Kadına karşı şiddet sözleşmesi İstanbul'da imzalanacak
Abone olİstanbul'da Çarşamba günü yapılacak Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetle mücadeleyi amaçlayan uluslararası bir sözleşme imzaya açıklanacak.
İstanbul'da Çarşamba günü yapılacak Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetle mücadeleyi amaçlayan uluslararası bir sözleşme imzaya açıklanacak.
Sözleşme, önleme, koruma, kovuşturma ve mağdur destek mekanizmalarıyla kadına karşı şiddetle savaşa kapsamlı bir yasal çerçeve oluşturan ilk uluslararası bağlayıcı düzenleme olacak.
Uluslararası sözleşme, fiziksel, cinsel, psikolojik şiddetin yanı sıra, zorla evlendirme ve kadın cinsel organlarının kesilmesi gibi farklı şiddet türlerini tanımlıyor ve bunlara yaptırımlar getiriyor.
Sözleşme, ulusal seviyelerdeki kadına karşı şiddetle mücadeleyi izleyecek uluslararası bir bağımsız uzmanlar grubu oluşturulmasını da öngörüyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), tüm Avrupa ülkelerini, iki yıl süren müzakerelerden sonra son şeklini alan sözleşmeyi imzalamaya çağırdı.
Örgütün kadın hakları araştırmacılarından Gauri van Gulik, "Tüm Avrupa hükümetleri, bu sözleşmeyi bir an önce imzalamalı ve onaylamalı. Ermenistan'daki kadın hakları gruplarından, İngiltere'deki avukatlara, bölgedeki insan hakları savunucularına kadar birçok kişi, kadınların korunması, ülkelerinde bu alanda daha iyi yasalar yapılması ve uygulamaların iyileştirilmesi için bu sözleşmeden yararlanabilir" dedi.
Konsey üyesi olmayan ülkelere da açık olan sözleşmeye taraf ülkeler, uygulama aşamasında şiddete maruz kalan kadınlar için çağrı merkezleri ve sığınma evleri kuracak aynı zamanda, mağdurlara tıp, adli tıp hizmetleriyle psikolojik ve hukuki destek sağlamak zorunda olacak.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün geçen hafta Türkiye'de kadına şiddeti konu alan 'Kocandır, Döver de Sever de' adlı raporu büyük yankı uyandırmıştı. Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşları 14-65 arasında değişen şiddet mağdurlarıyla görüşmelere dayanan raporda, yasal düzenlemelerle uygulamalar arasındaki boşluğa dikkat çekilmişti.