Kanadoğlu canlı yayında öfkelendi
Abone olBalçiçek Pamir'le Karşıt Görüş'te, Sabih Kanadoğlu ve Osman Can karşı karşıya geldi. Programda zaman zaman tansiyon yükseldi.
Yılın buluşmasına “AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağı
mı değil mi?” tartışması damgasını vurdu. Balçiçek
Pamir’le Karşıt Görüş dün akşam Yargıtay Onursal Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile Demokrat Yargı Derneği Kurucusu ve
Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can’ı konuk etti.
“Nasıl bir Anayasa?” sorusuna cevap aranan
programda zaman zaman çok gergin anlar yaşandı.
Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi laiklik karşıtı bir odak olarak nitelendirdiğini, kararın ve delillerin bunu gösterdiğini söyledi. Osman Can ise delillerin pek çoğunun Anayasa Mahkemesi’nce reddedildiğini, laiklik karşıtı nitelemesinin çok hafif ve bu suçlamayı dolaylı kılacak şekilde yapıldığını söyledi.
BARİ AK PARTİ'YE MADALYA VERSELERDİ
Sabih Kanadoğlu ile Osman Can’ın günümüz hukuk anlayışını tartışmaları, 1956 Model bir otomobil ile 2010 model otomobilin yarışması gibi bir şeydi… Kanadoğlu bir dönemler (belki
de) iyi bir hukukçuydu ama onun “hukuk
anlayışı” tarihte kaldı… Günümüz özgürlük anlayışı ve birey – Devlet ilişkileri, soğuk savaş dönemine hiç benzemiyor… Ama Kanadoğlu eski Sovyet Politbüro üyelerine çok benziyor… Liyakat ile değil, kamu sistemindeki yaşlanma ve eş-dost kayırmasıyla birlikte gelen tefiler sonucu yıldızı parlayan(!) bir eski Rus hukuçusu… |
Can, karar metninden AKP’nin yaptığı savunmada haklı görülen
noktalarını okuyunca Kanadoğlu alaycı bir üslupla lafa girdi:
“Bari AKP’ye bir de madalya verselermiş” Kanadoğlu
ayrıca sonucun önemli olduğunu ve delillerin oylanış tarzının
usulüne uymadığını, yanlış olduğunu belirtti. Programın ilk
gerginliği de bu konu konuşulurken yaşandı. Can’ın Kanadoğlu’na
hitaben “Siz karar metnini okudunuz mu?” diye
sorması tansiyonu bir anda yükseltti. Kanadoğlu, Can’ın bu sorusuna
“Elbette okudum. Siz bana bu şekilde hitap edemezsiniz. Bu
soruyla neyi ima etmeye çalışıyorsunuz?” şeklinde cevap
verdi.
1982 Anayasası’nın değişmesi gerektiği konusunda iki konuşmacı da aynı görüşteydi. Kanadoğlu bu değişikliğin yeni oluşacak bir kurucu meclis tarafından yapılmasının doğru olacağını söyledi. AKP kendi çoğunluğuna
Kanadoğlu'nun, Ak
Parti ile ilgili kapatılma
davasının iddianamesini ve Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli
kararını bile okumadığını anladık dün
gece…
Hele, Ak Parti
ile ilgili verilen "ödenek kesme" cezasını
desteklerken; aynı mahkemenin aynı dosyada, Ak Parti
Hükümeti'nin "çağdaşlık" ve "AB
uyum" çerçevesinde çıkardığı yasaları övmesine karşı
çıkması ve "Madalya verselerdi bari" diyerek çifte
standartlı davranması, eski bir kanun adamının, çağın dışında
kalmış "hukuk" anlayışına somut bir
örnekti...
Kanadoğlu bu
tartışmaya hiç katılmamalıydı…
Çünkü artık en fanatik
taraftarının gözünde bile o bir “kahraman
Başsavcı” değil…
Hatta, "onursal"
sıfatı bile tartışılır...
Adnan
Berk Okan
|
dayanarak bir anayasa değişikliği yaparsa burada hukuk devletini kendi çıkarları doğrultusunda zedeleyen hükümlerin yer alacağını, yargı bağımsızlığının yok edileceğini, bunun da bir anayasa referandumundan evvel veya sonra mutlaka Anayasa Mahkemesi’nce iptal edileceğini ileri sürdü. Osman Can anayasa değişikliğinin kurucu meclis tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu fakat Kanadoğlu’ndan farklı olarak eğer kurucu meclis oluşturulamıyorsa şimdiki meclisin de bunu yapabileceğini, Anayasa Mahkemesi’nin de bu yolda kararları olduğunu anlattı.
TEK PARTİDE KİMİ KASTETTİĞİNİZ BELLİ
27 Mayıs konusu programda tansiyonun yükseldiği ikinci andı. Osman Can’a göre bütün darbeler gibi 27 Mayıs da bir kara lekeydi. Kanadoğlu ise asıl kara lekenin 27 Mayıs öncesinde DP iktidarının Meclis içinden bir tahkikat komisyonu kurarak buna yargı yetkisi vermesi olduğunu söyledi. Can’ın buna cevabı şöyle oldu: “Siyasi hata olabilir. Ama o sırada 1924 Anayasası yürürlükteydi. Bu tür uygulamalar aynı anayasaya göre tek parti devrinde de yapılmıştı.” Kanadoğlu tam bu noktada araya girerek “Tek parti diyerek kimi kasttettğinizi açık söyleyin” dedi. Osman Can “Recep
Doç.
Osman Can, gelecekte çok
konuşulacak bir genç hukukçumuz…
Pırıl pırıl bir zekâya ve kendi
konusunda imrenilecek bilgiye sahip…
İlerleyen yıllarda ülke
yönetiminde söz sahibi olacağını da düşünüyorum ama…
Günümüzde kuvvetler
ayrılığı ilkesinin daha da pekiştirilmesi gerekirken,
Yasama ve Yargıyı; Yürütmenin bağlı olduğu birer kurum
haline getirmek isteyişi, cevvaliyetine
“gölge” düşürdü.
Adnan
Berk Okan
|
Peker’leri, Mahmut Esat Bozkurt’ları kastediyorum” diye cevap verdi. Kanadoğlu “Kimi kastettiğiniz belli, açık konuşun” diyerek Atatürk’ü kastettiği imasında bulundu.
KANADAOĞLU: HADDİNİ BİL
Ancak programın en gerigin anı hiç kuşkusuz sonlarına yakın iki konuk arasında geçen şu tartışmaydı. Kanadoğlu Almanya’nın 1. Dünya Savaşı’ndan sonraki Weimar Anayasası’ndan örnekleme yaparak bunun sivil bir darbeyle ilişkisini kurduğunda Osman Can “Siz Weimar’ı hiç bilmiyorsunuz” dedi ve Sabih Kanadoğlu buna çok sinirlenerek “Benimle bu şekilde konuşmaktan seni men ederim. Haddini bil” diye cevap verdi. Osman Can da “Siz benim haddimi bildirecek durumda değilsiniz” dedi.
Osman Can’ın HSYK üyelerinin Meclis tarafından seçilmesiyle
ilgili yorumuna da Kanadoğlu şu sözleriyle damgasını vurdu. “Size
bıraksak yargının RTÜK’ünü yaratacaksınız.”
SABİH KANADOĞLU İLE OSMAN CAN ARASINDA
GERGİNLİĞE KADAR VARAN TARTIŞMA
DİĞER SAYFADA...