Kadir Doğulu bir geçirdiği zorlu hastalığı, babalık hakkındaki düşüncelerini ve evliliğiyle ilgili samimi açıklamalarını Armağan Çağlayan'a yaptı. Yaşadığı hastalığı da ilk defa anlatan Doğulu'nun açıklamaları şu şekilde yer aldı:İşte ünlü oyuncunun açıklamaları: - İkimizin de birbirimize ait dili oldu. Evlilik böyle bir şey uyanık olmalısın. Ben onu tanıdığımı hatta tanımaya niyetim olduğunu söylemiş oluyorum. Setlere gittiğimizde de avantaj haline getirmeye çalışıyoruz. aşkımı taze tutuyor, Neslihan’ı da beni de agresifleştirmiyor. O çalışırken ben, ben çalışırken o çalışmamaya özen gösteriyoruz. Hasreti de özlemi de kabul ediyoruz.- Felsefe okumamaya gayret gösteriyoruz. Felsefe bir şeyleri betimlemeye çalışır. Yaradılıştan veriliş kişinin meşrebine göre değişir. Felsefe kötü demiyorum ama bana göre değil. - Aslında hep böyleydim ama konuşma kısmına yaşın getirdiği olgunlukla erişebildim. İnsan beşer şaşabiliyor. 38 oldum. İçimdeki şeyin olgunlaşması, fikrin düşüncenin olgunlaşmasından bahsediyorum. Yoksa ben olgun muyum? Umarım hayatımın sonuna kadar olgunlaşmam.- Kendini geliştirme kitaplarıyla alakası yok ilgilenmem de. İnanç sistemiyle, bilimle biyolojiyle beslenirim. - Tesadüfe inanmam. Bana ait değil de bir şeylere ikram etti gibi geliyor. Karşına çıkıyorsa senin için çıkmıştır. Seninle tanıştığımız dönemde bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyor olabilirim. İlk oyunculuğu sen teklif etmiştin ama ben kabul etmemiştim. İkinci teklif eden kişi de üç kez sormuştu. O mekandaki üç yüz kişiyi bırakıp gidememe haliydi.- Aşk: kıymetini bilene ibretlik öğreti. Seni daha iyi bir yere götüreceğini düşünürsen hiç bir zararı bulunmaz. Kişisel olarak da sektörel olarak da. - Neslihan hayatıma dokunan birisi. Birçok hoca diye seçtiğim bilim insanı var. o zaman onların anlattığı şeyleri anlasam da hayatıma geçiremiyordum. Neslihan’la beraber tamamlanma ve bütünleşme hissiyatıyla bir tamamlanma oldu.- Beş kardeşiz. Dört erkek bir kız! Kemal en büyüğümüz. Kemal, ben, Mehmet, Londra’ya yerleşti. Onun küçüğü Asuman en küçüğümüz Deniz o da mühendis Avustralya’ya mesleğiyle gitti. Üç senedir eşiyle orada.- Çocuğu kim istemez ki o işin bize kalıp kalmadığıyla ilgileniyorum. Çocuklar anne-baba aracı kullanarak dünyaya gelir der Halil Cibran; “Çocuk emanettir, anne-baba ‘ben yaptım’ kibrine kapılmasın”der. Bunu tayin eden anne ve baba değil. Ben 10’lu yaşlardan beri baba olmayı çok istiyorum. Neslihan da çok sıcak ama ikimizin de bu dünyada yapmak istediği şeyler var. Onları tamamladıktan sonra belki. Bu iş bir an bir dönem meselesi bence. ikimiz de sağlıklıyız çok şükür o yüzden bir derdimiz yok.- Sağlıkla ilgili problemler yaşadım. Üç yıldır bağırsaklarımda sıkıntı var. İrritabl bağırsak sendromu deniyor buna. Bununla ilgili coğrafyamı, gıdaları tanımaya başlayınca bedensel bir şifa başladı ve ilaç kullanmadan iyileştim. Doktorlar ilaç bulamadı buna. - Kilo kaybettim ama gerçek enerjimi ve gücümü buldum açıkçası. Bana verilen perhiz yaramadı. 8 ay içinde yediğim her şeyi yazarak bana ait bir perhiz sistemi buldum. Yeme alışkanlığımı değiştirdim. Bu gibi şeylere dikkat ettiğimde zayıfladım, çok iyi hissediyorum kendimi. - Hem de şifa buldum. Bir uzman kadar bilgiye sahibim ama kendime. Ailemde de aynı rahatsızlığı yaşayan var birine çok iyi geldi biri çok kötü oldu mesela. Herkes kendi reçetesini çıkaracak.