dışında kalmaktadır; bu durumlar için Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünden oluşan bir çoğunluk yeterli olacaktır. Bu çoğunluk, Türkiye'yi de içine alarak Karadeniz kıyıdaşı Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünü kapsamak üzere hesaplanacaktır.
BU HÜKÜMLERE OLAN İNANÇLA, aşağıda adları yazılı Tamyetkili
Temsilciler, işbu Sözleşmeyi imzalamışlardır.
MONTREUX’de, yirmi Temmuz bin dokuz yüz otuz altı tarihinde onbir
nüsha olarak düzenlenmiştir; bu nüshalardan, Temsilcilerce
mühürlenmiş olan birincisi, Fransa Cumhuriyeti Hükümeti
arşivlerine konulacak, öteki nüshalar da imzacı Devletlere teslim
olunacaktır.