Kadının adı her yerde aynı
Abone olTBMM'nin yaptığı çalışma, dünyanın pek çok yerinde kadınların aile içi şiddete maruz kaldığının göstergesi
TBMM Araştırma Müdürlüğü'nün "Dünyada Töre ve Namus Cinayetleri"
konulu çalışmasına göre, kadına yönelik şiddetin ve töre-namus
cinayetlerinin sebepleri, kadınları kontrol altında tutan ataerkil
toplum düzeniyle ilgili.
Bu cinayetler, ataerkil toplumsal düzenin hakim olduğu hemen hemen
tüm toplumlarda, farklı adlar altında olsa da işleniyor. Töre ve
namus cinayetleri, Avrupa'da ve özellikle de Akdeniz ülkelerinde
görülüyor. Bu durum, Akdeniz ülkelerinde "onur" kavramının çok
önemli ve belirleyici bir yere sahip olması ile açıklanıyor.
ATAERKİL TOPLUM YAPISIYLA ALAKALI
11 Eylül olaylarının ardından, töre ve namus cinayetlerinin, sadece
Doğu ve Müslüman topluluklara aitmiş gibi algılanmaya ve
yansıtılmaya başlandığına dikkati çeken çalışmaya göre, bu durum,
gerek sosyal bilimcilerin, gerek politikacıların, gerekse medyanın,
hemen her toplumda mevcut olan kadına yönelik şiddetin ve
töre-namus cinayetlerinin, dinden ziyade ataerkil toplum yapısı ile
açıklanabileceği gerçeğini gözden kaçırmalarına neden oluyor.
Çalışmanın sonuç bölümünde, töre ve namus cinayetlerinin, "bir
toplumun refah düzeyinin yükselmesi, toplumda kadınların ekonomik
güce sahip olması ve cezai müeyyidelerin caydırıcılığı" hallerinde,
ataerkil toplum yapısının mevcudiyetine rağmen azalacağına vurgu
yapılıyor.
HER YIL 5 BİN KADIN ŞİDDET SEBEBİYLE ÖLÜYOR
BM istatistiklerine göre, dünyada her yıl 5 bin kadın, töre ve
namus cinayetleri sonucu ölüyor. 1993 yılında Rusya'da 14 bin 500
kadın öldürüldü. 56 bin kadın ise şiddete maruz kaldı. Aynı yıl
Kenya'da kadın nüfusunun yüzde 42'sinin eşleri tarafından düzenli
olarak dövüldü bildirildi.
1990 yılında Hindistan'da 4 bin 825 kadın miras kavgası nedeniyle
öldürüldü, Barbados'ta ulusal ölçekte yapılan bir ankette, 20-45
yaş arası kadınların yüzde 33'ü, Kanada'da 18-64 yaş arasındaki
kadınların yüzde 18'i cinsel istismara ve erken evliliğe
zorlandı.
Avrupa Konseyinin, töre-namus cinayetlerini ele alan raporunda ise
"Batı toplumlarındaki genel kanının aksine, töre-namus
cinayetlerinin yalnızca Müslüman ülkelerde işlenmediğine, Hindu ve
Hristiyan topluluklarda da görüldüğüne işaret edildiği, her ne
kadar, töre-namus cinayetleri dinle alakalı gibi algılansa da
hiçbir dinde, bu cinayetleri onaylayan bir kural bulunmadığı ve din
adamlarının da bu cinayetleri kınadığı" bilgisine yer
veriliyor.