Kur’an-ı Kerim’in Kadir gecesinde indirildiği ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilmektedir. Hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade etmektedir.[2] Allah’ın insanlara peygamberler vasıtasıyla son hitabı ve nihai mesajı olan Kuran’ın indirilmesi, insanlığın hidayetine bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. [3] Bir hadisi şerifte, önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanabilmelerine karşılık Müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir. [4] Bir gün Resulullah (sav) efendimiz, İsrail oğullarından Allah’a 80 sene ibadet edip bir göz açıp kapayacak süre bile isyan etmemiş olan dört kişiden bahsetti, bunların Eyüp (a.s.), Zekeriya (a.s.), yaşlı adamın oğlu Hazkiyal ve Yuşa bin Nun olduğunu bildirdi. Resullullah (sav)in ashabı, bu duruma hayran oldular. Bunların makam ve derecelerine ulaşmanın imkânsız olduğunu düşündükleri sırada Cebrail (a.s.) gelip dedi ki, “ Senin ümmetin bu kişilerin seksen yıllık ibadetlerin hayran oldular, hâlbuki Allah Teâlâ ondan daha hayırlı iyi bir şeyi senin ümmetine indirdi.” Ve Kadir süresini okudu. Peygamber (sav) Efendimiz ve beraberindekiler bunun üzerine çok sevindiler.” [5] u sürede bildirildiğine göre, bu gece Allah’ın izniyle melekler ve Cebrail yeryüzüne inerler ve gece boyunca yeryüzüne barış ve esenlik hâkim olur. Kadir süresinde verilen bilgiler, Kuran’ın Ramazan ayında (Bakara 185) ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede (Duhan 3-4) indirildiğine dair ayetlerle birlikte ele alındığında, Kadir gecesinin Ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar. Bu gecenin daha çok Ramazanın son 10 veya son 7 günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler [6] gecenin tespitiyle ilgili bize bazı ipuçları vermektedir. Bu hususta sahabeden gelen rivayetlerde en çok Ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da [7] bu rivayetler ihtilaflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir. Bazı nakillerde de, hazreti Peygamberin Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahabenin Resulullah’a başvurması üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonrada konunun zihninden silindiği bildirilmektedir. [8] Kadir gecesini kesin olarak belirlenmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun gecenin feyzinden istifade etmek için daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir gecesinin bildirilmesi halinde Müslümanlar sadece o geceyi ihya etmekle yetinebilirlerdi. Hâlbuki kısmi belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün Ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Ayrıca Kadir gecesinin bildirilmesi yoluyla Müslümanların bilerek ona saygısızlık göstermeleri veya tazimde aşırıya kaçmaları önlenmiş oldu. [9] Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde “İnanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya edenlerin geçmiş günahlarının affedileceğini” müjdelemiştir. [10] Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber (sav) dünyevi işlerinden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de ibadet için uyanık tutardı. [11] Hz. Aişe (r.a) validemiz : “Ya Rasulellah (sav) Kadir gecesine rastladığım zaman nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Peygamber Efendimiz (sav) : “ Ey Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” diye dua ve niyazda bulunmasını buyurmuştur. [12] Ebu Hureyre (r.a.)dan : Ramazan ayı geldiğinde Resulullah (sav) şöyle buyurmuş : “Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır, o ayın orucunu Allah size farz kılmıştır. O ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur. Onda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan gerçekten mahrum kalmıştır.” [13] Bu gece melekler yeryüzüne inerken bereket ve rahmette iner, Kuran okunduğu zaman melekler yeryüzüne inerler. Bu gece her iş için bir selamet ve saadet gecesidir. Bu gece selamet gecesidir. Şeytan bu gece kötülük yapmaya ve eziyet vermeye güç yetiremez. Bu gece çakıl tanelerinden daha çok sayıda melekler yeryüzüne inerler. Bu gece ibadet edip, gündüz oruç tutmak, gece kıyam etmek bin aydan daha hayırlıdır. [14] Şüphesiz güzel olan, her zaman ve her vakit ibadet ve dua etmektir. Ramazan ayında daha çok, Ramazan’ın son on gününde biraz daha çok, ayrıca Ramazan’ın tek gecelerinde gücümüzün yeteceği kadar çok fazla ibadet edilmesi çok daha güzeldir. Duanın ve niyazın çok fazla yapılması güzel görünmektedir. Bu gecenin kadrini bilen ve onu iyilikle ve ibadetlerle ihya eden kimse Allah katında yüksek yer ve şeref sahibi olur. Yüce Allah’ın biz kullarına olan sonsuz inayet ve rahmeti sayesindedir ki Cenabı Hak zamanların ve mekânların bir kısmını diğerlerinden üstün ve faziletli kılmıştır. O zaman ve mekânlarda yapılan ibadet ve iyiliklere bahşedeceği mükâfat ve sevapların çok daha fazla olacağını bize bildirmiştir. Bu gece bin aydan daha hayırlı olan ve fecre kadar devam selam ve esenlik dolu bir gecedir. Bu gece oruç, Kuran, teravih ve diğer ibadetlerle temizlenen müminlerin, meleklerle melekleştiği şükran gecesidir. O halde, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in kâinatı aydınlatmaya başladığı, meleklerin Allah’a kulluk eden müminleri müjde ile kuşattığı, rabbimizin af ve mağfiretinin coştuğu ve bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen selam ve kurtuluş gecesi olan Kadir gecesini gafletle, dalgınlıkla, ibadetten uzak geçirmeyelim. Bu geceyi tam bir ihlâs ve samimiyetle Kuran okuyarak, namaz kılarak, tövbe ve istiğfar ederek, efendimize selat-ü selamlar getirerek, anne babalarımızı, akraba ve komşularımızı, fakir ve yoksulları sevindirerek, geçmişlerimizi rahmetle anarak geçirmeliyiz. Günahlarımızdan kurtulmak, dünya ve ahiret saadetine ulaşmak için yüce Allah’ın bize ihsan ettiği mübarek gecelerin en büyüğü ve en faziletlisi olan Kadir gecesini ihmal etmek, ibadetsiz ve boşa geçirmek müslümana yakışmayan bir davranıştır. Ramazan ayının 27. gecesi İslam âleminde Kadir Gecesi olarak bilinir ve kutlanır. Çünkü bu gece hayırlarla dolu olayların meydana geldiği mübarek bir gecedir. Kadir Gecesi, gecelerin en faziletlisi ve bereketlisidir. Bu gece çok değerli ve müstesna bir gece olduğundan Kur’an-ı Kerim’de müstakil bir sure ile yüceltilmiş, 97. sure olan Kadir suresi buna tahsis edilmiştir. Buharı’nın pek çok rivayetlerine göre, Kadir Gecesinin Ramazanın son on gecesinden birinde olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Sevgili Peygamberimiz Ramazanın son on gününde, her zamankinden daha fazla ibadet eder, aile fertlerini de ibadet için kaldırırdı.[16] Ayrıca Peygamberimizin rastladığı Kadir Geceleri hakkındaki rivayetler arasında 27. geceye ait olan rivayetler, âlimlerin çoğunluğu tarafından tercih edilerek, bu gece Kadir Gecesi olarak zamanımıza kadar kutlana gelmiştir.[17] Kadir Gecesini her zamankinden daha fazla Kur’an okuyarak, manasını anlayarak, namaz borcu varsa kaza namazı kılarak, nafile namaz kılarak, tövbe istiğfarda bulunarak ve dua ederek değerlendirilmeli; Hayatımızın ve yaşantımızın Kur’an ve sünnete uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalı; dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine kardeşliği hâkim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elini uzatmalıyız. Bu geceyi hayatımız için bir fırsat bilmeli, manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen, yaklaşık seksen kusur yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceden, gerektiği şekilde istifade etmeliyiz.