Kadınlara elma tipi tehdit
Abone olDr. Ahmet Kaya, kadınların menopozdan sonra elma tipi şişmanlık ile karşı karşıya olduğunu açıkladı.
Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kaya,
kadınların menopozdan sonra elma tipi şişmanlık ile karşı karşıya
olduğunu belirterek, elma tipi şişman kadınların da diyabet,
kardiyovasküler hastalıkların tehdidi altında olduğunu
bildirdi.
SÜ Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji
ve Metabolizma Diyabet Bilim Dalı Öğretim Üyesi Kaya, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, aşırı kilo sorunu olanların elma ve armut tipi
şişmanlık olarak iki grupta değerlendirildiğini, elma tipi
şişmanlığın vücut yağlarının daha çok orta bölgede (karın-bel)
toplanması ile karakterize olduğunu, armut tipi şişmanlıkta ise
vücuttaki fazla yağların daha aşağıda (kalça) ve daha yayılmış
olarak bulunduğunu kaydetti.
Obezitenin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla arttığını
vurgulayan Kaya, dünyada 1 milyardan fazla kişinin aşırı kilolu, en
az 300 milyon kişinin ise obez olduğunu ifade ederek, 2025 yılından
sonra dünya nüfusunun en az yüzde 60'ının obez olacağının
öngörüldüğünü bildirdi.
Obezite ile diyabet arasında sıkı bir ilişki olduğunu, karın
yağları arttıkça, bel çevresi genişledikçe, serbest yağ asitlerinin
karaciğere geçtiği ve insülin direncine yol açtığını dikkati çeken
Kaya, ''Vücut yağ dağılımı insülin direncini belirleyen en büyük
faktör. Karın yağlarının artması tip 2 diyabetin gelişmesine yol
açmaktadır'' dedi.
Aşırı yağın kalpte toplanması durumunda kalp yetmezliğine, iskelet
kaslarında toplanırsa insülin direncine yol açtığını belirten Prof.
Kaya, yağın pankreasta oluşması halinde ise insülin yetmezliğine
neden olduğunu vurgulayarak, ''balkonlu erkek'' diye tabir edilen
göbekli ve karın bölgesi kalın erkeğin diyabet riski kadar elma
tipi denilen kadınların da aynı riskle karşı karşı olduğunu
söyledi.
FİZİKSEL AKTİVİTE ŞART
Armut tipi şişman kadınların menopozdan sonra elma tipi şişmanlıkla
karşı karşıya geldiğini anlatan Ahmet Kaya, ''Menopozdan sonra
östrojen hormonunun azalmasından sonra elma tipi şişmanlık oluyor.
Bunun gelişiminde bir çok faktör var. Bunlardan biri durağan yaşam,
fiziksel aktivitenin azalması. Fiziksel aktivitenin artmasının elma
tipi şişmanlığı önlediğini, kas içi yağlanma ve karaciğer
yağlanmasının geriye gittiğini görüyoruz. Kadınlarda elma tipi
şişmanlık zararlı'' diye konuştu.
Dünyanın hızla yaşlandığını ifade eden Prof. Dr. Kaya, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''1900'lü yıllarda kadınlar menopozdan sonra bir yıl içinde
ölüyordu. Şimdi kadınların menopozdan sonra en az 30 yıl yaşadığını
görüyoruz. Armut tipi kadın, hayatının 30 yılını elma tipi ile
geçiriyor. Elma tipi kadın diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların
tehdidi altında. Olmaması gereken yerlerde yağ toplanması, riski
daha da artırıyor. Bunu önleyecek tek şey fiziksel aktiviteyi
artırma.''
Tip 2 diyabet ve obezitenin çocukları bile tehdit eder hale
geldiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Kaya, Amerika'da 2-3 yaşında tip
2 diyabetli çocuklarla karşılaşılabildiğini bildirdi.
ZAYIFLAR DA KORKSUN
Zayıf görünenlerin de diyabet olabileceğini dikkati çeken Kaya,
buna örnek olarak Japonları verdi. Japonların zayıf göründüğünü
ancak viseral yağ dokusu toplanmasının fazla olduğunu anlatan Kaya,
''Bunun tehlike eşiği 100-110 santimetrekaredir. Örneğin beden
kitle endeksi 25 kilogram metrekare olan bir Japonda bu rakam 110'u
aşmıştır. Onlar normal görünseler de diyabet olma olasılığı daha
fazladır. Zayıflar da diyabetten korkmalı. Genetik faktörler de
diyabette önemli'' dedi.
Durağan yaşamın insanın en önemli düşmanı olduğuna işaret eden
Ahmet Kaya, durağan yaşamın, çocukları bile tehdit ettiğini
vurguladı. Sürekli sınavlara hazırlanan, günün büyük bölümünü
bilgisayar başında oyun oynayarak geçiren, geleneksel beslenme
tarzı yerine fast food beslenen çocuğun obezite ve diyabet riski
altında bulunduğunu bildiren Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:
''İnsanın cinsiyeti ve genetiği değiştirme şansı yok ancak
hastalıklara zemin hazırlayan risk faktörlerini değiştirebilir.
Hareket etmek, yürümek, daha fazla çalışmak, az ve sık yemek,
yemeği yavaş çiğnemek risk faktörlerini ortadan kaldıracak
aktiviteler.''