Kamyoncu yabancı dil bilecek
Abone olDünyada sürekli gelişme kaydeden çalışma şartları her meslek gibi nakliyeciliği de etkiliyor.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği bünyesindeki üniversiteli
şoför oranı şimdiden yüzde 10’u geçti. Geçiş yaptıkları ülkelerin
dillerini en iyi şekilde konuşabilen şoförler, ulaştırmayla ilgili
uluslararası mevzuata da hakim durumda. Kullandığı aracın tüm
özelliklerini bilmek ise şoförler için vazgeçilmez şart. Çünkü
Avrupa’da kaza yapınca sadece nakliye firması değil, ihracatçı
firmalar da sorumlu tutuluyor. Bu sebeple ihracatçılar, şoförlerin
niteliğine büyük önem veriyor.
Oktay Han, ziraat mühendisi. Türkiye’de kendi mesleğine uygun bir
iş bulamayınca TIR şoförlüğüne başlamış. 1997’den bu yana
yurtdışında direksiyon sallayan Han, İngilizce, Arnavutça ve
Bulgarca biliyor. Zorluklarına rağmen işinden memnun olduğunu
belirten Han, uluslararası alanda çalışan şoförlerin mutlaka
yabancı dil bilmesi gerektiğini söylüyor. “Dil bilmezseniz geçiş
yaptığınız ülkelerde probleminizi insanlara anlatamazsınız.” diyen
Han, bu durumdan ihracatçı firmaların da olumsuz etkileneceğine
işaret ediyor. Kendisi gibi üniversite mezunu birçok arkadaşının
TIR şoförlüğü yaptığını anlatan Han, şu değerlendirmede bulunuyor:
“Artık şoförlerin ciddi anlamda donanımlı olması gerekiyor. Yabancı
dil dışında, ilkyardım ve teknik bilgilere de sahip olmak lazım.
Kültürel birikime sahip şoförler hem işlerini daha iyi yapıyor hem
de ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyor. Çünkü dış ülkelere mal
satan Türk firmalarının müşterileri ile biz direkt muhatap
oluyoruz.”
Avrupa ülkelerine mal götüren nakliye ve lojistik firmalarından
Sertrans’ın Genel Müdürü Nilgün Keleş de üniversite mezunu TIR
şoförlerinin kaliteyi artırdığını dile getiriyor. Yabancı dil
bilmenin zorunluluk haline geldiğini kaydeden Keleş, yüksek
nitelikli sürücü sayısının zamanla artacağını vurguluyor. Keleş,
şoförlük mesleğinin geçirdiği evrimi şöyle anlatıyor:
“Ben bizim şoförlerle Fransızca konuşuyorum. İspanyolca, Fransızca
ve İtalyanca bilen şoförler var. Bir zamanlar kaba bir tarza sahip
bu meslekte artık şartlar çok değişti. Şoförler eskiden sadece
direksiyon sallıyordu. Şimdi Haydarpaşa’dan TIR’ı Ro Ro gemisine
bindiriyor. Gemi iki veya üç gün sonra İtalya’nın Trieste Limanı’na
varıyor. Şoför kendine kalan bu vakti ailesiyle geçirip, TIR’ın
varacağı gün uçağa atlayıp İtalya’ya gidiyor. Oradan aracını alıp
yola devam ediyor. Zaten TIR’lar İsviçre ve Avusturya’da trene
biniyor. Yani şoförlük mesleği artık cazip şartlara sahip.
Uluslararası sahada çalışan şoförler UND tarafından eğitiliyor.
Şoförün sadece dil bilmesi de yetmiyor. Geçiş yaptığı ülkenin
ulaştırmayla ilgili her türlü kanununu bilecek. Yani şoförlük
entelektüel boyutu olan bir iş haline geldi. Şoförlerimiz artık son
derece beyefendi, pırıl pırıl kaliteli insanlar. Bazen iş
yaptığımız yabancı firmalar şoförlerimizin kalitesinden dolayı bize
teşekkür ediyor.
TIR sürücüsü fahri elçi konumunda
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu, ihraç
ürünlerini taşıyan şoförlerin “fahri elçi” konumunda olduğunu
vurguluyor. Nuhoğlu, konuyu şöyle yorumluyor: “Sürücülerimiz tıpkı
şirketlerin tepe yöneticileri gibi bilgili, yabancı dil bilen
kişiler olmak zorunda. Bir sürücü kendini anlatabilecek kadar
yabancı dil konuşabilmeli, gümrük mevzuatı konusunda bilgisi
olmalı, harita okuyabilmeli, yabancı kişilerle iletişim kurabilecek
kadar empati sahibi olmalı. Artık geleneksel öğretilerle hareket
edemeyiz.”
Kaynak : Zaman