Kadına şiddete hayır!
Abone olABD'li psikolog türk kadınlarını uyardı
ABD Berry College’da çift terapileri üzerine dünyaca ünlü araştırmalara imza atan Psikolog Dr. Brian Jory, Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde ders verdi.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve çift ilişkilerini değerlendiren Dr. Jory, kadına yönelik şiddetin öncelikle yasalarla önlenebileceğini savundu. Çift ilişkilerinde adalet kuramını getiren sıra dışı psikolog ve yazar, kadınlara önemli tavsiyelerde bulundu.
Amerika’nın Georgia eyaletinde bulunan Berry College’da, Aile Çalışmaları Bölüm Başkanı olarak görev yapan Dr. Brian Jory, Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) tarafından düzenlenen ‘Evlilik ve Aile Terapisi’ sertifika programına eğitimci olarak katıldı. Dünyada 9 yıldır uygulanan ‘Yakın İlişkide Adalet Ölçeği’ testinin öncüsü psikolog Dr. Brian Jory, Türkiye’de yaşanan kadına yönelik şiddet olaylarına farklı bir bakış açısı getirdi.
KADINA ŞİDDETE ‘CEZA VE TERAPİ’
ABD’de hukuki düzenlemelerin şiddet yoluyla mağdur edilen kadınların lehine işlediğine dikkat çeken Brian Jory, bu konuda ağırlaştırılmış hapis cezalarını hatırlattı.
Özellikle ağır şiddet olarak ifade edilen vakaların tekrarlanmaması adına hapis cezalarının etkin olduğunu savunan Jory, “Şiddetin öncelikle psikolojik bir rahatsızlık mı yoksa bir güç gösterisi olarak mı yapıldığını tespit etmek ve bu yönde bir yöntem geliştirmek gerekiyor. Benim uygulamaya çalıştığım 15 sorudan oluşan Yakın İlişkide Adalet Ölçeği Kuramı da bunu tespit etmekte bir araç olabiliyor. Bunun bir güç gösterisi olarak uygulandığı tespit edilirse kanunların devreye girmesi gerekmektedir" dedi.
ABD’de, bu konuda yasaların kesin ve ağır olduğunu belirten Jory, şöyle konuştu: "Dolayısıyla kişiler şiddete başvurmadan önce bunu akıllarına getirir. Yapılan en büyük hatalardan biri de terapilerin genellikle mağdur edilen kişiyle yapılmasıdır. Kesinlikle terapilere mağdur eden kişinin de dahil olması gerekmektedir.
Zaten çok ağır vakalar da terapi yetersiz kaldığı için ceza sistemi devreye girer. Yani terapi orta derecede şiddete meyilli kişiler için etkili olabilir. Türkiye’de bu konuyla ilgili ciddi çalışmalar var. Ancak, daha etkili olması için yasaların yaşam koşullarıyla uyumlu ve kesin olarak uygulanabilir olması gerekmektedir.”
HAYVANLARA ŞİDDET UYGULAYAN ÇOCUKLARA DİKKAT
Küçük yaşlarda hayvanlara şiddet uygulayan çocukların gözlem altına alınması gerektiğini belirten Jory, şunları söyledi: “Yapılan araştırmalar şiddetin ilk olarak hayvanlara uygulanmasıyla başladığını söylüyor. Yani hayvana şiddet uygulayan bir çocuğu ileride kadına şiddet uygularken çok rahat görebiliriz. Dolayısıyla biz bu tür çocukları dikkate alıyoruz ki ileride aile içi şiddet yaşanmadan tedbir alınmış olsun.”
Şiddetin hem öğrenilmiş hem de genlerden gelen bir tarafı olduğunu ifade eden Jory, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir çocuk şiddet uyguluyorsa illa ki bu annesi veya babası ona şiddet uyguladığı için değildir. Bir çocuk anne ve babasının birbirine karşı uyguladığı şiddetten ağır etkilenebilir. Dolayısıyla ailenin birbirine karşı tutumu çok önemlidir.”
KADINI KURTARAN SOSYAL POLİTİKALARDIR
Şiddeti kabullenen kadınlara da uyarılarda bulunan Dr. Jory, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de çoğu zaman kadınlar şiddeti ya kabulleniyor ya da ‘her şeye rağmen kocam beni çok seviyor’ diyerek şiddeti yüceltiyor. Ancak bunu bir savunma mekanizması haline dönüştürmeden gerçeği bir an önce kabul etmek gerekiyor. Tabi kadını destekleyecek sosyal mekanizmalar da çok önemli.
Kadını destekleyen sosyal politikalar yoksa kadın çaresiz kalıyor. Kadının ekonomik özgürlüğünün bulunması da şiddet karşısında sessiz kalmaması için de çok önemli.”
Eşlerin sağlıklı bir ilişki yaşayabilmesi için çiftler arası etik kuralların işlemesi gerektiğini savunan Jory, Yakın İlişkide Adalet Ölçeği ile ilgili şunları söyledi:
“Bu kuram, çift ilişkisinde bazı etik ve ahlaki kurallar olması gerektiğini öngörüyor. Yani aşk ve sevgi kuralsızlık ve onların uğruna her şeyi yapabilmek anlamına gelmemelidir. Aynı şekilde bir kişinin sevgisi onu kullanabileceğiniz anlamına da gelmemelidir."