Kadir Türkiyeyi şoke etti!
Abone olO Uygur Türkleri'nin annesi. Dünyanın en güçlü kadınlarından. Canlı yayında öyle bir söz etti ki tüm Türkiye şaşırdı.
Dünyanın gözü Çin'de. Şincan eyaletindeki olaylarda
resmi ve resmi olmayan rakamlar yüzlerce ölü olduğunu söylüyor. Çin
yönetiminin olayların çıkmasına neden olmakla suçladığı 'Uygurların
Anası' Rabia Kadir, canlı yayınında konuştu. Kadir Türkiye'nin
kendisini iki kez ülkeye kabul etmediğini iddia etti.
Çin yönetiminin, Doğu Türkistan'daki olaylardan sorumlu tuttuğu
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabiya Kadir, NTV Anahaber'de
açıklamalarda bulundu.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı, "Doğu Türkistan'daki son
durum nedir, size gelen rakamlar ne diyor?" sorusuna yanıt
vermeden önce, "Her şeyden önce ben Türk halkına, Doğu Türkistanlı
kardeşlerine gösterdikleri destek ve yardım için teşekkür ederim.
Yetkililere özellikle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, 20 milyon Doğu
Türkistanlı adına teşekkürlerimi ve minnmettarlığımı bildirmek
isterim. Bir Türk televizyonunda Uygur dilinde konuştuğum
için çok mutluyum. Sizlere de bana bu fırsatı verdiğiniz için
teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.
"ÇİNLİLERLE BİRLİKTE YAŞANAMAZ"
Son olaylar, artık Uygurların Çinlilerle birlikte yaşamayacağını
göstermiştir. Urumçi'de 5 Temmuz günü barışçıl şekilde
protesto yürüyüşüne çıkan kadın, çocuk ve gençler Çin hükümeti
tarafından vahşice bastırılmıştır.
Çin hükümeti, Doğu Türkitas'daki olaylarda, Uygurluları suçlu
gösterme yoluyla güvenlik güçlerinin vahşi tavrını örtmeye
çalışıyor. Çinlilerin nefteri körüklenmiştir; Uygurlara saldırılar
başladı...
DÜNYANIN EN GÜÇLÜ
KADINLARINDAN ÖLÜ SAYISIYLA
İLGİLİ NET RAKAMLAR...
"ÖLÜ SAYISI 1000'İ AŞTI"
Son oalrak Urumçi'de, Çinlilerin saldırısı sonucu 4 Uygur kızının
öldü haberini aldık. Henüz protesto yürüyüşü bitmeden 400
kişinin öldüğü haberini aldık. Bence tüm bunları
değerlendirdiğimizde, ben ölü sayısının 1000'i aştığını
düşünüyorum.
"YARALILAR ÖLÜME TERK EDİLDİ"
Çinliler bölgeye çok büyük bir silahlı güç yerleştirdiler.
Protescuları bastırıyorlar ve ölenlerin çoğunluğunu Uygurlar
oluşturuyor. Çin hükümeti, tutuklanan Uygurlu sayısını 1500
olarak ilan etti ancak alınan haberlere göre olaylar başka yerlere
de sıçradı. Oralarda da gösteriler yapıldı, çatışmalar
çıktı. Bizim dün aldığımız haberlere göre, tutuklanan kişi sayısı
5000'i geçiyor.
"ÜÇ BİN ÖLÜ ABARTLI OLMAZ"
Bence ölü sayısı yükselebilir. Çünkü yaralılar var. Bu rakam Çin
hükümetine göre 800 ve bunlar ölüme terk edilmiş durumda.
Ben, 2000 - 3000 ölü sayısını abartılı
bulmuyorum.
Banu Güven: Kendisi olayları başlatmakla
suçlanıyor. Buna dair ne diyecek? Bunlar, bağımsızlık isteyen bir
grup tarafından çıkarılan olaylar mıdır yoksa oradaki gerginlikten
mi kaynaklanmıştır?
RABİA KADİR'DEN TÜYLER
ÜRPERTEN İDDİA: 8 AYLIK UYGUR BEBEKLERİ
ANNE KARNINDAN ALINDI...
RK: Çin, Doğu Türkistan'ı işgal ettğinden beri
baskıcı politika izledi. Dini, örfi, adeti baskı altına aldı.
Siyasi baskı 60 yıldır devame diyor. Ekonomik baskı
sürüyor.
Özellikle Çin'in iç bölgelerinden Doğu Türkistan'a milyonlarca
Çinli yerleştirildi. Doğu Türkistan'daki genç kadın ve kızlar,
Çin'in içlerine taşınmaya başlandı. Doğum kontrol
uygulaması ile 7-8 aylık bebekler bile anne karnından
alındı. Vahşi bir politika yürütmüştür. İşte bu siyasat,
Uygurların sabrını taşırmış ve tabi bir sonuç olarak bunlar
yaşanmıştır.
Yakın zamanda, Doğu Türkistan'ın tarihi şehri Kaşgar, yeniden imar
bahanesiyle bozulmuş ve tahrip edilmiştir. Uygur medeniyetini yok
etmeye çalışıyorlar.
"OLAYLARLA İLGİM YOK"
Bana yöneltilen suçlamaları reddediyorum. Bütün sorumlukluk Doğu
Türkitanda'ki Komünist Partisi Başkanı ve Yerel Hükümet
Başkanı'ndadır. Herkesin yürüyüş yapma ve protesto hakkı
vardır.
Tüm dünyadaki Uygurları protestı yürüyüşü yapmaya çağırıyorum.
Etrafımdaki kişilerle birlikte Doğu Türkistan halkının durumunu
dünya kamuoyuna anlatmaya çalışıyorum. Çiin hükümeti de benim bu
faaliyetimi ve gelecek desteği yok etmeye çalışıyor.
Banu Güven: Türkiye'den vize alamadığını bilgisi
doğru mu? Siyasi yetkililier; Cumhurbaşkanı ya da
Başbakan'la tamasa geçtiniz mi? Ya da böyle bir şey bekliyor
musunuz?
RK: Türk yetkililerin, özellikle sayın Abdullah Gül ve
Başbakan Erdoğan'ın son olaylarla ilgili açıklamalarından ötürü
sevinçliyim. Eskiden de destek gösterilmişti ancak son destek çok
mutluluk verici. Bunu devam ettirmelerini ve Doğu Türkistan halkına
sahip çıkmalarını umuyorum. Barışçıl bir çözüm bulmak, şimdiki
duruma çare üretmek için Türk yetkiklerle görüşmek istiyorum. Beni
kabul etmelerini ve müzakere yapmak istiyorum.
TÜRKİYE 2006-2007 YILLARINDA
RABİA KADİR'E SIRTINI DÖNDÜ
GİRİŞ İÇİN VİZE VERMEDİ...
"TÜRKİYE İKİ KEZ BENİ REDDETTİ"
Çevirmen'den: Türkiye'ye giriş talebi iki kez
reddedildi. Talep 2006 ve 2007 yıllarına aitti. Ancak
Türkiye Washington Büyükelçiliği vize vermedi. Gerekçe ise
'Türkiye'ye girmesi istenmeyen şahıs'tı.
Banu Güven'in, Rabiya Kadir'in ağzından duymak için soruyu
tekrarlaması ve ek olarak "Çin yönetimimn baskısı mı var
Türkiye üzerinde?"ye, Kadir şu yanıtı verdi:
RK: Elbette ki Çin hükümetinin baskısı olduğunu
düşünüyorum. Ancak vize verilmemesi beni üzmedi.
Türk halkının Doğu Türkistanlılara desteği devam ediyor önemli olan
da budur. Seyit Tümtürk benim yardımcım ve Türkiye'de
faaliyetlerde bulunuyor.
Türk Büyükelçiliği'ndeki sekreter, yetkili hanım neden olarak
'Siz Türkiye'ye girmesi sakıncalı kişi olarak
gösteriliyorsunuz. Onun için vize veremeyiz' dedi. Ben de
ona 'Türkiye benim vatanım saylır bir gün
gireceğim' dedim."
Rabiya Kadir, son olarak şunları söyledi:
"Ben her şeyden önce son olaylarda Doğu Türkistan'da Türkiye'deki
klardeşlerimizin bize gösterdiği destek ve yardımdan dıolayı
teşekkür ederim. Bizim derneklerimizin orada yaptığı gösterilere
katılan tüm kardeşlerimize teşekkür ederim. Türkiye hükümetine,
Uygur siyasi aktivistlerini Çin'e geri göndermediği için
teşekkür ederim. Oradaki kardeşimizin vatandaşlık meselelerinin
halledilmesi istiyorum. Oraya gelecek olan Doğu
Türkistanlı kardeşlerimizin vatandaşlık işlerinin halledilmesi
istiyorum."
Rabiya Kadir, programın sonunda, bir şey söylemek istediğini
belirterek, "İki kelime Türkçe... Ben Türk kardeşlerimle böyle
Türkçe konuştuğum için çok memnunum" dedi.