Kalemşörlük mü objektif bakış mı?

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

31 Mart 2024 seçimleri tarihi bir kırılma ile sonuçlandı. Sandıktan çıkan sonuç değerli bir o kadarda önemli. Millet sandıkta hem iktidara hem de muhalefete önemli mesajlar verdi. İktidara sarı kart, bazı yerlerde kırmızı kart gösterdi. Muhalefete ihtiyaç kredisi verdi.

Ortada bir başarı ve başarısızlık var. CHP başarıyı, AK Parti seçim başarısızlığını kabul edip ona göre strateji belirlemeli. Başarıyı da başarısızlığı da yönetmek hiç kolay değil.

Bu arada müstakil hür iradesiyle seçime giren, rakiplerinin gıcık etmek adına gıcık olan, seçmenini CHP içinde erimesine şahitlik eden İYİ Parti tam anlamıyla hezimete uğradı.

2023 seçimlerinden sonra Meral Akşener, başarısızlığı yönetemedi. Başarısızlık partiyi kangren etti. Akşener Partisine yeni bir enerji vermeyi başaramadı. Var olan başarısızlık derinlemesine devam ederek tabanda seçmen bırakmadı.


Akşener, mecburen olağanüstü seçimle kongreye gitme karar aldı.

Meral Akşener’in aday olup olmayacağı belli değil.

Çekilebilir.

Emanetçi bir adayı destekleyebilir.

Ya da olayı soğutup hiçbir şey olmamış gibi davranarak yeniden aday olabilir.

Akşener bu defa da zigzag çizebilir fakat İYİ Parti’nin ağır topları Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu, Kürşat Zorlu ve Bilge Yılmaz gibi potansiyel genel başkan adayları bu defa bu zigzaglı çıkışa izin vermezler.

Bakıldığında geç kalınmış bir karar. Çünkü ortada parti kalmadı. Akşener İYİ Parti’yi diliyle, çıkışlarıyla lav etti.

14 Mayıs seçimlerinde masadan kalkmadan evvel parti oyları yüzde 16’lara ulaşan bir sinerjiyi yakalamıştı. Masadan kalktıktan sonra oylar yüzde 9,6’ya düştü. İYİ Parti bu seçimde yüzde 3’e geriledi.

14 Mayıs seçimlerinde ilk üçte olan İYİ Parti şimdilerde altıncı sırada. Merkez sağ beklentisine cevap olarak kurulan İYİ Partinin bu kadar kısa sürede yok edilmesi doktora tezi konusudur.

Büyük vaatlerle ortaya çıkan DEVA, Gelecek Parti siyaset sahnesinde aradığı rolü bulamadı. AK Partiyi parçalamak için kurulan bu iki parti amacına ulaşamadı.

Saadet ve Demokrat Parti’yi tabela partisi olmaktan öteye gidemedi.

AK Parti seçim gecesinden itibaren değerlendirme sürecini başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında, “31 Mart seçimlerinin neticelerini açık yüreklilikle değerlendireceğiz, özeleştirimizi cesaretle yapacağız” dedi.

81 ilin, ilçelerin her birinin sandık değerlendirmesi yapılması gerekiyor. Her il ve ilçede seçmen tercihlerine bakılmalı. Seçmen bazında öznel bir değerlendirme yapılmalı.

Demirel’in, “Tencerenin götürmeyeceği hiçbir iktidar yoktur” sözünün ne anlama geldiğini 31 Mart’ta hep birlikte gördük, yaşadık. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ekonomi önemli bir etkendi. Ama beka sorunu baskın çıktı. Vatanın bölünmezliğine karşın, sofradaki ekmekten vazgeçildi. Seçmen ekonominin girdaba dönüşmüş haline yerel seçimlerde “DUR” dedi.

Emekliler sandığa mühür vurdu. Geçim sıkıntısını, alım zorluğunu derinden yaşayan emekliler çareyi muhalefeti desteklemekte buldu. AK Parti’nin doğal seçmen tabanını oluşturan emekliler iktidarı uyardı. Hatta bazıları sindiremediği için oy dahi kullanmadı.

Bundan böyle AK Parti’nin yapacakları daha da önemli ve dikkat çekici olacak. Başarmak için doğru bir strateji gerekecek. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresi ve iktidarın kalemiyle yazan köşe yazarları doğru bilgileri iletmedikleri için sadece Erdoğan’ın duymaktan hoşlanacağı türden bilgiler ilettiklerinden yeterli tedbir alınamadığını söylemek yanlış olmaz.

Objektif bakış açısı ve muhalefetin yapacağı hatalar sürecin belirlenmesinde etkili olacak.