Kadınlardan Ardıç'a tepki var
Abone olEngin Ardıç'ın kaleme aldığı "Ayakta İşeyen Kadınlar" yazısına bir tepki de eski kadın milletvekilinden geldi. Gönül Saray, Ardıç'a oldukça dokunaklı bir mektup yazdı.
Akşam Gazetesi'nin 'müzip' yazarı Engin Ardıç'ın pazar günü
kaleme aldığı "Ayakta işeyen kadınlar" adlı yazısı
kadınların tepkisine yol açtı. Ardıç'ın kadının ontolojik yapısıyla
dalga geçen yazısına bir tepki de 21. dönem kadın milletvekili
Gönül Saray'dan geldi.
Türk toplumunda kadın olmanın zorluğunu dile getiren
Saray, Engin Ardıç'ı, kadın ile erkeğin yegane
farkını 'müstehzi' yerlerde aramakla suçladı. Gönül Saray'ın
Ardıç'a yazdığı oldukça dokunaklı mektubun tam metni şöyle:
- 1.55 boyunda, zahif-nahif, okumuş-yazmış, biraz dünya
görmüşdolaşmış, biraz fabrikalar kurmuş-üretmiş, biraz ülke idare
etmiş kanun çıkarmış, biraz doğurmuş-üç çocuk annesi bir kadın.
Amasya’nın, Taşova kazasının unutulmuş bir dağ köyünden bu
seviyelere gelebilmek için tırnaklarını kürek olarak kullanan 52
yaşında bir kadın.
Çocukluğunda tütün dizmiş, üniversite gençliğinde halk evlerinde
halay tepmiş-şiir yazmış, köyünün, hatta kentinin ilk çıkardığı
milletvekili olan bir kadın.
Köy Enstitülü anne ve babasının toprağını sevmeye mecbur
yetiştirdiği bir kadın.
Anadolu’nun kadın ezilmişliğini, dayakları, 13 yaşında doğurmayı,
berdelleri, başlık paralarını, yani gerçeklerini yaşamış, bilen bir
kadın.
Hayatımda iki kez erkekler tuvaletine davet edildim.
Birincisi şu an başbakan yardımcımız olan bir siyasimizin
çağrısıydı. Kadınların yedi kat yeraltında güvenilmez kişilerden
dini bilgilerini almalarına karşı çıkış olduğuna inandığım ve ana
dilde kulluk haklarını en iyi öğrenebileceklerini düşündüğüm ilk
Cuma namazı’ndan sonra bu beyanat verildi.
TBMM’de Cuma namazını ilk kez kıldığımda, tüm kadınlara vermek
istediğim mesaj; Türkçe Cuma hutbelerinin, kendilerine babalarının,
kocalarının veya erkek kardeşlerinin dayatması olan dini değil,
doğru dini bilgileri ehil ellerden öğrenebilecekleri idi. Tabii ki
“değiştiklerini” söyleyerek şu anda en başlarda bulunan bu zihniyet
olayı hazmedemeyip, beni erkekler tuvaletine davet ederek,
“eşitlikçiliğe inanan Gönül’e, ihtiyaçları hep birlikte gidermek”
için davetiye çıkarmakta gecikmedi.
Gazeteler yazdı, yorumlar yapıldı cevap bile vermedim. Zihniyet
belli idi. İsme davetti ancak bilen bilir, anlayan anlardı.
Değmezdi.
İkinci daveti bugün Sn. Ardıç’ın yazısıyla isme olmadığı halde
sahiplendim. Bu davet bana başbakan yardımcımızın davetinden daha
acı geldi. Demokrasi ve hürriyet kalemlerinden birisi olarak
düşündüğüm size doğrusu hiç yakıştıramadığım “Ayakta İşeyen
Kadınlar” başlıklı yazınızdan sonra “Kız Gücü”, “Türk Karı
Kuvvetleri” adını ne koyarsanız koyun Sn. Ardıç, size cevap vermek
zorunda olduğumu hissettim.
Kadın milletvekili olmak hiç kolay bir iş değildir. Seçilmeniz
zordur. Seçilseniz ayakta kalmanız ve devamlılığınız zordur.
Niye mi, sevgili Ardıç? Sizin gibi aydınlar ve değiştim diyen
takiyyecilerle çok cepheden mücadele etmek zorunluluğumuzdan.
Parti liderlerinin de sizlerden pek bir farkı bulunmadığından.
Anadolu erkeğini yönlendirmeniz ve eğitmeniz gerekirken, sizi
doğuran bizlerden farkınızı müstehzi yerlerde aramanızdan.
İşin tuhafı bu kültürü size yine bizlerin, yani anaların sünnet
düğünlerinizde göbekler atarak aşılamasından.
Sizin gibi belden aşağı erotik yazamayışımı ve durumu net
açıklayamayışımı sizin deyiminizle “feministliğime veya
seviciliğime” değil analığın koruyuculuğuna vereceğinizi
umuyorum.
Gelin bu kısır erkek kompleksinizi, erkekler tuvaletinde kadını
arayarak değil, hayatta ve yanı başınızda kadını arayarak çözmeye
çalışın. El ele çok şeyi daha güçlü olarak birlikte
çözebiliriz.
Bir kadın,
Bir okuyucunuz,
Bir anne,
Bir çok az sayıda kadın milletvekili.