Kan Sınırları

Abone ol

Amerikalı General'in çizdiği "Kan Sınırları" haritası

Banu Avar, “” isimli yeni kitabında, Batı’nın, Kafkaslar’da, Balkanlar’da, Afrika ve Uzak Asya’da uyguladığı politikayı anlatıyor. Yine kendi gözlemleri ve yaptığı röportajlar ışığında... Yazar, gittiği ve gördüğü her ülkenin tarihine de uzanarak okurun zihninde bölgeye dair bütünlüklü bir resim oluşturuyor.

Kitap, Avar’ın 2007-2008 yıllarında 13 ülkeye yaptığı yolculuk notlarından oluşuyor. Irak, Ürdün, Mısır, Lübnan, Suriye, İran, Rusya, Abhazya, Gürcistan, Kosova, Sudan, Malezya ve Singapur’da yaşanan siyasi süreçler, Batı’nın “böl ve yut” politikaları sonucu oluşan yeni sınırlar, toplumsal ve ekonomik durumlar ve bu ülkelerden insan manzaraları, Banu Avar’ın güçlü anlatımıyla aktarılıyor.

Kitabın dünya siyasetine dair yazılmış diğer kitaplardan ayrıldığı iki nokta var. Birincisi, konuyu yalnızca haritalar üzerindeki değişimler noktasında ele almıyor olması. Avar, söz konusu ülkelerin toplumsal yaşamına, iç siyasetine, kültürel yapısına ve insanlarına dair de derin gözlemler ve bilgiler sunuyor. Buna ek olarak gerçekleri ifade etmekten çekinmeyen bir kalemi var yazarın. Her bir düşünceyi de sağlam temeller üzerine oturtuyor. Avar’ın ikinci farklılığı, bakış açısı. Banu Avar diğer pek çok yazardan alıştığımız gibi Batı’nın gözlüğüyle bakmıyor olaylara.

“Batı, Avrasya’da yer alan ülkeleri bölüp parçalamayı, halklar arasına ‘asit dökmeyi’ ve böylece kendine yarayana kolayca el koymayı hedefliyor” diyor Banu Avar. Daha ilk sayfalarda karşımıza çıkan iki harita bu sözleri kanıtlıyor âdeta. Bugünkü Ortadoğu haritasının yanında, Amerikalı General Ralph Peters’in çizdiği “Kan Sınırları” haritası var. Bu haritaya göre Türkiye dahil olmak üzere bütün Ortadoğu ülkeleri parçalanmış... Kürdistan kurulmuş. Irak üçe bölünmüş. Pakistan küçülmüş. Suudi Arabistan’ın orasından burasından parçalar kopartılmış.

Banu Avar’ın görüşme yaptıkları arasında, Kafkaslar’daki savaşın da aktörlerinden olan Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili, Avrasya Hareketi lideri Alexander Dugin, Arnavutların eski çetecisi Enver Hocay gibi isimler olduğu gibi, daha arka planda duranlar ve hatta çokça sıradan vatandaş var. Kitapta anlatılanlar sayesinde, Kerkük’te oynanan oyunların amacının “Türksüz bir Kerkük yaratmak” olduğunu, Ortadoğu’da bir İsrail daha yaratılmak istendiğini görüyorsunuz. Batı’nın yapmak istediği bir cümleyle özetleniyor: “Kerkük Kürtleşmeli! Türkmenler gitmeli!

Oradan Erbil’e uzanıyor Avar. Erbil’deki planda kullanılan yine Kürtler. Ama onlar da kendi içinde parçalanmış. Amerikan yardım kuruluşları kol geziyor, demokrasi komedisi sahneleniyor. Parlamentolarda üst düzey politik savaşlar sürerken, halk da ikiye bölünmüş. Bir tarafta kolerayla boğuşanlar, öteki tarafta yükselen dev inşaatlar, lüks yaşamlar. Türkmenlerin yaşam alanları da giderek kısıtlanıyor, Türkçeye ambargolar konuyor, Türkmen okulları kapatılıyor. Plan tıkır tıkır işliyor.

Mısır’a geldiğinde, Mustafa Kemal Atatürk’ü kendine örnek alan Nasır’ın Mısır’ı ile günümüz arasındaki tezatlara dikkat çekiyor Avar. İşçilerin çalışma ve yaşam koşullarını, yaratılan kültürel dönüşümü anlatıyor...

Ve Lübnan’dayız. Burası işgal edilmiş bir parlamentoya sahip. Beyrut’ta mahalleler arasında sınırlar... Batı’nın dümen suyunu döndürmeye yarayan Amerikan üniversiteleri...

Sonra Terörist devlet ilan edilen Suriye’yi anlatıyor Avar okurlarına.

Batı’nın “etnik kartı” burada nasıl kullandığını görüyorsunuz. Kürtçü gruplar yine sahnede.

2008 İran Yılı” başlıklı bölümde, nükleer silah ürettikleri iddia edilen İran’a dair önyargıları yıkacak anekdotlar aktarıyor Avar. Türkiye ile İran ilişkilerinin stratejik önemine dikkat çekiyor.

Ve, Rusya, Abhazya, Gürcistan, Sudan, Malezya, Singapur’dan çarpıcı örnekler, anekdotlar... Hepsinin buluştuğu ortak nokta; Batı’nın politikası hep aynı: 'Böl ve Yut!'

Günün Önemli Haberleri