Gözüm bütün gün foto galerilerdeydi… Tabutların üzerine
kapanmış, sevdiğine dokunur gibi tabutu kucaklamış aileler…
Babalarının ardından yaşlı gözlerle uzaklara bakan çocuklar,
dudaklarını sevdiklerinin teni yerine buz gibi cama uzatan
eşler…
Çerçeveler sevgili olmuştu yine bugün…
Gözlerim buğulu… “Allah sabır versin” diyor dudaklarım
sessizce…
Ya da belki içimden geçiriyorum sabır sözcüklerini,
bilemiyorum…
“ İyi bir şey olmuyor mu bu memlekette” diye hayıflanıyorum
kendi kendime…
Daha acı ne olabilir ki?
Derken, bir kadın cinayeti haberi veriliyor son dakika
haberlerinde…
Hemen ardından, kızının ilişkisini onaylamadığı için cinnet
getiren bir baba…
Kızını da vuruyor, damadı olacak adamı da…
Sonra silahı kendine çeviriyor…
Bir kurşun daha…
Ruhumdaki gündem değişiyor bir anda…
İçim sıkıntıyla dolmuşken, iyi bir haber ararken haber
sitelerinde. başbakanın sesi çınlıyor kulaklarımda…
Yine öfkeli, yine hararetli…
Yine kızgın…
Hiç dinlemek istemiyor canım, kapatıyorum…
Kapatmasam kaldıramayacağım bu kadar sıkıntıyı, biliyorum…
Kapatıyorum da ne oluyor?
Bir tecavüz haberi…
On üç yaşında bir çocuğu zorla kaçırıp tecavüz eden zanlılar
serbest bırakılmış…
Adaletsizliğin minik ruhunda yarattığı, iki sapığın hem ruhunda
hem bedeninde oluşturduğu travmalara dayanamayan küçük kızın
intihar haberi düğümleniyor kalbimin boğazına…
“Beni kaçırıp tecavüz ettiler ama ceza almadılar” diye adalet
arıyor…
“Adalet sizlere ömür” küçük hanım diye sesleniyorum
uzaklardan…
Duymuyor…
Hani nereye çevirsem yüreğimi bugün, acı, keder, hüzün,
gözyaşı…
Yeter diye haykırıyorum içimden…
Hakikaten yeter…
Ve ben kapatırken bilgisayarımı, son dakika mesajı geliyor cep
telefonuma…
Şehit sayısı beşe yükseldi diyor, Cudi Dağı’nda…
Ağlıyorum…
Sahi hiç mi güzel bir şey olmayacak bu memlekette?
Soruyorum…