Kahvaltı bile yapamıyoruz
Abone olCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün yaşamım boyunca hep yolsuzluklarla mücadele ettim, haksızlıklarla mü...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
"Bütün yaşamım boyunca hep yolsuzluklarla mücadele ettim,
haksızlıklarla mücadele ettim. Bir baktım, çocuklarım büyümüş.
Şimdi siyasete girdik. Emin olun, bir sabah kahvaltısını dahi rahat
yapamıyoruz. Huzura ihtiyacımız var” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
Eskişehir’de düzenlenen “Belediyeler Buluşuyor CHP İktidara
Koşuyor” etkinliğine katıldı. Burada konuşan CHP Lideri
Kılıçdaroğlu, siyasal iktidarın toplanan vergilerin hesabını
veremediğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, “Bir iktidar düşünün Adalet
ve Kalkınma Partisi. Ne adaleti var, ne kalkınması var. Toplanan
vergilerin hesabını parlamentoda vermeyen bir siyasal iktidar var.
O siyasal iktidara hesap nasıl verilirmiş dersini bizi yerel
yöneticilerimiz belediyelerimiz gösterecek. Siz her kuruşun
hesabını vereceksiniz. Şu söyleyeceksiniz, “iktidarı yapamadığını,
biz yapıyoruz” diyeceksiniz. “Aile sigortasını yapamıyorlar, biz
yapıyoruz” diyeceksiniz. “Halkın arasına giremiyorlar, biz
giriyoruz” diyeceksiniz. “Vatandaşın derdinizi biz biliyoruz, biz
çözeceğiz” diyeceksiniz. Siz bizim yük akımızsınız. Siz bizim
öndeki askerlerimiz, neferlerimizsiniz, çalışanlarımızsınız. Siz
halkın önderlerisiniz, kanaat önderlerisiniz. Siz hizmet verdiğiniz
sürece ülkenin birliğine ve bütünlüğüne en büyük katkıyı yapmış
olacaksınız. Çünkü siz, hiç kimseyi ne inancından ötürü, ne
kimliğinden ötürü ne siyasal düşüncesinden ötürü
ötekileştirmeyeceksiniz. Yandaş politikası izlemek bizim
kitabımızda yoktur. Biz halka hizmet ederiz. Asıl felsefemiz budur.
Bunun üzerinde duracağız ve bunun için mücadele edeceğiz. Bileceğiz
ki bir yerde bir çocuk ağlıyorsa, belediye başkanın kulağı o
çocuğun ağlamasındadır, “neden acaba?” diye. Bir ailede sorun
varsa, o akşam tencere kaynamıyorsa, bileceğiz ki belediye
başkanımız oradadır. Bunun için muhtarlarla büyük iş birliği
yapacağız. Mahallenin muhtarı bir anlamda belediyenin en yakından
iş birliği yaptığı kişidir” dedi.
“SABAH KAHVALTISINI DAHİ RAHAT YAPAMIYORUZ”
Siyasete girdikten sonra bir sabah kahvaltısını dahi rahat
yapamadığını aktaran CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Az önce babalar günü
dolayısıyla bir film izledim. Duygulandım. Çocuklarımı nasıl
büyüttüğümü bilmiyorum. Bürokraside çalıştım 27,5 yıl. Gece saat
1-2’de eve giderdim. Hep bu ülkenin sorunlarına kendimi kilitledim.
“Nasıl mücadele ederiz? Bu ülkeyi nasıl aydınlığa çıkartırız?”
dedik. Hiçbir ayrım yapmadık. Bütün yaşamım boyunca hep
yolsuzluklarla mücadele ettim, haksızlıklarla mücadele ettim. Bir
baktım, çocuklarım büyümüş. Şimdi siyasete girdik. Emin olun, bir
sabah kahvaltısını dahi rahat yapamıyoruz. Huzura ihtiyacımız var”
ifadelerini kullandı.
“KAVGAYLA BİR ÜLKE YÖNETİLMEZ”
“Kavgayla bir ülke yönetilmez” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam
etti:
“Öfkeli bir adam var. Çıkıp konuşuyor. Nasıl? Terbiye sınırlarını
zorluyor. Nasıl yapabiliyor, bunu? Kendi ailesini, kendi
çocuklarını yolsuzluklarına ortak ediyor. Nasıl bir insanlık bu?
Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. İsyan etmemek için kendimi
zor tutuyorum. Nasıl bir insan? Yüreği var mı, bu insanın? İnancı
var mı, bu insanın acaba? Dini, imanı var mı, bu insanın acaba?
Merak ediyorum. Bir insanın elinden ekmeğini alıp yemek var mı,
acaba? Bir yoksulun elinden ekmeğini alıp yemek var mı, acaba?
Nasıl bir insandır? Nasıl bir toplumda yaşıyoruz? İsyan etmemek
mümkün değil. Hepimize görev düşüyor. Doğu, Batı, Kuzey, Güney
ayrımı asla yapmayacağız. Bir ülkeyi Ortadoğu bataklığına
sürüklüyorsunuz ve çıkıyorsunuz kahramanlık edebiyatı yapıyorsunuz.
Sanki, Musul’daki Türk Bayrağını biz indirmişiz gibi. Ülkeyi
yönettiğinin farkında bile değil. Kavgayla bir ülke yönetilmez.
Sevgiyle, hoşgörüyle, akılla, mantıkla yürütülür, bir ülke. Ortak
akılla yönetilir, bir ülke. Bürokraside görev yaptığım yıllarda,
pek çok Başbakan ile tartıştım. Gecenin sabaha karşı 2’sinde
rahmetli Turgut Özal ile dişe diş mücadele ettiğimizi biliyorum.
İtiraz ederdim “Bu yanlıştır” diye. Rahmetli, “siz itiraz
ediyorsunuz, emin olun hoşuma gidiyor” derdi. Çünkü, biz ülkenin
çıkarlarını hep savunduk.”
(İHA)