Büyük umutlarla tanıtımları haftalar öncesinden ekranlarlarda dönmeye başlayan Kanal D'nin çiçeği burnunda dizisi Bir Umut Yeter'in ikinci bölümü için flaş bir karar verildi. Başarılı oyuncu kadrosu ve güçlü senaryosu ile farkını ortaya koyan dizi Bir Umut Yeter'in ilk bölümü perşembe akşamı ekrana geldi. Ancak dizinin reytingleri hiç beklenilen gibi olmadı, listenin gerilerinde kaldı. KANAL D'NİN B BLANI: Perşembe gününün ekran yıldızları olan Bir Zamanlar Çukurova, Avlu ve Bizim Hikaye’nin de o akşam ekranlarda olması dizinin reytinglerinin bölünmesine neden oldu. Bunun üzerine Kanal D düğmeye bastı ve B planını devreye soktu. YAYIN GÜNÜ DEĞİŞTİ: Reyting kaygısından dolayı Kanal D Bir Umut Yeter dizisinin gününü değiştirdi. Dizi artık Cumartesi günleri ekrana gelecek. Bir Umut Yeter 2. bölüm fragmanı da yayınlandı ve bu karar izleyiciyi de duyuruldu. Bakalım cumartesi günü dizi reyting savaşlarında adını nereye yazdıracak? DİZİNİN KONUSU NE: Askerlikten malulen emekli olan Yılmaz, Köyceğiz’in ıssız bir adasında bulunan deniz fenerini kendine sığınak olarak seçtiğinde, yeni ve yalnız bir hayata başladığını düşünüyor olsa da, kısa sürede yanıldığını anlayacaktır. Hayattan fazla beklentisi olmayan Yılmaz Köyceğiz’de tanıştığı Elif’in yaşam sevincinden öylesine etkilenir ki kısa sürede Elif’in de ısrarı ile iki genç evlenmeye karar verirler. Zaman içinde Elif’in peş peşe yaptığı düşükler evliliklerini sarssa da, hiç beklemedikleri bir zamanda mucizevi şekilde yeni doğmuş bir bebeğin girmesiyle hayatları ters yüz olacaktır. Elif, bebeği Allah tarafından gönderilmiş bir hediye olarak görürken, Yılmaz bunun yanlış olduğunu biliyordur. Elif’in bebeği bağrına evlat diye basmasıyla birlikte, yıllar boyu sürecek vicdan azabı da başlamıştır artık... Bir Umut Yeter, Yılmaz’ın vicdan muhasebesi içinde doğru yolu bulma çabası, Elif’in dağılmaması için tutkuyla çabaladığı ailesine olan aşırı düşkünlüğü, evlat acısı ve özlemi içinde hayata tutunmaya çalışan acılı Derya’nın dramını anlatıyor. OYUNCULAR KİMLER: Tolgahan Sayışman Yılmaz Karabey Hakkari’de 6 askerini şehit vermiş, kendisi de vurulmasına ve ölümcül yaralar almasına rağmen hayata bir şekilde tutunmuş onurlu, vicdanlı ve hakkaniyetli bir gazi! İnsanlardan uzak, sade, sakin ve huzurlu bir hayat isteği onu kimsenin yaşamadığı ücra bir adadaki deniz fenerinin bekçisi olmaya kadar götürür. Fenerin bulunduğu kasabada yaşayan Elif’le tanışıp kısa sürede evlenmeye karar veren Yılmaz’ın fırtınalı bir gecede karaya vuran bir kayıktan çıkan bebeği evlat diye bağrına basmasıyla gelişen olaylar, hayatının kalan bölümünü kurşun yarası kadar acı veren bir vicdan muhasebesiyle geçirmesine neden olur. Esra Bilgiç Töre Derya Akar Küçük yaşta annesini kaybeden, varlıklı bir ailede babası tarafından büyütülen Derya, konservatuarın sinema bölümünde okurken tanıştığı Doğulu bir aşiretin oğluna aşık olur. Babasının bu ilişkiyi onaylamaması Derya’yı durdurmaz ve tüm ailesini karşısına almak pahasına aşkının peşinden giderek Toprak’la evlenir. Oğulları Deniz’in doğumundan kısa süre sonra, Toprak’la birlikte başta babası ve özlemini çektiği ailesi ile olan ilişkisini düzeltip buzları eritmek üzere yaşadığı kasabaya gider. Ancak hiç beklenmedik bir gelişme, oğlu ile sevdiği adamın fırtınalı bir gecede denizde kaybolmasına neden olur. Evlat acısı içinde yanan acılı anne yıllar sonra ölen oğlunun yaşadığını öğrenecek ancak bu sefer de öz oğluna kendini anne olarak kabul ettirme çabası içinde savrulacaktır. Serhat Tutumluer Kenan Akar Bölgenin ileri gelen zenginlerinden olan Kenan otoriter, disiplinli ve kontrolcü kişiliği ile dikkat çeken başarılı bir iş adamıdır. Gençlik ateşi çok erken yaşta evlilik dışı bir kız babası olmasına neden olmuş, daha sonra aşık olup evlendiği karısı bu istenmeyen bebeği de kendi iki kızından ayırmadan büyütmüş, ancak yakalandığı MS hastalığından kurtulamayıp genç yaşta Kenan’ı üç kızıyla yapayalnız bırakmıştır. Kenan bu kayıp ile kendisini hayata ve ilişkilere kapatmış bir daha asla evlenmemeye karar verip kendini üç kızını yetiştirmeye ve işlerine adamıştır. Ortanca kızının tasvip etmediği bir evlilik yapması ile gelişen trajik olaylar, Kenan’ın damadı ile torununun ölümünden kendini sorumlu tutmasına ve derin bir vicdan azabı yaşamasına neden olur. Duygusal anlamda en zayıf olduğu anda karşısına çıkan kızının en yakın arkadaşı Serap’a aşık olması Kenan’ı tekrar yaşama döndürürken, bu durum çevresindeki herkesle olan ilişkisini bir anda başka yerlere savurur . Hazal Subaşı Elif Karabey Küçük bir kasabada küçük mutluluklar ile büyüyen uyanık ve akıllı Elif, abisinin güneydoğuda şehit düşmesi ile sevdiklerine hastalıklı ölçüde düşkün, onları kaybetme korkusu ile yaşayan lafını esirgemeyen sevgi arsızı bir kızdır. Sakin ve monoton kasaba günleri genç ve yakışıklı yeni fener bekçisinin hayatına girmesi ile bir anda değişir ve kafasına koyduğunu yapmayı bir şekilde beceren Elif kısa sürede Yılmaz’ı kendisiyle evlenmeye ikna eder. Birkaç başarısız hamileliğin ardından karnındaki bebeğin de ölü doğduğu gecenin sabahında karaya vurmuş kayıktan bir bebeğin çıkması Elif’in mucizelere olana inancını iyice pekiştirir. Başkasına ait olan bu bebeği kendi oğlu olarak bağrına basıp bu durumu Yılmaz’a da bir şekilde kabul ettirmeyi başarır. Elif, en çaresiz anında çıka gelen bu bebeği Yılmaz da dahil hiç kimsenin elinden almasına izin vermezken, genç kadın sevdiklerini kaybetmemek uğruna herşeyi göze alacağı bir savaş verecektir.