Kamer Genç'ten 28 Şubat anıları
Abone olSiyasetin renkli isimlerindendi. 'Çiçek sulama' sözüyle özdeşleşti. Meclis'in aykırı ismi eski DYP'li Kamer Genç 28 Şubat sürecinde kendisine yapılan teklifleri anlattı.
Türk siyasi tarihinin en “renkli” simalarından biri olan Kamer
Genç, 28 Şubat sürecinde DYP’den ayrılması için kendisine para
teklif edildiğini açıkladı.
Zaman’a konuşan Genç, dönemin Türk-İş Başkanı Bayram Meral ile TESK
Başkanı Derviş Günday’ın ise istifa etmesi için teklif getirdiğini
belirtti. Genç, “Bana, istifa edersem on binlerce insanı meydana
toplayıp gösteri yaptıracaklarını söylediler. Onları, ‘Güce,
baskıya boyun eğmem. Çiller’i herkes terk etse ben gitmeyeceğim.’
diyerek geri gönderdim.” diyor.
Tunceli eski milletvekili Kamer Genç, aktif siyasi hayatı boyunca,
davranışları ve demeçleriyle sürekli gündemde kalmasını bildi. 12
Eylül darbesinin ardından Anayasa’yı hazırlamakla görevli Danışma
Meclisi’nin “aykırı” ismiydi. Kendisini sosyal demokrat olarak
tanımladı; ama sonunda en fazla mücadele ettiği Süleyman Demirel’in
kurduğu DYP’ye geçti.
Sadece Demirel’e değil, ANAP’ın kurucu genel başkanı Turgut Özal’a
ve aynı kulvarda siyaset yaptığı Bülent Ecevit ile Deniz Baykal’a
da ağır eleştirilerde bulundu. Yıldızının barıştığı tek lider ise,
DYP eski Genel Başkanı Tansu Çiller oldu. Bu yüzden Refahyol
Hükümeti’nin tasfiyesiyle sonuçlanan 28 Şubat sürecinde tehditlere
ve rüşvet tekliflerine rağmen partisini terk etmedi.
Eski milletvekili Genç, kendisi ile özdeşleşen “çiçek sulama”
sözünden, 28 Şubat süreci ve Alevi kimliğine kadar merak edilen
birçok soruya açık yüreklilikle cevap verdi. Genç, söze 12 Eylül
darbesinden sonra kurulan Danışma Meclisi üyeliğiyle giriyor. O
dönemde Danıştay hakimi olan Kamer Genç, yeni anayasayı yapmakla
görevli konseye eşinden ve çevresinden habersiz bir şekilde
başvurur.
Kamer Genç, çoğunluğunu sağ kökenli üyelerin oluşturduğu Meclis’e
kendi düşüncesine uygun anayasa hazırlanması için başvurduğunu
kaydediyor. Askerlerden gelen birçok talebe karşı çıktığını ifade
eden eski milletvekili, sivri tutumları yüzünden diğer üyelerin
kendisine selam vermeye korktuğunu, yemek masasında bile yanına
oturmadıklarını vurguluyor.
Genç, siyasi çizgisine ters ilk icraata bu dönemde imza atıyor:
“Mehmet Ali Ağca’nın idamı önümüze gelmişti. Hiç tasvip etmem
Ağca’yı. Ama, idamına tek karşı çıkan ben oldum. Çünkü idama
karşıydım. Anayasaya “ret” veren tek kişi de benim.” Kamer Genç,
“sosyal demokratlığıyla” bilinen bir siyasetçi.
SODEP ve SHP’de Erdal İnönü ile birlikte yola çıkan Genç, bu
süreçte merhum Özal’a, onun ardından Demirel’e çok sert muhalefet
yaptı. İnönü’nün siyasetten çekilmesi, Baykal’ın CHP lideri
olmasının ardından Kamer Genç, sağa kaydı. Üstelik kıyasıya
eleştirdiği Demirel’in partisi DYP’ye geçti. Demirel’e yönelik “O
ölmeden Türkiye düzelmez.” diyecek kadar sert sözler sarf eden
Genç, Çiller’i ise yere göğe sığdıramıyor. Genç, eski genel
başkanına duyduğu sevgiyi “Çağdaş, modern bir hanımefendi.
Cumhurbaşkanı olmasını isterdim.” sözleriyle dile getiriyor.
Genç’in bir diğer özlemi Meclis kürsüsü. Belli ki kürsüyü özlemiş.
Meclis’te muhalefet boşluğu olduğunu iddia ediyor. Başbakan Tayyip
Erdoğan ile CHP lideri Baykal’ın arasında gizli bir anlaşma
olduğunu ve birbirlerine fazla dokunmadıklarını öne sürüyor.
Gittiği her yerde “Keşke Meclis’te olsaydın.” sözleriyle
karşılaştığına dikkat çeken Genç, yine iddialı konuşuyor: “Böyle
muhalefet olmaz. Meclis’te olsam Başbakan’ı da perişan ederdim.
Benim karşıma çıkamazlardı. Maliye Bakanı da benimle aşık atamazdı.
Ben olsam orada rahat oturabilirler miydi?”
O gün gerçekten çiçek suladım
Kamer Genç’in hafızalarda yer eden sözlerinden biri de “çiçek
sulama” oldu. Oğlunun evinden çıkarken kameralara yakalanan
Genç’in, “çiçek sulamadan geliyorum” sözünü mecazi anlamda
kullandığı ve hovardalık yaptığı iddia edilmişti. Günlerce
kamuoyunda tartışılan ve Meclis tutanaklarına da giren bu söz
Genç’in yakasına adeta yapıştı kaldı. Kamer Genç, “atasözü haline
geldi” dediği bu yakıştırmayla kendisine haksızlık yapıldığını
savunuyor: “O, bize atılmış bir iftiraydı. Gülüp geçtik.
Komedyenler de bu işten çok ekmek yedi. İşin aslı şu: Hanımla oğlan
ABD’ye gitmişti. Oğlanın evine gittim, çiçekleri suladım. O gün
gerçekten çiçekleri sulamaya gitmiştim. Tabii, iş başka noktalara
çekilince bizim hanım da üzüldü. Ama, bana güvenir. Ben çiçekleri
seven bir insanım.”
‘Alevilik İslam dışı’ diyenler sapık ve cahil
Tuncelili olan Kamer Genç, halk arasında “Alevi-Sünni” sorunu
olmadığını ve bunu siyasilerin problem haline getirdiğini
düşünüyor. Aleviliğin İslam’ın özü olduğunu vurgulayan Genç,
“Alevilik İslam dışı.” diyen çevrelere ise sert tepki gösteriyor:
“Alevilik İslam’ın değişik yorumudur. Hz. Ali, Peygamber
Efendimiz’in damadı ve amcasının oğludur. ‘İslam dışı’ diyenler
sapık düşünceli ve cahil insanlar. Eline, diline, beline sahip
olmak Müslümanlığın en güzel vasfıdır.”
Genç, tek başına kaldığı durumlarda dua ettiğini, Allah’a
yalvardığını söylüyor. Tunceli’deki Düzgün Baba Dergahı’na ziyarete
gidince huzur bulduğunu da dile getiriyor. Eskiden Tunceli’de Alevi
dedelerinin yılda bir iki kez köylere giderek sorunları dinlediğini
ve insanları iyiliğe yönlendirdiğini aktaran Kamer Genç, “Hırsızlık
yapan, namussuzluk yapan insanların evinin önüne taş konur, hiç
kimse o insanla konuşmazdı. Artık dedelik müessesesi de bozuldu.”
diye dert yanıyor.
Susurluk süreciyle birlikte kimliği ortaya çıkan “Yeşil” kod adlı
Mahmut Yıldırım’ın daha çok Genç’in memleketi Tunceli yöresinde
faaliyette bulunduğu biliniyor. Kamer Genç de “Yeşil”i memleketinde
bir kez 10 kişilik bir timle yürürken gördüğünü söylüyor. Yaşayıp
yaşamadığı tartışma konusu olan “Yeşil”le ilgili Genç’in iddiası
şu: “Yeşil ölmedi, yaşıyor. Zannediyorum şu anda Kuzey Irak’ta.
Görevini yapıyor.”
Demirel bir gün olsun vekaletini bana bırakmadı
Cumhurbaşkanlarına TBMM başkanı olmadığı zamanlar Meclis başkan
vekilleri vekalet ediyor. Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli
Meclis başkan vekilliğini yapan Kamer Genç, bir gün olsun
cumhurbaşkanına vekalet edemedi. Genç, bunun sebebini aynı
dönemlerde görev yaptıkları Süleyman Demirel’in kasıtlı tutumuna
bağlıyor. Genç, dönemin TBMM Başkanı Hikmet Çetin’le aralarında bu
konuda geçen diyaloğu şöyle aktarıyor: “Hikmet Bey’e, ‘Bir gün de
olsa bana vekaleti bıraksın.’ dedim. O da Demirel’in beni
istemediğini söyledi. Vekaleti alsaydım asil gibi davranırdım.
Köşk’ün harcamalarını, kadrolarını inceleyecektim.”
Haber: Ömer Şahin
Kaynak: