Kanadoğlu siyasete göz kırptı
Abone olHukuk krizlerinde sürekli görüşlerine başvurulan Sabih Kanadoğlu güncel gelişmeleri değerlendirdi.
Referandumda neden hayır diyeceğini anlatan Kanadoğlu'na
göre evet çıkarsa cumhuriyetin nitelikleri değişecek. Siyasete
kapıları kapatmayan Kanadoğlu koşullar zorunlu kılarsa siyasete
gireceğini sözlerine ekledi.
Akşam gazetesinde Özyem Çelik Akarsu eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile röportaj yaptı.
- Referandumda neden hayır diyeceksiniz?
'Uyan Türkiye' diyorum. Uyanmazsa, referandumda evet çıkarsa
cumhuriyetin niteliklerini değiştiren yeni bir rejimle karşı
karşıya kalınacak. Bunun için anayasa değişikliğine hayır! Bugün
halkoylamasına katılmamaya davet de başka bir deyimle evet oyu
kullanmaya davettir.
- Yıllardır yargının değişmesi gerektiğini savunuyordunuz.
Şimdi ne değişti?
'82 Anayasası zaten yürütmeye bağımlı bir yargıyı öngörmüştü. Bugün
hiç sözü edilmeyen 140'ncı maddedeki 'hakim ve savcılar idari
yönden Adalet Bakanlığı'na bağlıdır' ifadesi yargı bağımsızlığını
zedelemektedir. İşin acı tarafı şimdi, eleştirdiğimiz noktanın çok
daha gerisinde, yürütmeye bağımlı bir yargı yaratılmaya
çalışılıyor. Türkiye defakto anayasanın uygulanmadığı bir ülke
haline geldi. Herkes yargının kararlarını eleştiriyor. Siyasi
iktidar, 'Bu kararları veren yargıçlar da HSYK tarafından atandı'
diyor. 82 Anayasası'nın ortaya çıkardığı HSYK, başarılı olmaması
için kurulan bir kurul. Başarısızlığı son uygulamalarla görülmüyor
mu zaten. Yargı bağımsızlığına uygun bir kuruluş haline getirilmesi
şarttır. Ancak RTÜK, TRT, TÜBİTAK, YÖK gibi özerkliğini yitirmiş,
doğrudan siyasi iktidarın egemen olduğu kurumların kuşatılmasına
baktığımızda onlar gibi siyasi iktidarın yargıya da egemen olmaması
için hayır dememiz gerekiyor. Sevgili yurttaşa bunların detaylarını
anlatmak zor. Hangi niyetle yapıldığını anlatmak gerekiyor.
DARBEYE DE, DİKTAYA DA KARŞIYIM
- Darbe savunucusu musunuz?
Darbe taraflısı olmaya her
şeyden önce kendime duyduğum saygı engeldir. Ne olursa olsun
darbeye karşıyım. Çünkü darbe insan onuruna yapılabilecek en büyük
hakarettir. Askeri yöndeki el koymalar sivil yönden de
yapılabilecek hareketlerdir. Yasama, yürütme tek elde toplanmışsa
buna bir de yargıyı eklemeye çalışırsanız bu demokrasi değil, sivil
diktadır.
- CHP'nin bazı etkinliklerine katılıyorsunuz. CHP'li
misiniz?
Partili değilim. CHP'ye yardımcı olmak gibi bir düşüncede de
değilim. Konuşma imkanı bulduğum her yerde konuşuyorum.
- Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?
Şu anda değil.
- Ne zaman?
Koşullar zorunlu kılarsa. Bir
katkım olabilecekse o katkıyı esirgemem.
- Ağır ceza mahkemeleri?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti güvenliğini özel mahkemelerde
aramamalıdır. Bu görev doğrudan doğruya ağır ceza mahkemelerinin
tümü tarafından yerine getirilebilir.
Emekli olduktan sonra fazla konuştuğunuz için eleştiriliyorsunuz.
Hem demokrasi diyeceksiniz hem de düşünce ve ifade özgürlüğünün
niye kullanıldığını sorgulayacaksınız. Madem emekli oldun, git
torunlarınla oyna. Bunu bir aydına söylemek ülkeye zarar vermekten
başka sonuç doğurmaz.
- Balyoz'da neler yaşanıyor. Anlamak için hukukçu olmak mı
lazım?
Olanları ben de anlamıyorum. Bir kişi üst üste aynı suçtan üç kere
tutuklanırsa vatandaşın güven duygusunu ortadan kaldırırsınız.
Anayasa'nın 145'inci maddesi, 'Asker kişilerin askeri mahallerde
işlediği suçlara askeri mahkemeler bakar' der. Bu, anayasada bugün
geçerlidir. Maddenin niçin değiştirilmek istendiğini düşünürsek
bugüne kadar yapılanları daha iyi anlarız. CMK 250/3'de bir gece
yarısı operasyonuyla 'dahil' sözünü 'halinde' olarak değiştirdiler.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bugün uygulanması
gereken hüküm şudur, 'Askeri mahallerde işlenen ve askeri
mahkemelerin görevleri içinde işlenen suçlar özel yetkili
mahkemeler tarafından soruşturulamaz ve kovuşturulamaz.'
TCK 35 ve 36 ise 'suça teşebbüs'ü ve 'gönüllü vazgeçme'yi tanımlar.
İcraya başlanmamış ise ortada suç yoktur. Fail icradan gönüllü
vazgeçerse teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz.
TCK 316, 'amaçlanan suç işlenmeden ittifaktan çekilenlere ceza
verilmez' diyor. Kimse konuşamıyor. Kurumlar kendi yasal ve
anayasal haklarına sahip çıkmıyorlar.
- Darbe planlandığı iddia edilen dönemde Yargıtay
Başsavcısıydınız Bu yönde duyumlarınız oldu mu o
günlerde?
Hayır olmadı.
- Son günlere damgasını vuran YAŞ?
Yargıya
egemen olmak isteyen ve askerin geleneklerini dikkate almayan bir
siyasi iktidarın, bütün bunları elde etmek için dini alet olarak
kullanmak istediği bir ülkede yurttaşın huzurlu, güvende, mutlu
olması olanağı yoktur.
HAKKINDA BİLİNMEYENLER
Rumeli göçmeni bir ailenin çocuğu olan Sabih Kanadoğlu 1938'de
Menemen'de dünyaya geldi. Çocukluğu boyunca annesinden
Makedonya'yı, savaşı, acı-tatlı anıları dinledi. Emekli olur olmaz
en yakın arkadaşıyla arabaya atladı, soluğu ata topraklarında aldı.
Rumeli kadar aşk duyduğu diğer yer ise Ayvalık.
Kanadoğlu, Ayvalık Cumhuriyet İlkokulu mezunu. O tarihlerde
Ayvalık'ta lise bulunmadığı için İstanbul Kabataş Erkek
Lisesi'ne,183 numara ile kaydoldu. Kabataş'ın efsane eğitimci
kadrosunda kimler yoktu ki!.. Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Güntekin,
Faruk Nafiz Çamlıbel, Behçet Necatigi... Necatigil, Kanadoğlu'nun
edebiyat öğretmeniydi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitiren Kanadoğlu'nun
Cumhuriyet Savcısı olarak ilk görev yeri Burhaniye. Genç savcı,
CHP'lilerin ihbarıyla gözaltına alınan eski DP'lileri serbest
bırakınca dönemin Çalışma Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ve bir
grup AP milletvekili kendisini ziyaret etti. Odasında siyaset
konuşulunca yumruğunu masaya vurdu.
Çağlayangil'le gözü pek, genç savcının dostluğu böyle başladı.
Sırayla Orhaneli, Erzurum, Bingöl, Tokat, Kırşehir, İzmir,
Bakırköy'de görev yaptı. Ağır Ceza Hakimliği'ni anlatırken 'En
zoru, idam kararı vermektir. Yasa emreder, kararı verirsiniz ama
bir ömür boyu unutamazsınız' diyor Kanadoğlu. 1984'te Yargıtay
üyesi oldu. İki kez Yargıtay 11'inci Ceza Dairesi Başkanı...21 Ocak
2001'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na seçildi, 20 Mayıs
2003'te emekliye ayrıldı. Yayımlanmış kitapları: Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu, Alaturka Demokrasi, Unuttuk. Sabih
Kanadoğlu, Bilge Kanadoğlu ile evli. Çiftin beş çocuğu var.
Bilge Kanadoğlu
- Sabih Kanadoğlu ile yaşamak nasıldır?
24 saat koşmak demek. Keyifli ama yorucudur.
- Bilge-Sabih Kanadoğlu çifti en çok neyi
konuşur?
Eskiden torunları konuşurduk. Büyüdüler. Şimdi Türkiye'yi
konuşuyoruz.
- Siz de gündemi yakından takip ediyor
musunuz?
Sabah ilk iş bütün gazeteleri okurum. Tüm kanalların haber
programlarını izler Sabih'e anlatırım.
- Emeklilik günleriniz nasıl geçiyor?
Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı (ANAÇEV) ile ihtiyacı olan çocuklara,
gençlere eğitim için destek veriyoruz.
- Eviniz arandığında neler hissettiniz?
Korkmadım ama öyle bir muamele ile karşılaşmak beni incitti.
Sabih Kanadoğlu
- Verdiğiniz en zor karar?
Yürürlükte bulunduğu sırada
idam kararlarını vermek... İnsan onuruna yakışan bir ceza olduğu
inancında olmamakla beraber o cezayı vermek çok zordu.
- Sizi en çok üzen olay?
Üç yıl önce 14 yaşındaki torunumu, üç ay sonra da gelinimi
kaybettim.
- Bir kitap daha yazacak mısınız?
Vakit yok şimdilik.
- Yapmaktan en keyif aldığınız iş?
Kürsüde geçen günlerimi severdim.
- Ayvalık?
Her şey...
- Vazgeçemeyecekleriniz?
Rakı-Balık-Ayvalık
Kanadoğlu'ndan YSK'ya cağrı
- Seçim güvenliği ile ilgili kaygılarınızı dile getiriyorsunuz.
Neden?
Öylesine müdahaleler oldu ki, bugün seçimin güvenliği yoktur.
Seçmen kütüklerini hazırlama görevi anayasaya göre Yüksek Seçim
Kurulu'na aittir. Ancak bir yasa değişikliği ile bu doğrudan
yürütmeye bağlı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne
verildi. İlgili protokolün iptali için Danıştay'a başvuruldu.
Başvuru bugüne kadar karara bağlanmadı.
Seçim sonuçlarını öğrenme ve halka bildirme UYAP kanalıyla
yapılmaya başlandı. UYAP, doğrudan Adalet Bakanlığı'na bağlı bir
ulusal yargı ağı projesi. Yani yürütme, seçmen kütüklerinin
düzenlenmesinde ve seçim sonuçlarının alınmasında etkili konumda.
Kurumlar, olayın önemini kavramak ve buna göre hareket etmek
zorunda.
- Anayasa Mahkemesi'nin referandumla ilgili kararı
?
Anayasanın 153'ncü maddesine göre Anayasa Mahkemesi gerekçesini
yazmadan kararını açıklayamaz. Kısa kararı yazılmadan açıklanan ilk
karar budur. Ortaya çıkan metin Meclis'ten çıkan değil yepyeni bir
metin. 153/2 bu yapılamaz der. Yüksek Seçim Kurulu'nun bunu
tartışması ve bir karara bağlaması lazım. 175'nci madde ise anayasa
değişikliklerinin hangilerinin birlikte, hangilerinin ayrı
oylanacağını karara bağlar. Bu, 'Bağlantılı olanları birlikte,
diğerlerini ayrı halk oylamasına sun' demektir.
FB AŞKI, KABURGASINI KIRDI
Sabih Kanadoğlu koyu
Fenerbahçeli. Kendisi gibi fanatik oğlu Sinan Kanadoğlu önceki
sezon 2-1 sonuçlanan FB-BJK maçında babasını sevinçle kucakladı,
Sabih Kanadoğlu'nun kaburgası kırıldı. Eşi Bilge Kanadoğlu o günü
anlatırken gülüyor ama kızmadan edemiyor çünkü o tam bir
Galatasaray aşığı. 'Anlaşamadığımız tek konu bu' diyor.