Kalp krizi sinyali ağızda başlıyor
Abone ol45-55 yaşları arasında kalp krizi geçiren erkeklerin ağızlarında ortak bir probleme rastlanıldı.
Araştırmalar, 45-55 yaşları arasında kalp krizi geçiren
erkeklerin yüzde 60 ile 70'inde diş eti problemi olduğunu
gösteriyor.
Yavaş ilerleyen ve çoğunlukla belirti vermeyen diş ve diş eti
enfeksiyonlarının, önemli sistemik hastalıklara neden olduğunu
belirten Diş Eti Hastalıkları Uzmanı Dr. Dt. Sibel Öznur Örsal, diş
enfeksiyonlarından özellikle kalp ve böbreklerin etkilendiğini
söyledi.
Diş eti enfeksiyonlarının düşük ve düşük kilolu doğumla da ilişkili
olduğunu vurgulayan Örsal, diş sağlığı ile sistemik hastalıklar
arasında nasıl bir bağ olduğunu şöyle anlattı:
"Dişteki enfeksiyon kan dolaşımı ile vücut geneline yayılır
ve özellikle de kalp ile üriner sistemde problemlere neden
olur. Son 10 yıldır ABD'de yapılan çalişmalarda, kalp
krizi geçiren erkeklerin kalp dokusundan alınan kesitlerde, diş eti
hastalığına neden olan gingivalis bakterisine rastlanmıştır.
İlerlemiş diş çürüğünün oluşturduğu enfeksiyon, kalp
krizinde tetikleyici faktörlerden biri olabilir. Diş
çürüğüne yol açan etken patojenler lenf dolaşımı ile tüm vücudu
dolaşıyor ve özellikle kalp kasına yerleşiyor. Hastanın genel
durumu da yatkınsa kalp krizi riski ciddi oranda artıyor.
Araştırmalar, 45-55 yaşları arasında kalp krizi geçiren
erkek hastaların yüzde 60 ile 70'inde diş eti probleminin olduğunu
gösteriyor."
AĞRI YAPMAYAN ÇÜRÜK DAHA TEHLİKELİ
Ağrı yapan çürüklerin hastayı mutlaka hekime yönlendirdiğini
belirten Dr. Örsal, asıl tehlikenin ağrı yapmayan ve sinsi
ilerleyen diş eti hastalıkları olduğunu söylüyor. Örsal'a göre,
dişteki çürük ve enfeksiyon sadece kalbi tehdit etmiyor:
KALBİ VE BÖBREKLERİ VURUYOR
"Kanı pompalayan organ kalp, temizleyen organ ise böbreklerdir.
Dolayısıyle diş çürüğünde böbrekler de çok ciddi risk altındadır.
Araştırmalar, diş eti enfeksiyonlarının böbrek hastalıklarına da
neden olduğunu gösteriyor. Diş eti enfeksiyonlarının, Alzheimer ve
demans gibi nörolojik hastalıklarda da büyük rol oynadığı
biliniyor. Bu nedenle enfeksiyon odağı olan dişin tedavi edilmesi
ve bu etkenlerin ortadan kaldırılması büyük önem taşıyor."
GÜNDE İKİ KEZ VE BİR DAKİKA
Çürük ve enfeksiyonun hem dişlerde hem de diğer organlarda sorun
yaratmaması ve sitemik hastalıkları tetiklememesi için ağız
bakımının önemine değinen Diş Eti Hastalıkları Uzmanı Dr. Dt. Sibel
Öznur Örsal, sağlıklı bir ağız için önerilerini ise şöyle
özetliyor:
"Diş etinde görülen en önemli sorun "Periodontitis" dediğimiz
yaygın enfeksiyondur. Bu enfeksiyon, diş ve diş etini saran kemik
dokusunun iltihaplanarak erimesine ve diş etlerinin çekilip,
dişlerin kaybına yol açar. Gingivitis, yani diş etinin başlangıç
iltihabında hemen hekime başvurulmalı ve diş taşı temizliği ile
tedaviye başlanmalıdır. Tedavi mutlaka iyi bir ağız hijyeni ile
desteklenmeli ve daha ileri durumlarda cerrahi yöntemlerle enfekte
dokular bertaraf edilmelidir. Çok basit gibi düşünülen diş
fırçalamanın eksik yapılması, yavaş ilerleyen ve çoğunlukla sinyal
vermeyen ciddi sorunlara sebep olur. Dişleri günde 2 kez, en az 1
dakika fırçalamak, diş ipi kullanmak ve 6 ayda bir hekim
kontrolünde olmak, hem diş ve diş eti enfeksiyonlarını engeller hem
de ortaya çıkan sorunlar, başka organlara zarar vermeden
başlangıçta çözülür."