Kamyoncuları işsizlik korkusu sardı
Abone olAvrupa Birliği'ne uyum çerçevesinde sektöre çekidüzen vermek amacıyla Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanan 4925 sayılı kanun nakliye sektörünü ayağa kaldırdı.
Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde sektöre çekidüzen vermek
amacıyla Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanan 4925 sayılı
‘Karayolu Taşımacılığı Kanunu’ nakliye sektörünü ayağa kaldırdı.
Sayıları 350 bini bulan kamyoncu ve 40 bin TIR şoförü, kanun ile
getirilen büyük belge bedelleri, teminatlar ve ek yükümlülükler
altında kalarak işlerini kaybetme tehdidiyle karşı karşıya. Geçen
yıl 25 Şubat’ta yürürlüğe giren yasa, yetki belgesi almayan
kamyoncu esnafının çalışmasını imkansız kılıyor. Kanunla şirketlere
ve nakliye komisyoncularına ‘K’ türü yetki belgesi alma hakkı
tanınırken, sınırlı sorumlu taşıyıcı kooperatiflere bu hakkı
vermiyor. Küçük ölçekli firmalar kendilerine tanınan sürenin
bitmesine 1 ay kala istenen yükümlülükleri yerine getirememenin
telaşı içinde. Kent Lojistik’in sahibi Mehmet Gülal, “Devlet daha
önce verdiği belgeleri iptal ediyor, sadece 5 yıl geçerli olacak
yenilerini ise çok büyük miktarlar karşılığında veriyor.”
sözleriyle şikayetini dile getiriyor. Küçük yaşta gittiği
Hollanda’da uzun yıllar nakliye sektöründe çalışarak Türkiye’de TGT
Nakliyat’ı kuran Mehmet Topbay da son gelişmelerin şaşkınlığı
içinde. Kanun ile getirilen yüksek maliyetlerin serbest rekabeti
baltaladığını savunan Topbay, “Bu maliyetler karşısında ancak 5-6
büyük nakliye komisyoncusu ayakta kalabilir, onlar da kendi
aralarında tekelleşme yoluna giderek yüksek fiyatlardan büyük kâr
elde etme yoluna gider.” diyor. Avrupa’daki uygulamaların firma
kurumunu kolaylaştırmaya yönelik olduğunu anlatan Memişoğlu,
Hollanda’daki bir vekilinin, kendisine ait bir pasaport
fotokopisiyle ticaret odasına başvurması halinde yıllık 50 Euro
karşılığında bir günde komisyon şirketi kurabileceğini söylüyor.
AB’de bir nakliye firması kurmak için ise sadece bir TIR’a sahip
olmak yeterli. 4925 sayılı kanun ise toplamı en az 300 ton olacak
şekilde 10 çekici ve 11 dorse (kasa) sahibi olmayı şart koşuyor.
Bir TIR yaklaşık 100 bin Euro civarında. Bu da 1 milyon Euro’nun
üzerinde yatırım anlamına geliyor. Sahip olduğu iki TIR ile
taşımacılık yapan Onay Nakliyat’tan Nezih Memişoğlu, ‘25 Şubat’ta
yaşanacak depremden’ korunmak için bir formül geliştirmiş.
Memişoğlu, araçlarını taşıma sözleşmeleri ile bir nakliye firmasına
kaydettirecek ve oradan aldığı taşıma karnesiyle çalışacak. Bu
durumda müşteriye faturayı sözleşme yaptığı nakliye firması
keserken, kendisi bu firmaya komisyon faturası kesecek. Memişoğlu,
yabancı firmaların piyasaya girmeye başladığına işaret ederek,
“Çoğu çoktan R2 belgesi almışlar. Benim bildiğim 16 firma var.
Sermayeleri güçlü, yani 200 milyar onlar için hiçbir şey.” diyor.
Yabancılar kendi kanunlarında TIR sahibi olma zorunluluğu
bulunmadığı için hiç araçları olmadan Türkiye’de iş yapabilecek.
Şahıs firmaları ve küçük nakliyecilerin büyük çoğunluğunun ise
kanundan bile haberi yok. Tek kamyonu ile nakliyecilik yapan Mehmet
Ayırkan, almak zorunda bırakıldıkları belge maliyetleri için,
“Kamyonumu satsam bile bunları ödemem imkansız.” diyor. Taşımacılık
sektörünün çatısı durumundaki Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin
İcra Kurulu Başkanı Cahit Soysal da yasanın beklentileri
karşılayamadığını dile getiriyor. Baştan beri sektörün bir düzene
girmesi için bu kanunun çıkmasına destek verdiklerini aktaran
Soysal, kanunla getirilen yüklerin birçok firmayı iş yapamaz duruma
getireceğine işaret ediyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı
Oğuz Satıcı, Türkiye’nin genelde değişim yaşarken araçları kendi
lehine kullanma hususunda beceriksizlik gösterdiğini, yeni taşıma
kanununda da benzeri bir durumun yaşandığını ifade ediyor. Kanunun,
düzenlemeye çalıştığı sektörü olumsuz etkileyecek hususlar
içerdiğini kaydeden Satıcı, “Umarım kamyonu devirmeden bu
sorunların altından kalkarlar.” diyor. Kanun dolayısıyla nakliye
masraflarının artacak olmasının ihracat üzerinde doğuracağı olumsuz
etkiye de dikkat çeken Satıcı, "Gerek nakliye gerekse ihracat,
karşılaştıkları zorluklara göre kendilerini kolaylıkla
ayarlayabilen sektörler. Bu konudaki olumsuzlukları da bir şekilde
aşacaklardır." ifadelerini kullanıyor. Kontak kapatma hazırlığı
Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Ahmet Taner Kışlalı Spor
Salonu’nda toplanan 5 bin civarında kamyoncu esnafı, 25 Şubat’ta
yürürlüğe girecek olan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’ni masaya
yatırdı. Yönetmeliğin kendilerini bitireceğini savunan kamyoncular,
sokağa inebileceklerini söyledi. Kamyoncu esnafına CHP ve AK
Parti’den bazı milletvekilleri de destek verdi. Temsilcileri
vasıtasıyla görüşlerini ileten kamyoncular, toplantının sonunda
kontak kapatma eylemi kararının çıkabileceğini söyledi.
Kamyoncular, ‘Sayın Başbakan bize sahip çık’, ‘Kamyoncuları Binali
Yıldırım çarptı’ şeklinde pankart açtı. Toplantıya Erzincan’dan
gelen SS Ulalar 11 No’lu Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı
Hüseyin Tepe, “Yönetmelik kamyon esnafını bitiriyor.” dedi.
Kooperatiflere ‘K’ türü yetki belgesi verilmesinin durumu biraz
rahatlatabileceğini söyleyen Tepe, bireysel taşımacılık yapan
kamyoncuların durumunun vahim olduğunu ifade etti. Sakarya’dan
gelen SS Pamukova 27 No’lu Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı
Hasan Eryiğit de yönetmeliğin kooperatifleri ortadan kaldırmayı
amaçladığını savundu. Milyar doları bulan nakliye işinin büyük
şirketlere peşkeş çekileceğini ve küçük esnafın bitirileceğini
ileri süren Eryiğit, eylemin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Ankara,
Cihan Kanun neyi öngörüyor? Karayolu Taşımacılığı Kanunu ile
nakliyeciler, bedelleri 1 milyar ile 200 milyar lira arasında
değişen 39 ayrı belgeyle karşı karşıya geliyor. Bir kamyon
sahibinden TIR filosuna her firma, büyüklüklerine bakılmaksızın
aynı belgeyi aynı fiyata alacak. Örneğin ‘ticari yurtiçi eşya
taşımacılığı’ yapacaklar 10 milyar TL ödeyerek K1 yetki belgesi
alacak. Tek kamyonu ile taşımacılık yapan bir kişi de, 100
kamyonluk nakliye filosu olan bir firma da aynı parayı ödeyecek.
Uluslararası ticari eşya taşıyacakların alacağı C2 belgesine
kayıtlı şahsi araçlar, K1 belgesi alarak yurtiçi taşıma
yapabilirken, aynı belgeye kayıtlı kiralık araçlar bu haktan mahrum
bırakılıyor. Bunu haksızlık olarak nitelendiren nakliyeciler, aynı
yüke gidecek araçlar arasında navlun farkları ortaya çıkacağını ve
kaos meydana geleceğini savunuyor. ‘Türkiye kamyon ve TIR çöplüğüne
döner’ Taşımacılık sektörü temsilcilerine göre kanunun yol açacağı
sıkıntılar şöyle: Sayıları 100 binleri bulan kamyon ve TIR şoförü
ile nakliye firması çalışanları işsiz kalacak. Türkiye, kamyon ve
TIR çöplüğüne dönecek. Milyarlarca dolarlık servet çürüyecek. Küçük
sermayeli çok firma tasfiye edilirken büyük sermayeli az sayıda
firma korunacak. Bu da tekelleşme tehlikesine yol açacak. Taşıma
maliyetleri kısa vadede yüzde 50 artacak. Bunun en büyük etkisi
ihracat üzerinde görülecek. Bin 950 dolar olan bir TIR nakliye
maliyeti 3 bin dolara çıkacak. İthalat maliyetlerinde ise artma
olmayacak. Bu da dış ticaret açığının büyümesine sebep olacak.
Kanun hükümleri Türkiye’ye taşıma yapan yabancı nakliyecilere
uygulanmayacak. Adeta kabotaj ile getirilen yabancılara yurtiçi
taşıma yasağı sadece yerlilere uygulanır hale gelecek. Ticari amaç
olmadan sadece kendi işi için nakliye aracı bulunduranlar da 10
milyar lira belge parası vermek ve ikinci bir kamyon almak zorunda
kalacak. Kamyon kooperatifleri ortadan kalkarak birer sermaye
şirketine dönüşecek. Anayasa’nın 171. maddesinde yer alan
kooperatifçiliğin geliştirilmesine dair hüküm çiğnenecek. Yerli
müteşebbislerin nakliye komisyonculuğu yapması yüksek mali
engellere takılacak. Piyasa yabancı nakliye komisyoncularına
kalacak. Yasal yollardan çalışmasına imkan kalmayan araçlar yasal
olmayan yollara sapacak. Herkes kanuna uyabilirse TIR sayısı 60
bine, kamyon sayısı ise 500 bine çıkacak. Haber: İbrahim Türkmen
Kaynak: Zaman