Aylardır hatta yıllardır ekonomik kriz
söylentileriyle yatıyor, ekonomik kriz söylentileriyle
kalkıyoruz.
Bu söylentilerin emareleri de yok değil.
Dolar bir iniyor bir çıkıyor.
Doların ateşini düşürmek için Devletimiz
ve Merkez Bankası çözümler üretiyor.
Olmadı millet dolarlarını bozduruyor.
Ekonomik krize adeta milli bir savaş açtık.
İşsizlik rakamları son yılların en yüksek noktasında.
Patates, soğan fiyatları malum.
Borsa düşüşte...
Konkordato ilan edenlerin haddi hesabı yok.
İşsizlik nedeniyle kendini yakma haberleri bir tarafta.
İMF’e gitti, gidilecek, gidiliyor söylentileri
dillendiriliyor.
Velhasıl kelam ülkede ekonomik krizin yaşandığına dair
bütün haber ve emareler mevcut.
Bu algı karşısında ülkemizi dışarıdan takip eden birisi halimize
acır yardım eder neredeyse... O derece yani.
Sanırsınız ki ülke inim inim inliyor, insanlar sefalet içinde
yüzüyor...
Ama bi dakka yahu...
Kazın ayağı hiç de öyle değil.
Daha geçen gün iftar saatinde lokantalarıyla meşhur bir caddede
–ki caddenin uzunluğu 2 kilometreyi buluyor- lokantaların
önünde park edecek yer kalmadığı gibi insanlar araçlarını yola park
edip trafiği kilitlemişler.
Aynı cadde üzerinde sayabildiğim kadarıyla 12-13 lokanta var.
Her birinin önünde valeler telaş halinde bir o arabaya bir bu
arabaya koşuşturuyorlar. Lokanta önlerinde park yeri kalmadığı için
önce caddenin ilk şeridi sonra ikinci şeridi işgal ediliyor.
Caddeden geçecek araçlar maalesef tek şeride maruz bırakılıyor.
Bu cadde aslında aynı zamanda benim eve gidiş güzergahım. Eve
gidiş saatim genelde iftardan birkaç saat önce. 2 kilometre olan bu
cadde yaklaşık 1,5 ya da 2 dakikada geçilmiş oluyor. Ama iftara
30-40 dakika kala bu caddeden neredeyse 35 dakikada geçiliyor.
Lokantalarda boş masa bulmak mümkün değil. Hepsi dışarı taşmış
durumda.
Menünün en ucuzu 149 TL’den başlıyor. Bunu lüks lokantaların
camlarına asmış oldukları kocaman branda afişlerinde
görebiliyoruz.
Dört kişilik bir aile gelse en az 600 TL.
Bir asgari ücretli maaşının nerdeyse 3’de biri
kadar.
Ee hani ekonomik kriz vardı?
Ekonomik kriz varsa bu lokantaların hali ne?
Hem de sadece bir gün değil, her gün böyle manzara anladığım
kadarıyla.
Sadece lokantalar mı?
Hayır, sadece onlar değil.
Bayram tatili ve sonrası yaz sezonu geliyor. Şimdiden sahil
kentlerinde tatil merkezlerinde yerler ayırtılmış durumda. Sözüm
ona erken rezervasyon ile daha ucuza getiriliyor tatil.
AVM’ler tabiri caizse vıngır vıngır insan kaynıyor.
Kapıdan girmek için kuyruğa girmek zorundasınız.
İçeri elleri boş girenler çıkarken 3-5 paketle çıkıyor.
Ee hani ekonomik kriz vardı?
Bitmedi...
Yollarımız araç dolu.
O kadar çok araç var ki trafik akışı duruyor nerdeyse.
He mi de hepsi son model araçlar.
Dört çekerinden tut da en pahalısına varıncaya kadar envaı çeşit
araç.
Sokaklarda araç park etmek için yer bulmak imkânsız nerdeyse.
Benzin istasyonlarında ki pompa kuyrukları hakeza…
Ee hani ekonomik kriz vardı?
Bitmedi...
İftar davetleri vermek için STK'lar, özel kurumlar yarış
halindeler. En şatafatlısından...
Özel okul sayısı nerdeyse devlet okulları sayısını geçecek.
Özel üniversiteler öğrenci dolu.
Bunların fiyatlarını ise hiç sormayın.
Nerde bu ekonomik kriz?
Hakikaten nerde?
Yazılanlar, söylenenler ile realiteler birbirini
tutmuyor.
Kriz varsa bu israf ne, bolluk varsa kriz söylentileri
nereden çıkıyor?
Yoksa ekonomik kriz sadece devlette mi?
Vatandaş ekonomik krizi yaşamıyor mu?
Bir zamanlar meşhur bir soru vardı?
“Halkı zengin olup da devleti fakir olan ülke
neresidir?” diye.
Bu tabloya göre sanırım bu sorunun cevabı Türkiye...
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser