Kahvehanelerde sigara yasağı bitiyor
Abone olİzmir Kahveciler Odası itiraz etti. Danıştay yasağın kalkması için Anayasa mahkemesini başvuruyor
Danıştay, kahvehanelerde sigara içilmemesi yasağını
Anayasa'ya aykırı bularak, bu konuda yasak getiren yasa hükmünün
iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu.
İzmir Kahveciler Odası, kahvehanelerde sigara içilmemesini öngören
4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrol
Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Başbakanlık
Genelgesinin 1. maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması
istemiyle Danıştayda dava açmıştı.
Kahveciler Odası, dava konusu düzenlemeye yasal dayanak olan 5727
sayılı düzenlemenin 3. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin de
''özel girişim özgürlüğü ve mülkiyet hakkını ihlal ettiği, eşitlik,
ölçülülük ve gereklilik ilkesine aykırı olduğu'' gerekçesiyle
Anayasa'ya aykırı olduğunu öne sürmüş ve bu maddenin iptali ve
yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını
istemişti.
İzmir Kahveciler Odası'nın başvurusu, Danıştay 10. Dairesi
tarafından değerlendirildi.
SADECE KAHVEHANE İBARESİNİ ANAYASA'YA AYKIRI
BULDU
Daire 5727 sayılı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (d)
bendindeki ''Özel hukuk kişilerine ait olan lokantalar ile
kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen
işletmelerde'' şeklindeki, tütün ürünleri tüketiminde mutlak yasak
getiren kuralda yer alan ''kahvehane'' ibaresini, Anayasa'ya aykırı
buldu.
Daire, söz konusu bentteki ''kahvehane'' ibaresinin iptali için
Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına oy birliğiyle karar verdi.
Tütün ürünlerinin tüketiminin kamu sağlığı ve çevresel etkiler
bakımından büyük sorun yaratması nedeniyle, tütün ve tütün
ürünlerinin zararlarından korunmaya yönelik önlemlerin alınması
kapsamında yasal düzenleme yapmanın Anayasa ve Dünya Sağlık Örgütü
Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi gereği olduğu ifade edilen
kararda, ''Ancak getirilebilecek yasak ve sınırlandırmaların,
ticari işletmelerin varlıklarını sürdürebilmelerini ölçüsüz bir
şekilde zorlaştırmaması, işleticilerin çalışma özgürlüklerini
kullanmalarını ağır bir takım şartlara bağlamaması gerekir''
denildi.
ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜKLERİ SINIRLANDIRILMIŞTIR
Danıştay 10. Dairesi kararında, 5727 sayılı yasanın söz konusu
maddesiyle ''kahvehane işleticilerinin faaliyetlerini
sürdürebilmeleri zorlaştırılarak, ekonomik çıkarlarının göz ardı
edildiği, ölçülülük ilkesine aykırı biçimde çalışma özgürlüklerinin
sınırlandırıldığı'' kaydedildi.
Kahvehanelerin toplum hayatında 5 yüz yıla yakın geçmişi olduğuna
ve ilgili kamu idaresinden ruhsat almak suretiyle faaliyette
bulunduğuna işaret edilen kararda, ''Dinlenilip, vakit geçirilen
kahvehanelerde, çay, kahve gibi içeceklerin yanı sıra tütün
ürünleri de geçmişten bu yana tüketilmektedir. Dolayısıyla tütün
ürünleri tüketimi ile ilgili yapılacak yasal düzenlemelerde de,
kahvehanelerin bu özellikleri ve nitelikleri mümkün olduğunca
korunarak anılan iş yerlerinin işlevlerini sürdürebilmeleri
sağlanmalıdır'' değerlendirilmesinde bulunuldu.
UYGUN BİÇİMDE SINIRLANDIRMA GETİRİLMESİ
MÜMKÜNDÜR
''Tütün ürünlerini tüketmenin kişi özgürlüğü alanına girdiğine''
işaret edilen kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:
''Genel sağlığın korunması amacıyla bağımlılıkla mücadele edilip,
tütün ürünlerinin tüketiminin azaltılması yönünde yasal düzenleme
yapılırken, söz konusu tüketimin, sonuçta kişi özgürlüğü alanına
girdiği de göz önünde tutulmalıdır. Tütün ürünlerinin tüketiminde
genel sağlığı korumak amacıyla uygulanacak yasak ve sınırlamaların,
bir yandan kahvehane işleticilerinin çalışma özgürlükleri, bir
yandan da tütün ürünlerini tüketenlerin kişisel özgürlükleri
gözetilerek, ölçülülük ilkesine uygun biçimde belirlenmesi hukuki
bir zorunluluktur.
Devletin, ticari işletmelerin güvenli ve kararlı bir biçimde
faaliyetlerinin devamı için önlem almakla görevlendirilmiş olması
karşısında, kahvehaneler açısından tütün ürünlerinin
tüketildiği/tüketilmediği bölüm ayrımına gidilmesi, kahvehanelerin
büyüklüklerine göre yasak uygulaması ya da başka ayırt edici
özellikler belirlenmesi suretiyle çalışma özgürlüğü ve kişi
özgürlüğünün özüne dokunulmaksızın ölçülülük ilkesine uygun biçimde
sınırlandırma getirilmesi mümkündür.''