Kahreden iddiaya Ecevit en cevap!
Abone olMehmet Haberal Bülent Ecevit'e bilerek yanlış tedavi uyguladı mı? Cevap Bülent Ecevit'ten geldi...
Ergenekon sanığı Başkent Üniversitesi rektörü Mehmet
Haberal 'Bülent Ecevit'i başbakanlık koltuğundan etmek için bilerek
yanlış tedavi uyguladı' suçlamasıyla karşı karşıya
kaldı.
Peki bu doğru mu?
İddiaya ilk ağızdan cevap geldi. Bülent Ecevit ölümünden sonra "kendisine yanlış tedavi uygulanmadığını söyledi.
Nasıl mı?
2003 yılında Can Dündar Bülent
Ecevit'in belgeselini çekiyordu. Kamera açıktı. Malum soru
soruldu. Bülent ve Rahşan Ecevit bir tartışmaya
tutuldu.
Rahşan Hanım Prof. Dr. Mehmet Zileli'nin Ecevit'e 7-8 ay yatmalısınız diye telkinde bulunduğunu söylüyor, Bülent Bey ise bu iddiayı reddediyordu. Ama ikisinin de hemfikir olduğu tek bir konu vardı. Bülent Ecevit'e yanlış tedavi uygulanmamıştı.
O belgesel kayıtlarını Mehmet Haberal'ın avukatları mahkemeye delil olarak sundu. Ecevitlerin konuşmasını an be an yayınladı.
İşte o konuşmanın tam metni:
BÜLENT BEY’İ KIZDIRAN YAZI
RIDVAN AKAR: Emin Çölaşan’ın yazısı için yorumunuz
nedir?
BÜLENT ECEVİT: Çok çirkin bir yazı idi tabii...
Rahşan haklı olarak tepkisini söyledi ve tabii üniversite
hastaneden verilen, dışarı sızdırılan birtakım şeyler, söylentiler,
iddialar; o da ayrıca çirkindi. Kimler yaptı, kimler yapmadı
bilemiyorum tabii. Neyse ama, biraz fazla bu konu üzerinde
durduk.
CAN DÜNDAR: Şunun için durduk üzerinde: Yani
gerçekten kamuoyunda artık sizin başbakanlık yapamayacağınız
yönünde bir inanç oluşturulmaya çalışılıyordu.
RAHŞAN ECEVİT: Evet o inanç oluşturulmaya
çalışılıyordu.
CAN DÜNDAR: Orada belli ki inisiyatif size geçti,
bir şekilde kamuoyunu kim oluşturuyorsa ona ‘Dur’ dediniz ve
kalktınız. O günden beri de hiç (tedavi) yaptırmadınız gördüğümüz
üzere..
RAHŞAN ECEVİT: Evet...
RIDVAN AKAR: Yani bardağın taştığı bir yer mi
vardı?
BÜLENT ECEVİT: Şimdi efendim, seçim geliyor, ben
yatakta kalacağım; bunu içime sindirmem mümkün değildi yani...
Gerçekten yataklık hasta olsaydım, çaresiz katlanırdım ama...
CAN DÜNDAR: Fakat bir yandan hepimizin
yüreğini ağzına getiren bir sahne yaşandı hastane önünde
merdivenden inerken... Gerçekten bir düşme tehlikesi
atlattınız ve doktorlar ‘Çıkmamalıydı hastaneden’
dediler.
RAHŞAN ECEVİT: Evet ama o bu şeyle ilgili değildi.
Belki iyi göremedi filan... Yani herkes bir merdivende
sendeleyebilir.
BÜLENT VE RAHŞAN ECEVİT TARTIŞIYOR
Rahşan, bu konuyu kapatalım lütfen!
Bülent! dedikodu yapayım ister misin?
RIDVAN AKAR: Hastalığınız süreci... Herhalde özel
hayatınıza ilk defa bu kadar doğrudan bir müdahale oldu ve bu kadar
çok şey yazıldı, çizildi. Sizin de çok üzüldüğünüzü biliyorum. Siz
hastaydınız. Bunu kamuoyunun değerlendiriş tarzı üzerine değişik
yazılar çıktı.
BÜLENT ECEVİT: Bu, kişiden kişiye değişiyordu.
Medyadan çok insafsızca, zalimce yaklaşanlar da vardı; daha
anlayışlı yaklaşanlar da vardı. Koalisyon ortaklarımız çok
anlayışlı idi.
RAHŞAN ECEVİT (araya giriyor): Ama biraz da ‘Medya
birisinin elinde’ diyorlardı. Onun da yazdırdıkları vardı tabii...
Özür dileyerek...
BÜLENT ECEVİT (eşini uyarıyor): Rahşan!
RAHŞAN ECEVİT: Özür diledim. Özür diledim.
TARTIŞILAN HASTANE SEÇİMİ
CAN DÜNDAR: Nasıl başladı hastalık Rahşan Hanım?
RAHŞAN ECEVİT: Yani hastadır; herkes hasta olur. O
da normal, herkes gibi hasta oldu. Ama hasta olduğu anda
bindirdiler.
CAN DÜNDAR: Bu hastane ve doktor tercihi sonradan
çok tartışıldı. O hastaneye ve o doktora nasıl karar verdiniz?
BÜLENT ECEVİT: Şimdi efendim bir kere hastaneden
bir şikâyetim yok. Birtakım spekülasyonlar çıktı, onlar da en
azından abartıldı. Genel Merkez’in hemen yanı başındadır
biliyorsunuz Başkent Üniversitesi Hastanesi... Genellikle bir ivedi
sorunumuz olduğu vakit ona başvururuz veya partililer oraya
başvururlar. Benim de öyle ani bir şey bastırdı.
'7 AY YATSA SİYASİ HAYATI BİTERDİ'
RAHŞAN ECEVİT: Şimdi orada merak edilen konu,
Ecevit’e yanlış tedavi mi yaptılar? Hayır! Ecevit’e orada yanlış
tedavi yapmadılar. Sadece orada bazı kimseler Bülent’e çok aylara
yayılan bir dinlenme gereksinimi telkin ettiler. Bu demek oluyordu
ki en aşağı böyle 7-8 ay dümdüz yatacak.
BÜLENT ECEVİT: O kadar büyük bir şey değil.
RAHŞAN ECEVİT: Öyle... Öyle dediler.
BÜLENT ECEVİT: Dediler...
RAHŞAN ECEVİT: Dediler... dur şimdi işte
söylüyorum... Dediler... Ve bu da demek oluyordu ki, bir partinin
genel başkanı 7 ay yatacak ise onun siyasi hayatı
biter.
BÜLENT ECEVİT: 7 ay sürecek gibi bir şey
söylenmedi bana.
RAHŞAN ECEVİT: Söylendi Bülent...
BÜLENT ECEVİT: Hayır söylemediler. Aksine işte ‘Şu
tarihten 11 gün sonra gel, durumuna yeniden bakalım. İyi gidiyor,
iyileşiyorsun. O durum nasıl, 11 gün sonra yeniden gel...’
RAHŞAN ECEVİT: Hayır öyle olmadı o... Bir kere
daha muayene etmek istediler; o ayrı... Ama onun dışında bu şekilde
bir telkin yapıldı ve biz de bu telkine ayak uydur-madık.
4 Mayıs 2002’de hastaneye yatan Bülent Ecevit 17
Mayıs’ta taburcu olmuş, Ecevitleri Haberal
uğurlamıştı.
'DEDİKODU YAPAYIM İSTEMEZSİN'
BÜLENT ECEVİT: Hayır bana o şekilde ‘7-8 ay yatakta
kalacaksın’ denmedi.
RAHŞAN ECEVİT: Tabi sen onu işte... Neyse...
BÜLENT ECEVİT: Ve dediğim gibi işte, ‘Şu tarihte
yeniden gel...’
RAHŞAN ECEVİT: ‘Yeniden gel’ dendi evet.
BÜLENT ECEVİT: ‘Durumuna bakalım’ dedi ve
genellikle durumumun hızla iyileşmekte olduğunu söyledi. Onun
dışında öyle 7 ay, 8 ay gibi bir şey söz konusu olmadı.
RAHŞAN ECEVİT: Evet söylendi ve öyle söylendiği
için biz çok bunaldık.
BÜLENT ECEVİT: Kim söyledi?
RAHŞAN ECEVİT: İşte şimdi burada dedikodu yapayım
ister misin? İstemezsin tabii...
BÜLENT ECEVİT: Rahşan, bu konuyu kapatalım.
RAHŞAN ECEVİT: Kapatalım Bülent... Ben de
kapatıyorum. Ama sana böyle bir telkinde bulundular.
BÜLENT ECEVİT: Kim bulundu?
RAHŞAN ECEVİT: Söylemek istemiyorum şimdi...
BÜLENT BEY'İN KIZDIĞI AN
BÜLENT ECEVİT: Ama şimdi Rahşan... ‘İyi gidiyor’ dendi; o
yürümeye, rahat yürümeye...
RAHŞAN ECEVİT: Tamam işte, ‘Sen iyisin’ dendi;
‘İyi gidiyor’ dendi.
BÜLENT ECEVİT: Tamam...
RAHŞAN ECEVİT: Ama ‘Böyle bir şey de yap’
dendi.
RIDVAN AKAR: Doktor değil miydi onu söyleyen?
BÜLENT ECEVİT: Hayır, öyle 7 ay-8 ay denmedi.
RAHŞAN ECEVİT: Dendi Bülent ve biz onun üzerine
vazgeçtik.
BÜLENT ECEVİT: Hayır onun üzerine vazgeçmedik.
RAHŞAN ECEVİT: Ve sen yataktan kalktın ve harekete
geçtin. Bu biraz ‘Cumhurbaşkanı kitabı kime fırlattı’ tartışmasına
benzedi, neyse...
BÜLENT ECEVİT (kızarak) : Rahşan lütfen...
lütfen....
RAHŞAN ECEVİT: Tamam. İşte, peki bu kadar
söyledim. Fazla da bir şey söylemedim.
BÜLENT ECEVİT: Daha ne söyleyeceksin?
'ARAMIZI AÇACAKSINIZ'
CAN DÜNDAR: Tabii basına yansıyan kısmı, bunun bir komplo
olduğu ve hastanenin de bir şekilde bu işe karıştığı... Yani
bilerek ya da bilmeyerek, haber sızdırarak Ecevit’i iktidardan
devirme hedefinin hastalıkla birleştiği gibi bir izlenim kamuoyuna
yansıdı.
RAHŞAN ECEVİT: Tamam, siz bunu bana bakarak
söylüyorsunuz, ama aramızı açacaksınız onun için...
CAN DÜNDAR: Katiyen öyle bir niyetimiz yok. Siz
örnek aldığımız bir çiftsiniz bizim...
RIDVAN AKAR: Peki efendim kaburganızda kırık ve
bunun 12 gün sonra tespit edilmiş olması gibi bir şey söz konusu
muydu?
RAHŞAN ECEVİT: Şimdi o bir ara bir düştüydü.
Düşünce gerçekten kaburgası kırılmış, ama biz öyle bir şeyi fark
etmedik. Daha sonra, zaman içinde çıktı onun ağrısı... Ağrısı
çıkınca o an gittik, röntgen çekildi ki, kırılmışmış. ‘Kaburga
kemikleri kendi kendine iyi olur’ dediler ve hakikaten kendi
kendine iyi oldu, bitti.
'YANLIŞ YORUMLANIR DİYE GİTMEDİM'
BÜLENT ECEVİT: Hayır benim ayrılışımın nedenini
biliyorsun. O gazetecilerin... yine beni yanlış yakalayacaklar...
Sonra evin önünde...
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, sen hastaneye yine gitmedin;
o ayrı, o ayrı... Ama bunu bize söylediler. Biz de onu yapmadık ve
onun üzerine zaten ‘Ecevit hastaneyi bıraktı, iyi oldu’
dediler.
CAN DÜNDAR: Yani ‘yatması gerekiyor’ derken,
kalkmasını siz mi söylediniz?
RAHŞAN ECEVİT: Evet, evet kalktı ve ayakta
kaldı.
CAN DÜNDAR: Halbuki kamuoyu...
RAHŞAN ECEVİT: Yani orada yanlış bir tutum
vardı.
RIDVAN AKAR: Grup toplantısına gittiniz galiba
değil mi?
BÜLENT ECEVİT: Evet.
RAHŞAN ECEVİT: Oradan MGK’ya gittin galiba değil
mi? Evet oradan da MGK’ya gittin.
CAN DÜNDAR: Yani doktorların sözünü dinlemediniz
aslında?
RAHŞAN ECEVİT: Evet evet...
CAN DÜNDAR: O noktada ne oldu da siz vazgeçtiniz
telkinden?
BÜLENT ECEVİT: Hayır efendim onlar, doktorlar 11
gün sonra mı ne, evde, ‘İyi, çok iyi gidiyor. 11 gün sonra gel.
Yeniden muayene edelim, durumuna bakalım’ dediler. Ben onu göze
almadım. Çünkü gazeteciler dışarıda sabah akşam bekliyorlardı.
Oradakiler dürüst davranıyordu. Fakat o medyanın daha yetkili
kesimi veya yazar-çizer kesimi, kim bilir yine neler diyecekler,
nasıl ters yorumlayacaklar, her şey sağlığım bakımından düzelmişken
yeniden birtakım yanlış yargılar yayılacak, diye gitmemeye karar
verdim.
'DR. ZİLELİ SÖYLEDİ'
CAN DÜNDAR: Yanlış tedavi uygulandığı iddiası?
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, orada hiçbir yanlış tedavi
uygulanmadı.
CAN DÜNDAR: Tüm hastalık sürecinde yani hiç?..
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, hiçbir yanlış tedavi
uygulanmadı. Zaten hiçbir doktor onu yapamaz.
CAN DÜNDAR: Belki bilerek değildir, ama hani
ihmal...
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, hayır hiç öyle bir şey
olmadı. Sadece dediğim gibi... ona da izin yok... ‘7 aylık telkin
hikâyesi’... Neyse...
BÜLENT ECEVİT: İlk defa duyuyorum bu 7 aylık
telkini...
RAHŞAN ECEVİT: Ama Bülent, öyle söyledi.
BÜLENT ECEVİT: Kim söyledi?
RAHŞAN ECEVİT: Zileli öyle söyledi... Öyle söyledi
Bülent ve üstünde çok durdu onun ve o kadar üstünde durdu ki biz
bunaldık ve ayağa kalktık.