Kahvede kadın hakları semineri
Abone ol8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Diyarbakır'da kahvede düzenlenen seminerle hatırlandı. Diyarbakırlı erkeklere, kahvede, kadın hakları konusunda bilgi verildi.
Diyarbakır Barosu'na kayıtlı bir grup kadın avukat,
Diyarbakır'da bir kahvehanede erkeklere kadın haklarını anlattı.
Diyarbakır Barosu'na kayıtlı bir grup kadın avukat, ''8 Mart Dünya
Kadınlar Günü'' etkinlikleri çerçevesinde, Huzurevleri Semti'ndeki
bir kahvehanede toplantı düzenledi. Kadın avukatlar, kahvehanede
bulunan erkeklere kadınların haklarıyla ilgili bilgiler verdi.
Erkeklerin de ilgi gösterdiği bilgilendirme toplantısında konuşan
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Meral
Danış Beştaş, kadın sorununun sadece kadınların değil, herkesin
sorunu olduğunu belirtti. Kadınlarla ilgili sorunların sadece
kadınla çözülebileceğini düşünmediklerini, erkeklerin de buna
destek olması gerektiğini anlatan Beştaş, Diyarbakır Barosu Kadın
Merkezi olarak, haftanın 5 günü kadınların tecavüz, taciz, eşinden,
ailesinden gördüğü şiddet gibi konulardaki başvurularını
aldıklarını kaydetti. Beştaş, şöyle dedi: ''Kadına yapılanı bir
işkenceden farklı görmeyin. AB'ye girişte en çok karşılaştığımız ve
sona ermesi için çaba gösterilen konu işkencedir. Bize yapılan
başvurulardan elde ettiğimiz bilgilere göre, bölgede kadınların
yüzde 78'i aile içi şiddete maruz kalıyor. Dışarıda insan haklarını
savunduğumuz zaman, evde de bu hakkı anne, eş ve çocuklarımıza da
tanımalıyız.'' NAMUS CİNAYETLERİ Beştaş, bölgede ''namus'' adı
altında birçok kadının çeşitli şiddetlere maruz kaldığını söyledi.
Çok sayıda kadın ve kızın, başkaları ile zorla evlendirilmek
istemelerine karşı çıktığı için öldürüldüğünü anlatan Beştaş, şöyle
devam etti: ''Bölgede yoğun cinayetler yaşanıyor; Kadınlar sakat
bırakılıyor, ya da sokağa atılıyor. Kadınların da erkekler gibi bir
birey olduğunu, özgür olduğunu kabul etmeliyiz. Kadın ve erkek
kanun önünde eşit olabilir. Ama, gerçekte öyle olmadığını
görüyoruz. Bu konuda çok geride olduğumuzu görünce üzülüyoruz.
Kadınlar evde, işyerinde, gözaltında, cezaevlerinde ve sokakta
tacize, şiddete maruz kalıyor. Eşimiz, ya da kızımız sokakta
başkaları tarafından taciz gördüğü zaman kavga çıkarıyorsak, davacı
oluyorsak, bunu yapmamamız gerekir. Kadınlar aile içinde şiddet
gördükleri zaman çok daha fazla etkileniyor. Aile içi şiddet
kadında daha çok ağır travmaya neden oluyor.'' SOKAK ÇOCUKLARI
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Roşan
Karakoç da, sokakta çalışan ve sokakta yaşayan çocukların sorunları
ve hakları ile ilgili bilgi verdi. 10-15 yıl öncesine kadar
Diyarbakır'da sokakta yaşayan veya çalışan çocuk sayısının ''yok''
denecek kadar az olduğunu ifade eden Karakoç, şöyle devam etti:
''Şimdi ise Diyarbakır'da sokakta yaşayan ve sokakta çalışan 20 ile
30 bin arasında çocuk olduğu belirtiliyor. 1990'lı yıllarda
bölgedeki köyler boşalınca büyükşehirlere yoğun göç oldu. Göç eden
aileler üretim yapamayınca çocukların getireceği 1-2 milyon liraya
muhtaç olmaya başladı. Göç nedeniyle aile bağları zayıflamaya
başladı ve çocuklar sokakta çalışmaya, sokakta yaşamaya başladı. Bu
nedenle çocuk suçlarında da artışlar meydana geldi. Onun için
çocukları sokağa iten sorunun temeline inmek gerekir.'' Komisyon
üyeleri daha sonra kahvehanede kendilerini dinleyen erkeklere kadın
haklarını içeren broşürler dağıttı.