Kamuran Çörtük böyle kurtuldu
Abone olBirçok eski bakanın başını ağırtan rapora göre Kamuran Çörtük'ün kurtarılmasının öyküsü şöyle...
Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, Romanya'daki bankasından
holdingine 120 milyon dolar aktaran Çörtük'ün nasıl kurtarıldığını
ortaya koydu. Özkan, Yalova ve Gürel hakkında soruşturma talep
edildi. "BTR krizi Türk genel müdür yardımcılarından birinin 500
bin doları Romanya'dan çıkarmaya çalışırken yakalanmasıyla başladı.
Ardından banka yönetimi üç kez değiştirildi, son görevde bulunan
yöneticiler de toplu istifa ederek Romanya'dan ayrıldı. İş Bankası
BTR'yi almaktan vazgeçerken, Banca Comerciale İtaliana elindeki
Romen Merkez Bankası hisselerini borsada sattı. BTR'nin Romen
borsasındaki tahtası da kapatıldı. Ardından Romenler BTR'den
paralarını çekmeye başladı. Bu dönemde BTR'nin 250 milyon dolarlık
mevduatının 120 milyon dolarlık bölümünün Bayındır Grubu'na açılan
krediler nedeniyle Romanya dışındaki diğer bankalarda teminat
amacıyla depo hesaplarında tutulduğu ortaya çıktı. Raporda bu
konuda "Dolaylı biçimde Bayındır grubuna kaynak aktarılmıştır. Depo
hesaplarında tutulan bu meblağların geri dönüşü de
sağlanamadığından likidite sıkıntısı ortaya çıkmış ve Romanya
Hükümetinin müracaatı üzerine devletimizin itibarının zedelenmemesi
için hisse (Bayındır grubu enerji şirketlerinin) satın alınması
yoluyla çözüm bulunmuştur" denildi. Çörtük, Romenlere sorunu çözme
ve para getirme sözü verdi. Ancak Çörtük parayı bulamayınca Romanya
Başbakanı dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'i arayarak sorunun
çözümünü istedi. Ecevit de Romen Başbakanı ile görüşmesini banda
kaydederek, sorunun çözümünde Hüsamettin Özkan'ı, Özkan da Devlet
Bakanı Recep Önal'ı görevlendirdi. 10 Kasım 2000 günü saat 17.00
sularında Devlet Bakanı Recep Önal, Merkez Bankası ile BDDK
yetkililerini arayarak iki başbakanın konuşmalarının bant
kayıtlarını dinlemek üzere Başbakanlığa çağırdı. Bantta, Romen
Başbakanı'nın 'BTR'nin yükümlülüklerini yerine getiremediğini, bu
durumun ülkesinin bankacılık sistemi için bir risk oluşturduğunu ve
yakın zamanda yapılacak seçim nedeniyle ülkenin kaosa
sürüklenmemesi için sorunun bir an önce çözümlenmesini istediği'
anlaşıldı. Devlet Bakanı Recep Önal'ın odasında bandı dinleyen
Merkez Bankası (TCMB) ve BDDK yetkilileri Ecevit'e gitti. Ecevit de
Romanya ile ilişkiler ve bu ülkede faaliyet gösteren Türk
müteşebbislerin ve diğer Türk bankalarının durumunun olumsuz
etkilenmemesi için neler yapılabileceği üzerinde düşünmelerini
istedi. Temizel: Hazırlanın gidiyoruz 13 Kasım 2000 günü saat
11.40'ta BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Özkan'ın yanından Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Aydın
Esen'i aradı. Temizel, Başbakanlık talimatıyla BTR'nin durumunu
görüşmek üzere BDDK, Hazine ve TCMB yetkililerinden bir heyet
oluşturulmasının kararlaştırıldığını ve Başbakanlığın sağlayacağı
özel uçakla saat 15.00'te Bükreş'e gidileceğini iletti. BDDK Başkan
Yardımcısı Teoman Kerman ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Binnur
Berberoğlu, Hazine'den Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Aydın
Karaöz, Kamu Finansmanı Daire Başkanı Cüneyt Yener, TCMB Başkan
Yardımcısı Aydın Esen ve Bankacılık Genel Müdürü Hakkı Arslan özel
uçakla Romanya'ya gitti. Özkan ve Çörtük yan yana Bu heyet aynı gün
saat 18.00'de Türkiye Büyükelçisi Ömer Zeytinoğlu ile birlikte
Romen heyetiyle görüştü. Yapılan görüşmede BTR'nin depo hesaplarına
aktardığı 120 milyon dolardan Romen Merkez Bankası'nı haberdar
etmediği ortaya çıktı. Romenler 'Bankacılık lisansını iptal etmek
istiyoruz ama ekonomiyi batırır' dediler. Romenlerin yeni kredi
açılması için istedikleri Hazine garantisini ise Hazine
Müsteşarlığı geri çevirdi. Heyet özel uçakla geri döndü... 14 Kasım
günü saat 10.30'da Hüsamettin Özkan'ın başkanlığında BDDK Başkanı
Temizel'in de katılımıyla yapılan toplantıda durum değerlendirildi.
BTR'nin el değiştirmesi ayrıca İş Bankası, Halkbank ve Vakıfbank
ile toplantı yapılması kararlaştırıldı. Öğleden sonra saat 16.40'ta
bu kez Hazine Müsteşarlığı'nda üç bankanın genel müdürlerine bilgi
aktarıldı. 15 Kasım günü ise Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan, Devlet
Bakanı Recep Önal, kamu bankaları genel müdürleri ve Romanya heyeti
ile birlikte saat 18.00'de grubun ve bankanın sahibi Kamuran
Çörtük'ü toplantıya çağırdı. Toplantı gece yarısı saat 01.00'de
bitti. Özkan, 17 Kasım günü de Romanya heyetini koalisyon ortağı
partilerin temsilcileriyle birlikte toplantıya çağırdı. Özkan'ın
başkanlığındaki toplantıya Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen,
Devlet Bakanı Recep Önal, Devlet Bakanı Faruk Bal, Başbakanlık
Müsteşarı Ahmet Şağar ve BDDK Başkanı Zekeriya Temizel katıldı.
Sabırsızlanan Romenler 19 Kasım'da Merkez Bankası Başkan
Yardımcılarını Türkiye'ye gönderdi. Romenlere verilecek yanıt henüz
bulunamamıştı. 19 Kasım sabahı Şağar'ın başkanlığında yapılan
toplantıda da sonuç alınamamıştı. Bu girişimlere ek olarak ve
Başbakan Ecevit 17 Kasım günü Dışişleri Bakanlığı'nın bilgi notunu
ekleyerek BDDK'ya 'Gerekli işlemleri yap, önlemleri al' yazısını
gönderdi. BDDK aynı gün yanıt verdi: "Bizim yetki alanımıza
girmiyor. Hükümet gereğini yapsın" Ecevit çırpınıyor Başbakan
Ecevit ise 20 Kasım'da ikinci bir yazıyla sorunun çözümünde
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun tek yetkili kurum
olduğunu anımsatıp çözüm istedi ancak yanıt alamadı. Bu dönemde
Türkiye Büyükelçisi Ömer Zeytinoğlu Dışişleri'ni alarma geçirdi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) bu konuya raporunda
şöyle yer verdi: "Banca Turco Romano'nun içine düştüğü nakit
sıkıntısının, Romanya'daki ticari faaliyetlerindeki yönetim
hataları ile bankanın Türk genel müdür yardımcılarından birinin
Romanya dışına para çıkarırken yakalanmasından kaynaklanmasına
karşın, Bayındır Grubu sahiplerinin resmi düzeyde yazılı bir
girişimleri de söz konusu değilken, sorunun çözümlenmesi yönündeki
girişimlerin ağırlıklı olarak Türkiye'nin Romanya Büyükelçisi ile
ilgili devlet bakanının çabalarıyla başlatıldığı, Bayındır Grubunun
para kazanmaya yönelik ticari ilişkisinden doğan sorunların Türkiye
devletine mal edilmeye çalışıldığı gözlenmektedir." Çözüm
arayışları sonuçsuz kalırken, Ziraat, Emlak ve Halkbank aradan
çekildi ve ortada Vakıfbank kaldı. Hükümet de bankaya "Sorunun
çözümüne katkıda bulun" talimatını verdi. Vakıfbank çok hızlı
davrandı Özkan'ın Çörtük ile Başbakanlık'ta yaptığı toplantıdan bir
gün önce 14 Kasım'da Çörtük hisselerini satmak üzere Vakıbank'a
başvurdu. Kızılay şubesine giren bu yazı aynı gün uygun görülerek
ticari bankacılık şubesine gönderildi. Bir gün sonra da buradan
genel müdürlüğe iletildi. Banka yönetim kurulu da aynı gün
toplanarak Bayındır'ın önerisini benimsedi. Vakıfbank Bayındır
Holding'e ait Güney Ege Enerji İşletmelerindeki hisselerinin yüzde
40'ını 92 milyon dolara, Eti Soda'daki hisselerinin yüzde 36,5'ini
14 milyon 304 bin dolara, ardından Güney Ege Enerji'deki hisselerin
yüzde 5'ini 11 milyon 500 bin dolara olmak üzere 117 milyon 804 bin
dolara aldı. Vakıf Sistem de Eti Soda'daki hisselerden binde 5'ini
196 bin dolara aldı ve toplam ödeme tutarı 118 milyon dolara
yükseltildi. Bu karar, karara ilişkin tutanağın imzalanması bile
beklenmeden işleme konuldu. Fiyat belirleme yok Banka bu 'jet'
işlem sırasında fiyat belirleme çalışmaları yaptığını belirtmesine
karşın bunu kanıtlayamadı. Kanıt olarak sunduğu fiyat çalışmasını
da Bayındır'ın 9 Kasım'da yaptığı sonra bankaya ilettiği ortaya
çıktı. DDK Raporunda teklifin 14 Kasım'da yapıldığı, kararın ise 15
Kasım'da alındığı, bir günde fiyat analizi yapılmasının mümkün
olamayacağı da belirtildi. Hazine'den jet onay 15 Kasım'da
Vakıfbank'ın aldığı karar bir haftada ilgili kurumlardan geçti.
Hazine Müsteşarlığı 22 Kasım'da Güney Enerji'de ortaklık yapısı
değişikliğinde sakınca olmadığını, Rekabet Kurulu da 21 Kasım'da
işlemin yapılmasına engel bulunmadığını bildirdi. Ancak Enerji
Bakanlığı'nın 'ön izni' unutulduğundan ancak 2 Mart 2003 tarihinde
alınabildi. Bu jet işlemler ise 29 Kasım günü sözleşmeler
hazırlanarak tamamlandı. Vakıfbank aldığı enerji hisselerini 2
Şubat 2001 tarihinde kuruluşu gerçekleştirilen Vakıf Enerji'ye
devretti. Devlet Denetleme Kurulu raporunda bu durum şu ifadelerle
anlatıldı: "... esasen bankanın faaliyet alanı ile ilgisi olmadığı
halde satın alınan hisseler nedeniyle girdiği enerji sektörüne
ilişkin bu işlemi kamufle edebilmek ve haklı gösterebilmek amacıyla
kurulduğu anlaşılan 2 Şubat 2001 tarihli Ticaret Sicili
Gazetesi'nde ilan edilerek faaliyete geçirilen Vakıf Enerji ve
Madencilik A.Ş.'ye devredilmesine ilişkin sözleşme 2 Mart 2001 günü
imzalanmıştır." 25 milyon dolar gitti Jet işlemlerin
tamamlanmasıyla birlikte 118 milyon doların 93 milyon doları
Bayındır Holding'in kredilerine mahsuben kesildi ve ardından 25
milyon dolar da Kızılay şubesinden 24 saat içinde Romanya'ya
transfer edildi. Hisselerin gerçek değeri çok düşük Çörtük'ün
Vakıfbank'a 121 milyon 672 bin 829 dolar tutarındaki borcunun 93
milyon dolarını tasfiye eden, Romanya'ya da 25 milyon dolar
aktarmasını sağlayan hisselerinin gerçek değeri Maliye Bakanlığı
Hesap Uzmanlarınca ortaya çıkarıldı. Uzmanların belirlemesine göre
Güney Enerji'den alınan hisselerin gerçek değeri 37 milyon 782 bin
212 dolar olmasına karşın 65 milyon 717bin 788 dolar fazladan
ödendi. Yine Eti Soda'daki hisselerin ticari değeri olmadığı,
şirketin değerinin 'negatif' olduğu halde 14 milyon 304 bin dolar
ödendi. Güney Enerji'deki binde beş hisseye de 196 bin dolar
verildi. Devlet Denetleme Kurulu'na göre bankanın toplam zararı 80
milyon 217 bin 788 dolar. BDDK gereğini yapmadı Devlet Denetleme
Kurulu'nun saptadığı usulsüzlükler raporla savcılığa ihbar edildi
ve kararın çıkmasını sağlayan yöneticilerin yargılanmaları istendi.
Ancak savcılık BDDK'nın başvurusu olmadığından takipsizlik kararı
verildi. YPK kararı da alınmadı TBMM Yolsuzlukları Araştırma
Komisyonu raporunda bakanlara şu suçlamalar yönetildi:
"Vakıfbank'ın ilgili kuruluş olarak bağlı bulunduğu eski Devlet
Bakanı Yüksel Yalova'nın bilgisi dışında bu işlemin
gerçekleştirilmesi, hayatın olağan akışı ile bürokrasinin doğal
işleyişine aykırıdır. Eski Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan ise
Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Başbakan tarafından Banca Turco
Romano ile ilgili sorunun çözümlenmesi amacıyla ilgili devlet
kurumlarının harekete geçmesi için talimat vermiş, bu talimat
çerçevesinde Vakıflar Bankası yetkilileri yasaya aykırı şekilde
fiillerle bankanın zararına yol açacak işlemleri gerçekleştirmiş
olup işlemlerin gerçekleşmesi aşamasında eski Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Özkan'ın bilgi ve onayı alınmadan nihai kararın
verilmesi hayatın olağan akışı ve bürokrasinin doğal işleyişine
aykırı olduğundan görevini kötüye kullandığı kanaatine varılmıştır.
Bunun yanı sıra Vakıflar Bankası'ndan Bayındır Grubu'na ait BTR'ye
kaynak aktarmak amacıyla grubun Eti Holding-Bayındır Holding
ortaklığından oluşan Eti Soda AŞ'nin hisselerinin Vakıfbank'a
devredilmesi işleminde Yüksek Planlama Kurulu kararı alınması
gerekirken, bu gerekliliğe uyulmadan hisselerin devrinden haberdar
olmaması ihtimal dahilinde olmayan Şükrü Sina Gürel'in, bu usulsüz
işlemlere müdahale etmemesi devir işlemini YPK gündemine
getirmemesi fiili nedeniyle gözetim ve denetim görevini ihmal
ettiği ve TCK'nın 230. maddesine muhalefet ettiği kanısına
varılmıştır." (Radikal)