Kadının gözüyle erkekler
Abone olErkekler kadınlara göre daha basit düşünür. Ayrıntılar onlar için çok da önemli değildir. Kadnsa ayrıntılar arasında boğulur.
Erkekler kadınlara göre daha basit düşünür. Ayrıntılar onlar
için çok da önemli değildir. Ayrıntılar arasında boğulan kadınsa
erkekleri kendisi gibi sandığı için anlaşılmaz bulur. Oysa bu kadar
düşünmeye gerek yok... Bu yazıda okuyucularımıza sadece kendimiz
anlatacağım. Yazdıklarım sadece beni bağlar. Ancak unutmayın ki ben
bir erkeğim ve tıpkı diğer erkekler gibi davranışlar gösteririrm.
Bu yüzden yazdıklarımı genele uygulamak ya da uygulamamak tamamen
size kalmış. Sorumluluk kabul etmiyorum. Tamam, sözü uzattım
biliyorum, öyleyse hemen başlıyorum: Evet kıskancım. Ama ben tüm
günümü "Acaba şu anda sevgilim ne yapıyor?" diye düşünerek
geçirmiyorum. Sevgilimi zırt pırt arayıp kontrol etmiyorum. Çünkü
biliyorum ki, bir insan (kadın ya da erkek fark etmez) bir şey
yapmayı kafasına koydu mu yapar. Sevgilimden önce de bir hayatım
vardı. Ve ben o hayatta yaptığım şeyleri sevgilim varken de yapmak
istiyorum. Bunun bir olay haline gelmemesi gerekiyor. Televizyonda
maç izlemem artık sevgilimi daha az seviyorum anlamına gelmez.
Arada bir erkek arkadaşlarımla dışarıya çıkmamın ne zararı var? Ben
sevgilimin kız arkadaşıyla alışverişe gitmesine bir şey diyor
muyum? Bu da ona benziyor. Biz alışveriş sevmiyoruz da toplanıp
içmeyi seviyoruz mesela. Hem bu kadar erkek birlikte dışarıya
çıkanca merak etmeyin, hiçbir kadın yanlarına yaklaşmaz. İş benim
için önemli. Çünkü işimden kazandığım para sayesinde sevgilimle bir
yerlere gidebiliyoruz, yiyip içiyoruz. Şimdi soruyorum. Acaba iş
sahibi olmayıp tüm zamanını sizinle ilgilenen bir erkeği mi
istersiniz yoksa işinde başarılı olan ve devamlı yükselen bir
erkeği mi? Maalesef bazen bunun ortası olmuyor. Eski sevgililerden
konuşmayı sevmiyorum. Onlar geçmişte kaldı. "Beni mi yoksa eskisini
mi daha çok seviyor acaba? diye düşünmenin de alemi yok. Eğer
eskisini seviyor olsaydım, şimdiki sevgilimle beraber olmak yerine
yine onu elde etmeye uğraşırdım. Bu arada kıyaslamak da çok kötü
bir şeydir. Sevgilim beni kızdıracak bir şey yapmışsa bunu direkt
olarak söylüyorum. İğnelemiyorum, imalarda bulunmuyorum. Kavga
edeceksek orada hemen edelim istiyorum, sarkmasın, bu gerginlik
günlerce sürmesin diye çabalıyorum. Bu yüzden "Sen sürekli benimle
tartışıyorsun" diye suçlamanın alemi yok. Estekik hoşuma gidiyor.
Bakımlı ve alımlı bir kadının yanında kendimi daha iyi
hissediyorum. Kadına da böylesi yakışıyor zaten. Erkek gibi giyinip
de "Nasıl olmuşum?" diye sorarak şansınızı zorlamayın lütfen!
Sadakatle bağlı olduğum bazı eşyalarım vardır. Bunlara kimsenin
dokunmasını istemiyorum. "Benden kıymetli mi?" diye sormayın
alacağınız cevabı hayatınız boyunca unutamayabilirsiniz... Sadece
kadınların mı iltifata ihtiyacı var? Tabi ki hayır. Sevgilimin beni
şımartacağından korkup arada bir de olsa tek güzel söz bile
söylememesi bana çok dokunuyor. Hep duymak olmaz ki, arada bir de
söylemek lazım. "Sevgilim duydun mu, bilmem kim, bilmem kimi
aldatmış" diye başlayan ve yakın çevremizdekiler anlatan
dedikodulardan nefret ediyorum. İlgilenmiyorum. bu tür bir
dedikoduya cevap vermediğim zaman "Sen artık benimle hiç
konuşmuyorsun" demek resmen haksızlık arkadaşlar! Televizyon
programları konusunda zevklerimizin farklı olması hiçbir şey
paylaşmıyoruz anlamına gelmez ki. Ağa geçinen bir sürü kıllı adamın
bir sürü kızı kendilerine aşık etmesinden oluşan dizilerin yerine
elbette Discovery Channel'de "Sıra dışı makineler" programını
tercih ederim. Hem ikinci televizyona karşı çıkmak da neyin nesi?
Evim benim kalemdir. Bana haber vermeden gelecek her misafir düşman
olarak algılanacak ve geri püskürme taktikleri uygulanacaktır. Bir
telefon edip de "Bu akşam şunlar gelmek istiyor gelsinler mi" demek
çok mu zor? Ben ağız tadına düşkün olan erkeklerdenim. "Bir erkeğin
kalbine giden yol midesinden geçer" sözüne yürekten inanıp,
yeteneği olmadığı halde yemek yapmakta ısrar edenlere sesleniyorum.
Herkes yemek yapsaydı, lokantalar müşteri bulamazdı. Sevgilim
ailesine ne kadar düşkünse ben de o kadar düşkünüm. Bir kadının
günde 10 kez annesiyle konuşması sorun olmuyor da erkeğin annesine
arada bir telefon edip hatırını sorması neden "Ana kuzusu" şeklinde
algılanıyor?