Kadın soyunabilir ama örtünemez!
Abone olAyşe Arman 'seksi pozlar' verdi. Murat Sabuncu 'Kadının soyunma özgürlüğü olur ama örtünme özgürlüğü olmaz' diyerek tartışma yaratacak sözler söyledi.
Gazeteport yazarı Murat Sabuncu iki gündür "Ayşe
Arman'ın seksi pozları" üzerinden gündem yaratacak bir tartışmaya
imza atıyor. Dün "Kadının soyunma özgürlüğü olur
ama örtünmü özgürlüğü olmaz" diyen Sabuncu, bugün
de gelen tepkileri yazmış. "Hepimizin mahallesi
ses ver" diye seslenmiş...
Sabuncu Ayşe Arman'ın fotoğraflarından sonra gazeteci
arkadaşlarının çoğunun ona destek verdiklerini gözlemlemiş ve
bu noktadan hareketle de "fikir cimnastiği" yapmış.
Sabuncu dünkü yazısında şunları dile getirmişti:
"Gazetesindeki yazar arkadaşları, hemen hiç kimse bu fotoğraflar
hakkında olumsuz yorum yapmadan “kadının bedeni üzerindeki
söz sahibi olması hakkında” yazıp ona destek verdiler.
Dedim ya kime ne..l Desteğe ihtiyacı yok ki..
Ama destek yazısı yazan arkadaşlarla ilgili bir kafa karışıklığı içindeyim. Bu demokrat ve hoşgörülü arkadaşlarımızın çifte standartları olduğunu düşünüyorum. Ve onlara sormak istiyorum:
Peki bir kadın bedeni üzerindeki özgürlüğünü kullanıp soyunabiliyor da niye bir kadın bedeni üzerindeki özgürlüğünü kullanıp örtünemiyor?
Biliyorum çoğunuzun cevabı hazır: Babaları, ağabeyleri,
kocaları zorluyor. Kendi özgür iradeleri değil ki.
Ne ilginç bir düşünce tarzı. Kafası açık tüm kadınlar sonuna kadar özgür, rahat, istediğini yapıyor ama kafasını örten kadınlar o kadar zavallı ki her şeyi emir komuta zinciri içinde yapıyor. Gerçekten inanıyor musunuz siz buna?
Ya da kimileri çağdaşlıktan bahsedecek: “Bu devirde örtünülür mü hiç? “
Örtünülür de soyunulur da…
(...)
Kendini dini otorite sayıp kişilerin inançlarını yargılayanlar
kadar kendini çağdaşlığın otoritesi görüp insanların yaşam
tarzlarını kendilerine göre belirlemeye çalışanlar da rahatsız
ediyor beni."
GELEN TEPKİLER
Sabuncu bugün de dün yazdığı yazının aldığı tepkileri kaleme almış:
"Size sadece bir telefon konuşmasıyla bir mail’den bahsetmek
istiyorum. Önce telefon.
Türkiye’nin önemli işadamlarından birisi. O kadar popüler bir yüz
ki..Son dönem otelcilik işleriyle gündemde deyip daha fazla
uzatmayayım. Hemen anlarsınız.. Akşamüzeri telefon etti.
“Ne kimse soyundu diye çağdaş olur ne örtündü diye çağdışı.
Kendini dini otorite sayıp kişilerin inançlarını yargılayanlar
kadar kendini çağdaşlığın otoritesi görüp insanların yaşam
tarzlarını kendilerine göre belirlemeye çalışanlar da da rahatsız
ediyor beni. Bu cümlelerinin altına imza atarım. Umarım
bir gün bu ülkenin Başbakan’ı da bunları söyler ve hepimiz
rahatlarız. Bir arada huzurlu bir şekilde yaşarız”
Öğlen saatleri. Cep telefonuma bir SMS geliyor. “Murat Bey mailiniz
neydi?”. Sık sık görüştüğüm büyük bir gazetede çalışan üst düzey
yönetici bir kız arkadaşım. “Müsaitim isterseniz telefon da
edebilirsiniz ama mailimi atıyorum.”
15 dakika sonra gelen mail aynen şöyleydi:
"Telefonda rahat konuşamam diye yazmak istedim. Beraber
yaşama kültürüne sahip bir ülkeyiz. İnsanların birbirine uzaylı
gibi bakmasından o kadar rahatsızım ki. Bir de bize
sürekli olarak “nasıl yaşarsak çağdaş kadın-insan olacağımızın”
anlatılmasından, öyle sıkıldım ki..”
Daha pek çok telefon, sms, mail. Benim gibi “hepimizin mahallesinde
hep beraber” yaşamak isteyenlerin sessiz çığlığı. İnanan inanmayan,
örtünen soyunan, Kürt Türk….Birbirimizi taciz etmeden hep
beraber…Kimsenin bize “nasıl yaşamamız gerektiğini dikte etmediği”.
Öyle yaşamazsak damgalamadığı….Bir gün mutlaka…