Kamu Başdenetçisi’nden çok önemli açıklamalar
Abone olKamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu, “Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylar eğer adliyeye intikal etmemişse herhangi bir soruşturma, kovuşturm...
Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu, “Taksim Gezi
Parkı’ndaki olaylar eğer adliyeye intikal etmemişse herhangi bir
soruşturma, kovuşturma yoksa orda yapılan eylem ve işlem bizim
kurumun yetkisi alanında kalabilir” dedi.
Ömeroğlu, TBMM’de sabah kahvaltısında basın mensuplarıyla bir araya
geldi. Kamu denetçiliğinin bağımsız ve tarafsız özel bütçeli bir
kamu kurumu olduğunu belirten Ömeroğlu, “Tarafsızlık ve bağımsızız
sadece kağıt üzerinde yazılmakla gerçekleşmiyor. Bağımsızlığımızı
ve tarafsızlığımızı yapacağımız eylem ve söylemlerle ortaya
koyacağımızı inanıyorum. Haklı olarak kanunda yazınca görevliler
tarafsız olmuyor. Biz nesnel tarafsızlığımızla kamuoyunu
vatandaşlarımız inandırmak zorundayız. Bu eylem ve söylemlerin
yanında çevremizle ilişkimizle, giyimimizle kuşamımızla buna uymak
zorundayız, hassasiyet göstermek zorundayız” dedi.
Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olaylara ilişkin bir başvuruyu
inceleyip incelemeyeceklerine ilişkin soruya Ömeroğlu, “Bende sizin
gibi bunu medyadan izliyorum. Bizim kanunumuzda 4 tane yasak var
Cumhurbaşkanın tek başına vermiş olduğu kararlar, ikincisi yasama
faaliyetlerine ilişkin işlemler yargı yetkisinin kullanılmasına
ilişkin kararlar, TSK’nın sırf askeri mahiyetindeki karlardır.
Dolayısıyla Taksim Gezi Parkındaki olaylar eğer adliyeye intikal
etmemişse herhangi bir soruşturma, kovuşturma yoksa orada yapılan
eylem ve işlem bizim kurumun yetkisi alanında kalabilir” dedi.
3. KÖPRÜNÜN İSMİ TARTIŞMALARI
Ömeroğlu, bireylerin menfaatinin ihlal edilmesi durumunda
vatandaşın önce idareye başvuru yollarını tüketmesi ardından 6 ay
içinde kendilerine başvurması gerektiğini ifade etti. İstanbul’a
yapılacak olan 3. Köprü’nün Yavuz Sultan Selim olmasına ilişkin
Alevilerin itirazlarının anımsatılması üzerine Ömeroğlu, köprü ile
ilgili spekülasyonlara girmek istemediğini ifade etti. Ömeroğlu,
“Bir Alevi vatandaşımız kalktı Ulaştırma Bakanlığı’na müracaat
etti, ismi değiştirin dedi. İdare bunu reddederse vatandaş
mahkemeye gitmeden ombusman incelesin derse biz bunu inceleriz.
Sizde ya reddederiz ya da bu arkadaşımızın başvurusunu yerinde
görürüz” diye konuştu.
Yavuz Sultan Selim’in isminin Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmış
olmasının kanunun Cumhurbaşkanı ile ilgili getirdiği kısıtlamalar
arasına girip girmeyeceğine ilişkin soruya Ömeroğlu, “Bu
Cumhurbaşkanın tek başına yaptığı işlem değil. Yasamaya ait”
diyerek, ombusmana başvurulabileceğini söyledi. Ömeroğlu, bir soru
üzerine biber gaz yiyen vatandaşın da mahkemeye gitmeden önce
kendilerine başvurabileceğini ifade etti.
BAŞÖRTÜSÜ SORUNU
Başörtüsü ile üniversiteye giremeyen ve kamuda çalışmak isteyenlere
ilişkin soru üzerine Ömeroğlu, “Başörtüsü din ve vicdan özgürlüğü
ile ilgili bir konu. Henüz bu konuda yapılmış bir başvuru yok ama
biz bunu öngörüyoruz. Bu konuda alt yapımızı hazırladık, Gerek
ulusal gerekse uluslararası mevzuata göre çözmeye çalışacağız”
dedi.
Bir soru üzerine kanunda devlet sırı konusunda devrim niteliğinde
düzenlemenin olduğunu belirten Ömeroğlu, ticari sırın yetkileri
dışında olduğunu söyledi. Yetkili makamların kendilerini
istedikleri bilgi ve belgeleri 30 gün içinde kendilerine göndermek
zorunda olduğunu kaydeden Ömeroğlu, “Bu devlet sırrı kapsamında ise
Kamu Başdenetçisi veya denetçi inceleyebilir, sır olduğu için bunu
açıklayamaz. Hiçbir zaman devlet sırı vatandaşın aleyhine
yorumlanamaz. Ortada bir suç varsa hiçbir zaman devlet sırrı
kapmasında değerlendirilemez. Suç suçtur bunun devlet sırı olabilir
mi ?” diye konuştu.
HAŞİM KILIÇ’IN AÇIKLAMALARI
Alkol düzenlemesine ilişkin Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim
Kılıç’ın açıklamalarının sorulması üzerine Ömeroğlu, Kılıç’ın kendi
düşünceleri söylediğini ve bu konuda yorum yapmak istemediğini
ifade etti. Alkol düzenlemesinin ombusmanlığın konusu olup
olmayacağına ilişkin soruya ise Ömeroğlu, “Vatandaş, ben kanun
bazında bundan bir zarar gördüm diye idareye başvurur, idare de
bununla ilgili cevap verirse yargıya gitmeden bizim kurumumuza
gelirse belki bizi ilgilendir” karşılığını verdi.
Bir soru üzerine Ömeroğlu, TSK’nın ve HSYK’nın ihraç kararlarına
ilişkin olarak, “Biz hukuka uygunluk denetimi yapmıyoruz.
Yerindelik, hakkaniyete uygunluk denetimi yapıyoruz. Bu kurumların
vermiş oldukları ihraçlar hariç idari yargı dışında olmakla
birlikte verilen hakkaniyetle uygunluk açısından denetlenmesi bizim
kurumumuz yetkisindedir” dedi.
Vicdani ret konusunda ise Ömeroğlu, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin Türkiye’yi en çok bu konuda sıkıştırdığını söyledi.
Askerlik hizmeti yerine bir süre tayin ederek askerlik yerine kamu
hizmetinde çalışmanın sağlanabileceğini ifade eden Ömeroğlu, böyle
bir başvuru olursa hem ulusal hem de uluslararası yasalar
çerçevesinde bunu değerlendireceklerini söyledi.
2 BİN 72 ŞİKAYET
Öte yandan kuruma 27 Mayıs 2013 itibariyle 2 bin 72 başvuru
yapıldığı kaydedildi. En çok şikayet konusu ise 411 şikayetle Kamu
Personel Rejimi olurken, 292 şikayetle ekonomi, maliye ve vergi
ikinci sırada yer aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik konusu 276
şikayetle üçüncü sırada yer alırken eğitim, öğretim, gençlik ve
spor konusu 237 şikayetle dördüncü sırada yer aldı. Diğer şikayet
konusu ise şöyle:
“Adalet, milli savunma ve güvenlik 154 şikayet, ailenin korunması 4
şikayet. Bilim, sanat, kültür ve turizm 12 şikayet; enerji, sanayi,
gümrük ve ticaret 44 şikayet. Engelli hakları 29 şikayet; gıda,
tarım ve hayvancılık 13; insan hakları 82 şikayet. Kadın ve çocuk
hakları 23 şikayet; mülkiyet hakkı 104 şikayet; orman, su ve
şehircilik 43 şikayet; sosyal hizmetler 23 şikayet; ulaştırma,
basın ve iletişim 38 şikayet.”
(İHA)