Kadınları bunalıma sokan tipler
Abone olKadınlara hayatı zehir eden erkek tipleri nasıldır? Peki kadının depresyona girdiğini nasıl anlarız. İşte cevaplar..
Uzman psikolog Aslıhan Tokgöz Tozlu, ikili ilişkilerde
erkeklerin hatalı ve yanlış davranışlarının kadını depresyona
soktuğunu belirterek, "Kadını yıpratan bazı davranışlar, ruhsal
sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Aldatılma, fiziksel şiddet,
sözlü ve psikolojik şiddet, aşağılanma, hiç yerine konma, fiziksel
görünümündeki eksiklikleri yüzüne vurma gibi davranışlar, kadını
bir süre sonra içine kapanır ve depresif bir görünüme sokuyor"
dedi.
Memorial Hastanesi Psikoloji Bölümü'nden Uzman Psikolog Aslıhan
Tokgöz Tozlu, kadınlara hayatı zehir eden erkek tipini anlattı.
İşte Tozlu'ya göre kadınları depresyona sokan erkek tipleri:
"Kıskançlık ve sahiplenme duygusu: İkili
ilişkilerde ilişkiyi ve kadını yıpratan en önemli unsurlardan biri
kıskançlıktır. Ama bunun da ötesinde kadını çok fazla yıpratan ve
kıskançlığın da önüne geçebilen durum, sahiplenme duygusu.
Evlendikten sonra erkeğin kadına hissettirdiği, 'Sen benim
malımsın' düşüncesi. Bu, erkeklerde daha fazla gözleniyor. Bu
düşüncenin beraberinde kontrol mekanizması geliyor. Erkek, kadının
kıyafetlerini, davranışlarını, arkadaşlarını (erkek kadın fark
etmiyor) görmesini istemiyor. Eşinin işine karışıyor ve bir süre
sonra çalışmasına da karşı çıkıyor. Hatta daha da ileri giderek,
'benden önceki hayatını bitiriyorsun, benimle yeni bir hayata
başlıyorsun' diyebiliyor. Erkek kadının, gardrobu yenilemeler,
arkadaşları yenilemeler, kendi çevresine göre insanları seçme gibi
davranışlar sergiliyor.
Baştaki heyecanın azalması ya da bitmesi:
Evliliğin başında kadın için de erkek için de bu birliktelik; yeni,
heyecan verici, değişik olabilse de kontrol mekanizması devreye
girdiğinde erkek kadının benliğini elinden alıyor. Kadın bir süre
sonra tek başına karar verecek bir birey olmadığını anlamaya
başlıyor. 'Ben seninle varım, çünkü beni ben yapan bütün her şeyi
seninle bıraktım' düşüncesiyle kadın bir süre sonra yok oluyor.
Ardından da kadını yıpratan bir tablo ortaya çıkıyor.
'Senin ailen benim ailem' tartışması: "Senin annen
benim annem, senin ailen benim ailem" ayrımı, ikili ilişkilerde
kadın ve erkek için çok fazla yıpratıcı oluyor. Ama erkekler
evlendikten sonra aile kavramını biraz daha ön planda tuttuğu için
kadın bundan çok daha fazla etkileniyor. Erkek, 'Annem benden önce
gelir. Bir şey yapacaksan önce annemden izin alacaksın' gibi
yaptırımlar uygulayabiliyor. Bu durum bir süre sonra kadın için
çekilmez bir hal alıyor. Erkeklerde aile ile ilgili bu tür
davranışlar kültürel bir şey, kesinlikle öncelikle ataerkil
olmaktan kaynaklanıyor. Biz kavramı ile bir birliktelik kurulmuyor.
Kadın, erkeğin evine ve ailesine getiriliyor. Sonrasında ise 'Sen
bizim malımızsın' deniyor. Bizi olduğumuz gibi her şeyimizle kabul
edeceksin ve her dediğimizi yapacaksın gibi hissettiriliyor. Kadın
yok sayılıyor, yok ediliyor. Bir süre sonra da duygularını ifade
edemeyen, kendini anlatamayan kadın çatlayacak hale geliyor.
Kıskançlık: Kıskançlık da kontrol mekanizması nedeniyle ortaya
çıkan bir durum. Erkek kıskançlığı kadının her şeyini kontrol
altına almaya çalışıyor. Kendisinden izinsiz hiçbir şey yapmasına
izin vermiyor. Giydiği giysiden görüştüğü arkadaşlarına kadar
kıskançlık yapıyor.
İletişim bozukluğu: Kadınlar için öne çıkan en
önemli meselelerden biri de iletişim bozukluğu. Kadınları en çok
yıpratan erkek tipi, iletişim sorunu olan tiptir. Sürekli içine
kapanık ise, konuşmuyorsa, zamanını bilgisayarın ya da elinde
kumanda ile televizyonun karşısında geçiriyorsa bir süre sonra
kadın eşinden soğumakta ve yıpranmaktadır. Eşini psikoloğa götürmek
için girişimlerde bulunur ama genellikle erkekler bu konularda
psikolojik yardım almaktan kaçınırlar. Kadınlar daha çok duygusal,
erkekler ise daha çok cinsellikle ilgili konularda psikolog yardımı
almaktadır. Kadının bu noktada istediği el ele baş başa göz göze
oturmak değil, birlikte bir şeyler konuşarak sohbet etmektir.
Kadınları en çok yıpratan durumlardan en önemlisi, çiftlerin
birbirleriyle konuşamamaları. Öyle çiftler var ki birlikte bir
şeyler yapmaktan sıkılıyorlar. Bir yere gideceklerse arkadaşlarını
da çağırmak isterler, paylaşım olmadığı zaman ilişki çiftleri
yıpratır.
DEPRESYON BELİRTİLERİ
Uzman Psikolog Aslıhan
Tokgöz Tozlu, kadınların depresyona girme belirtilerini ise şöyle
açıkladı:
"İçine kapanıklık, yemek yeme alışkanlıklarında bozukluk, ev içinde
eşiyle paylaşamadığı şeyleri ailesi ve arkadaşlarıyla paylaşmaya
çalışması, ruhsal ve psikolojik olarak çökme, kaygı bozuklukları,
depresyon, sürekli kötü bir şey olacak duygusuyla yaşamaya başlama,
çok ciddi bir ruhsal yatkınlığa sahipse o tetiklenebilir. Böyle
durumlarda kadının kesinlikle psikolojik yardım alması önerilir.
İçinden çıkılmaz bir hal alan ruhsal durumunun daha da kötüye
gitmemesi için kadının izleyeceği en önemli yol, bir uzman
yardımıyla içinde bulunduğu durumu aşmaya çalışmasıdır."