Kanal İstanbul projesinin toplam 1595 sayfadan oluşan ÇED Raporunda yer verilen bilgilere göre Karadeniz ve Marmara Denizini birbirine bağlayacak olan yapay suyolu, 45 kilometre uzunluğa sahip olacak. Genişliği 275 metre, derinliği ise 20,75 metre olarak belirlenen Kanal İstanbul projesinin uygulanması sırasında 1.1 milyar metreküplük kazı malzemesi çıkması bekleniyor.Kanalın güzergahı üzerinde İstanbul'un yaşam kaynağı olan 3 baraj yer alıyor. ÇED raporunda bölgedeki yeraltı su kaynakları da çıkarıldı. Toplam 6 adet taş ocağı iki ayrı beton santrali kurulması planlanan kanal projesi için yılda 360 patlatma yapılması öngörülüyor. Kanal İstanbul projesinde Karadeniz ve Marmara kıyısında denizin doldurulmasıyla elde edilecek alanlarda iki ayrı konteyner limanı ile Küçükçekmece’de bir yat limanı inşa edilmesi planlanıyor. Proje kapsamında ayrıca Karadeniz kıyısında lojistik merkezi ile rekreasyon alanı inşa edilecek.Kanal İstanbul Projesi’nin uygulanacağı arazinin yarısı tarım arazilerinden oluşuyor. Buna göre proje sahasının yüzde 52’si tarım arazisi, 458 hektarı orman, 503 hektarı mera, 743 hektarı göl, 559 hektarı kumul, 445 hektarı fundalık, 447 hektarı ise çayırlardan oluşuyor. Projeden etkilenecek olan toplam 8 bin 300 parselden 5 bin 908’inin özel mülkiyet olduğu belirtilirken, bu arazilerin kamulaştırılması planlanıyor. Tarım arazileri için de ‘Tarım Dışı Kullanım’ kararı alınacak.Barajların durumu : Projenin ÇED raporunda yer verilen bilgilere göre Kanal İstanbul’ın içinden geçtiği Sazlıdere Barajı’nın yaklaşık yüzde 60’lık kısmı devre dışı kalarak kullanılamaz hale gelecek. Bu oran yaklaşık 30 milyon metreküp içme suyu anlamına geliyor. Kanal İstanbul’un etkilediği su kaynaklarından biri de Terkos Gölü. Terkos Gölü’nün orta mesafeli koruma alanına 5,4 kilometre boyunca giren kanalın inşaatının tamamlanmasının ardından gölün kullanılmaya devam edilebileceği görüşüne yer veriliyor.Yeni Hava Limanı ve Kanal İstanbul projeleri yüzünden Terkos Gölü’ndeki yıllık su kaybının 2,7 milyon metreküp olduğu belirtiliyor. İstanbul’un su kaybının Melen Projesi’nden karşılanacağı da ÇED raporunda yer verilen bilgiler arasında. Kanal İstanbul Projesi’nin çalışma alanındaki orman sayılan alan miktarı yaklaşık 458,83 hektar. Bu ormanların 287,03 hektarlık kısmı ise içme suyu kaynağı olan gölü korumak için 1961 yılında “devamlı muhafaza ormanı” ilan edilen Terkos Muhafaza Ormanı’nın sınırlarında kalıyor. Buna göre toplam 200.878 adet ağaç projeden etkilenecek. ÇED raporunda projeden etkilenecek ağaçların başka yere taşınmasının sağlanacağı belirtiliyor ancak bu konuda bir ayrıntıya yer verilmiyor. Proje sahasında 78 familyaya ait toplam 399 bitki türü bulunuyor. Bu bitkilerden 13 tanesinin endemik olduğu belirtilirken, 4 tanesinin ise kritik olarak nesli tehlike altında bulunan türler olması dikkat çekiyor. Proje sahasında ayrıca 16 ayrı nadir bitki türü bulunuyor. Kanal projesi, karayolu ve demiryolu ulaşımının sağlandığı alanlardan geçtiği için bu bölgedeki ulaşım ağları ile elektrik, doğal gaz ve petrol boru hatları da etkilenecek. ÇED raporunda yer verilen bilgilere göre kanal güzergâhından geçen doğal gaz boru hatlarının kanalın altından geçirileceği, etkilenecek ulaşım ağı için de yeni yollar, tüneller ve köprülerin inşa edileceği kaydediliyor.Kanal İstanbul’un güney kesiminde yer alan General Hamza Günalp Kışlası, Küçükçekmece Askerlik Şubesi Başkanlığı, 11’inci Mühimmat Bölge Komutanlığı, 112’nci İlave Depolama Kısım Komutanlığı ve NATO akaryakıt boru hatlarının bir kısmı olan TF-20 Alibeyköy Tank Çiftliği ile TF-27 Çatalca Tank Çiftliği arasındaki NATO akaryakıt boru hattının TEM otoyolunun kuzeyinden geçen bölümü kanal projesiyle kesişiyor. Kanal İstanbul’un yapılması durumunda General Hamza Günalp Kışlası ile Küçükçekmece Askerlik Şubesi Başkanlığı’nın kaldırılması, NATO akaryakıt boru hattının ise yerinin değiştirilmesi planlanıyor.Projenin ÇED etki sahasında kalan kamu kurumlarından biri de Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi, yeni adıyla (Teknoloji Geliştirme Dairesi Başkanlığı). ÇED raporunda yer verilen bilgilere göre, TR-2 Araştırma Reaktörünün Ulusal Radyasyon Acil Durum Planına entegre edilmesi gerektiği belirtilirken, bu kapsamda Kanal İstanbul Projesinin inşaat çalışmaları öncesinde, söz konusu planların entegrasyonu ile ilgili Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na başvuruda bulunularak gerekli izinlerin alınacağı kaydediliyor. Kanal İstanbul’un güzergâhı üzerinde ayrıca 1’i lisanslı 2 adet Rüzgar Enerji Santrali (RES) ile 3 adet de Güneş Enerji Santrali (GES) bulunuyor.İşte ÇED raporunda yer alan görsellerle Kanal İstanbul projesi: