'Kahvede gazoz açacaksanız Erdoğan'ı davet edin!'
Abone olErdoğan'ın, açılış törenlerine katılmasını ti'ye alan Selahattin Demirtaş, "Bak evde, kahvede gazoz açacaksanız, davet edin gelir. 'Gazoz açılacak' deyin gelir" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın, açılış törenlerine katılmasına
eleştirdi.
Demirtaş, "Maşallah ülkenin Cumhurbaşkanı değil, 'Açılıştan sorumlu
müdürü' mübarek. Nerede bir açılış kendisi orada. Açılışların
tamamı da uyduruk. Açtığı bir şey de yok. Bak evde, kahvede gazoz
açacaksanız, davet edin gelir. 'Gazoz açılacak' deyin gelir. Hiç
bir fırsatı kaçırmaz. Evde konserve, yufka mı açacaksınız
Cumhurbaşkanı'nı çağırın, AKP propagandası için, içinde açılış olan
hiç bir şeyi kaçırmaz. Bu da hepimizin Cumhurbaşkanı, düşünebiliyor
musunuz. 77 milyonun Cumhurbaşkanı'na bakar mısınız" dedi.
Demirtaş, Konya'da Kent Meydanı'nda partisi tarafından düzenlenen
mitingte yaklaşık 15 bin kişiye seslendi. Geniş güvenlik önleminin
alındığı mitingde 7 ilden takviye polis ekibi çağrıldı. 3 binin
üzerinde polisin görev aldığı miting alanının etrafı dışarıdan
başka grupların müdahale etmemesi için 3 aşamalı bariyerlerle
çevrildi. Polis, miting alanı dışında kentin farklı noktalarında
güvenlik önlemi aldı. Mitinge çevre illerden de katılım oldu.
'ÜLKEMİZE TEK ADAM SİSTEMİNİ YUTTURMAYA ÇALIŞAN BİR YAPI
VAR'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümeti eleştirerek,
seçim kampanyalarını Başbakanlık sistemine yönelik yaptıklarını
söyledi. Demirtaş, şunları söyledi:
"Adına 'İleri demokrasi', 'İleri Türkiye' dedikleri ama gece-
gündüz herkesin bir tek kişiyi başkan yapmak için çalıştığı bir
parti, bir çizgi var. Ülkemize tek adam, ülkemize diktatörlük
sistemini, maalesef 'ileri demokrasi' adı altında yutturmaya
çalışan bir yapı var. Seçim bu iki çizgi arasında gerçekleşiyor. 7
Haziran'daki tercihler ya özgürlük ya da diktatörlükten yana
olacak. Biz istiyoruz ki, bunca acı, sıkıntısına rağmen, Cumhuriyet
tarihi boyunca işlenmiş suç, günahlara yapılmış hatalara rağmen,
artık geldiğimiz noktadan geriye gidiş olmaz. Artık bu ülkede taş
üstüne taş konulmuşsa, bu ülkede olumlu ne yapılmışsa, onları da
sahiplenerek geleceğimize bakalım istiyoruz. Tek bir adamın, tek
bir kişinin, kendi ikbal, istikbali uğruna, kendi kişisel
çıkarları, hırsları uğruna ülkemizi felakete sürüklemelerine izin
vermeyiz."
"AHMET HOCA, MEYDANLARDA 'BAŞKANLIĞI SAVUNUYORUM'
DİYEMEDİN"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu da eleştiren Demirtaş, Davutoğlu'nun
seçim meydanlarında Başkanlık sistemini savunduğunu söyleyemediğini
öne sürdü. Demirtaş, bütün AK Parti kadroları, Başbakan dahil 550
adayın tamamı şu anda bir kişiyi başkan yapmak için uğraştığını,
bunun için meydanda olduklarını öne sürerken, şöyle konuştu:
"Başka da hiç bir vaatleri yok. Ahmet hoca sayın Davutoğlu, şu güne
kadar meydanlarda, 'Ben başkanlığı savunuyorum' diyemediniz. 'Bize
oy verin başkanlığı getireceğim' diyemedim. Ama biliyoruz ki bir
kez daha siz seçilirseniz, bir kez daha AKP tek başına iktidar
olursa bu ülkeye vaat ettiğiniz hiçbir şeyi yapma şansınız
yok."
"BAŞKANLIK SİSTEMİ GELİRSE, ORTADA HÜKÜMET
KALMAYACAK"
Demirtaş, başkanlık sistemi geldiğinde ortada hükümet diye bir
şeyin kalmayacağını öne sürdü. Demirtaş, vaat edilen yeni
Anayasa'yı yapma, seçim beyannamesindeki AK Parti vaatlerinden
hiçbirinin uygulanma şansı olmadığını iddia ederken, "Çünkü
başkanlık sistemi gelirse, ortada hükümet diye bir şey kalmayacak.
Başbakanlık sistemi ortadan kalkacak" dedi.
"EN ÇOK DAVUTOĞLU'NA ÜZÜLÜYORUM"
Demirtaş, AK Parti'nin sürdürdüğü bütün kampanyanın başkanlık
sistemi üzerine kurulu olduğunu, buna karşılık Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun meydanları dolaşıp, kendi yok edecek, kendi
başkanlığını ortadan kaldıracak bir seçim kampanyasına alet
olduğunu öne sürdü. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,
Başbakan Davutoğlu'nun 'figüran olduğunu' öne sürerek şöyle
konuştu:
"Ben hep diyorum ya, en çokta bu seçimde ona üzülüyorum. O kadar da
koşturuyor, terliyor. Kimin için kendine hayrı yok. Seçimi kazansa
başbakanlık gidecek, seçimi kaybetse istifa edecek yine başbakanlık
gidecek. Onun durumu en zor. Allah ona yardım etsin. Fakat 7
Haziran akşamı onu bu zulümden kurtaracağız."
Hükümetin 13 yıldan bu yana iktidarda olduğunu ve kendileri dışında
her şeyi bu ülke için tehdit olarak gördüklerini belirten Demirtaş,
şöyle konuştu:
"Yıllarca bütün kimliklerimizi, Kürtlüğümüzü de, Araplığımızı,
Ermeniliğimizi, Aleviliğimiz, Sünniliğimizi ne varsa, başörtümüzü,
inancımızı devlete tehdit olarak kullandılar. Şimdi kendileri 13
yıldır iktidarda, kendileri dışındaki herkesi yine tehdit olarak,
yine vatan haini olarak yine düşman olarak kabul ediyorlar.
Çözebildikleri tekbir maalesef tek bir sorun yok. Tek bir demokrasi
adına çözebildikleri sorun yok. Bana çıkıp söylesinler 2002
yılındaki yani kendilerini iktidara taşıyan seçim beyannamesindeki
demokrasi vaatlerin hangisi yerine getirdiler. Yeni Anayasa onların
vaatleriydi. 13 yıldır yeni Anayasa'yı yapmadılar. Kürt sorununu
çözeceğiz dediler 13 yılda Kürt sorunu yoktur noktasına geldiler.
Alevi sorunu, Avrupa Birliği, Ermeni, Kıbrıs meselesi, Türkiye'nin
komşularıyla olan sorunları hangi birini çözdüler. İfade özgürlüğü,
basın medya özgürlüğü hangi birileri çözüldü Allah aşkına.
Attıkları her adım sadece iktidarlarını güçlendirmeye yarıyorsa,
kıymet verdiler. AKP'yi güçlendirmeyen hiç bir adıma demokrasi
demediler. Geldiğimiz noktada karşı karşıya olduğumuz durum vahim
durumdur."
"KENDİLERİNE OY VEREN İNSANLARI KIRDILAR"
Demirtaş, AK Parti hükümetinin halktan güçlü destek alıp, yüzde
35'lerden, 52'lere geldiğini ancak, bu desteği iyi
kullanmadıklarını belirtti. İktidarın kendilerini destekleyenleri
de kırdığını öne süren Demirtaş, şunları söyledi:
"Aldıkları desteği bütün toplumun yararına kullanmadılar. Kendileri
destek vermeyen, oy vermeyenlerde bu ülkenin onurlu
vatandaşlarıdır. Bunu hissettirmeyi başaramadılar. Kendilerine oy
veren insanları da kırdılar. Çünkü onların arkasında duran, zor
günlerde AKP oy verenler mahcup oldular sonuçta. Öylesine
kirliliğe, öylesine çirkeflere bulaştılar ki, İslam kimliği,
siyasal İslam çizgisiyle, insani çizgiyi buluşturduk dediler. Fakat
bugün ki pratikleriyle hem İslami çizgiyi, hem insanı çizgiyi
mahcup ettiler. Yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle, lüksle, israfla
anılır hale geldiler. Sokaklarda uyguladıkları şiddetle,
işkenceyle, Roboski’yle, Geziyle, uyguladıkları katliamla maalesef
insana değer verdiklerini göstermiş oldular. Bundan da en fazla
Türkiye'deki İslami hareketler zarar gördü. Ben merak ediyorum
neden bu kadar suskunlar. Bu ülkede çok zor günlerde büyük
mücadeleler vermiş, İslami ve siyasal kişilikler ve çizgiler var.
Onlar AKP iktidara gelip, saraylarda yaşasınlar, lüks ve israfla
yaşasınlar, ayakkabı kutularını doldursunlar diye mücadele
etmediler. Onlar niye sessizler merak ediyorum. Bugün neden bütün
çirkefliklere, neden pisliklere sessiz kalıyorlar. Gün tam da buna
isyan etme günüdür. AKP oy vermiş her yurttaşın hesap sorma
günüdür. Biz size para çalın diye, biz size bu ülkede sultanlık
yaratın diye, biz size padişah olun diye oy vermedik demesi
lazım."
"GÜCÜNÜN KIYMETİNİ BİLMEYEN İKTİDAR"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, muktedir olarak 'Güç
zehirlenmesi' ie karşılaşan, güçlerinin kıymetini bilmeyen
iktidarların, halk tarafından denetlenmedikleri, frenlenmedikleri
ve cezalandırmadıkları takdirde o zaman ortaya felaket çıktığını
söyledi. Demirtaş, "7 Haziran tam da bunun fırsatıdır. 'Güç
zehirlenmesi' yaşamış ve ele geçirdiği güçlü başı dönmeye başlamış
olanlara 7 Haziran'da bir ilacımız var; Bu zehirlenmeye karşı bir
merhem bulduk, ilaç bulduk. Onun adı Halkların Demokratik Partisi"
dedi. Demirtaş, bugüne kadar iktidarların toplumu tümüyle
tekleştirmeye çalıştığını oysa yanlış bir politika olduğunu
toplumun farklı dinlerden, dillerden, farklı kimliklerden,
mezheplerden, inançlardan oluşabileceğini söyledi.
"SOL POLİTİKA"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, sadece AK Parti'nin değil, daha
önceki iktidarların da sağ politikalarla, kapitalist, neo liberal
politikalarla, parayı merkeze koyan, parayı putlaştıran bir
anlayışla, sermayeye taparak yatırım politikalarına ve işçi, emekçi
politikalarına baktıklarını ifade etti. Demirtaş, "Biz bunun nasıl
bir doğa katliamına, nasıl bir işçi katliamına yol açtığın her gün
acı tecrübelerle görüyoruz. Bunu da değiştirmek istiyoruz. Sol bir
politika, emekten, işçiden yana, emeği merkezi koyan alın teriyle,
helal lokma yiyenleri merkeze koyan bir ekonomi politikayla
ülkemizi düze çıkarmayı istiyoruz. Kültürel kimlik sorunlarımızı
çoğulcu demokrasiyle, ekonomik sorunlarımızı emekten yana sol bir
politikayla çözmek istiyoruz" dedi.
ERZURUM VALİLİĞİNE SESLENDİ
Yurdun dört köşesinde mitingler düzenlediklerini belirten Demirtaş,
Erzurum Valiliği'nin İstasyon Meydanı'nda miting düzenleme
başvuruları yapan bütün partilere izin vermelerine rağmen,
kendileri için bahaneler uydurduklarını savundu. Demirtaş,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaletsizce devlet
olanaklarını kullanarak seçim çalışmasını aleyhlerine yürüttüğünü
söyledi.
Seçime kısa süre kaldığını, giderek din tüccarlığı ve milliyetçi
propagandaların artırılacağını öne süren Demirtaş, şöyle dedi:
"10 gün kaldı. Giderek din tüccarlığını, milliyetçi propagandayı
artıracaklar. Bedavadan milliyetçi, inançlı Müslüman insanların
oylarına konmaya çalışacaklar. Bakın bugün yarın Ayasofya
tartışmasını açacaklar. Belki gidecekler namazlarını da, cuma
namazlarını seçim kampanyasının parçası haline getirecekler.
Bunların tarzı budur. Bugüne kadar bu şekilde çirkin, ucuz
yöntemlerle oy toplamayı tercih ettiler. Görelim bakalım, aynı
yöntemlerle önümüzde 10 gün sürekli milliyetçiliği tırmandırarak,
ülkede bir kez daha kamplaşmaya yol açacaklar."
"'CUMHURBAŞKANI DEĞİL, 'AÇILIŞTAN SORUMLU
MÜDÜR"'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı açılış törenlerini eleştiren
Demirtaş, şöyle konuştu:
"Maşallah ülkenin Cumhurbaşkanı değil, 'açılıştan sorumlu müdürü'
mübarek. Nerede bir açılış, kendisi orada. Açılışların tamamı da
uyduruk. Açtığı bir şey de yok. Bak evde, kahvede gazoz
açacaksanız, davet edin gelin. 'Gazoz açılacak' deyin gelir. Hiç
bir fırsatı kaçırmaz. Evde konserve, yufka mı açacaksınız
Cumhurbaşkanı'nı çağırın AKP propagandası için, içinde açılış olan
hiç bir şeyi kaçırmaz. Bu da hepimizin Cumhurbaşkanı, düşünebiliyor
musunuz. 77 milyonun Cumhurbaşkanı'na bakar mısınız. Bu kadar
panik, korku ecele faydası olmayan bir şeydir. Bunların
yaptıklarını ebetteki yaradan da görüyor adaletsizlikleri, kulda
görüyor. Herkes bu çirkinliğin farkında ve herkes bu adaletsizliğe
7 Haziran'da iyi bir cevap verecek."
HDP MİTİNGİ SONRASI GERGİNLİK
Konya’da kent meydanında HDP tarafından düzenlenen ve Eş Genel
Başkan Selahattin Demirtaş’ın katıldığı miting ardından, gerginlik
görüldü. Miting sonrası HDP’liler gruplar halinde dağılırken,
miting alanının yakınındaki Kültür Park’ın karşısında toplanan
yaklaşık 40 kişilik karşıt görüşlü grup, tekbir getirerek 'Türkiye
Türk’tür Türk kalacak', 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' diye slogan
atmaya başladı. Bu sırada HDP’liler de ‘Biji Apo’ şeklinde slogan
atarak karşılık verdi. Çevrede geniş güvenlik önlemi alan Çevik
Kuvvet ekipleri, birbirlerine saldırmak isteyen her iki grubun
önüne de adeta set kurarak yakınlaşmasını engelledi.
HDP’liler dağılırken, polis ekipleri Kültür Park önünde bulunan Ak
Parti standında güvenlik önlemi aldı. Stantta Ak Parti'ye ait
müzikler çalınırken, stantta bulunan kadınlarında ellerini kaldırıp
Rabia işareti yapmalardı dikkat çekti. Kültür Park önünden ayrılan
karşıt grup, bu kez yaklaşık 500 metre ilerideki Zindankale Katlı
Otopark’ın önünde bekleyen HDP’lilerle karşı karşıya geldi.
Parktaki araçlarını almak için gelen HDP’liler ile karşıt görüşlü
grup arasında kısa süreli arbede çıktı. Polis ekiplerinin
müdahalesi ile kavga büyümeden önlenirken, otopark önünde geniş
çaplı güvenlik önlemi alındı. Karşıt grubun otoparkın önünden
ayrılmasının ardından, HDP’liler de otoparktan çıkarak uzaklaştı.
Polis kentte güvenlik önlemlerini sürdürüyor.