Kadın programları, topun ağzında
Abone olKadın programları, yeniden tartışma konusu oldu. İzmir'de yaşanan bir cinayeti, ele alan bir program, ikinci cinayetin de sebebi oldu. Kadın programları, topun ağzında.
İzmir’de aralarında cinayetle sonuçlanmış husumet bulunan iki
aileden birinin TV’deki bir kadın programında olayı anlatması
üzerine ikinci cinayetin işlenmesi, bu programların tartışılmasına
neden oldu. İzmir’de aralarında husumet bulunan iki aileden birinin
bir kadın programına katılarak canlı yayında olayı anlatmasına
sinirlenen diğer aileden Kemal Alp’in önceki gün işlediği cinayet,
televizyonda benzer gerginliklerin sık sık yaşandığı kadın
programlarını özellikle de canlı yayınları bir kez daha sıcak
tartışma konusu yaptı. Reyting kaygısı, tartışmaların dozu,
kontrolü, konular, konuklar, kural ihlali yapan programa ya da
kanala verilen cezaların ağırlığı gibi kavramlar yeniden gündeme
oturdu. PROGRAM YAPIMCILARI NE DİYOR? Suçlu canlı yayın değil
Yasemin Bozkurt (Kanal D’de yayınlanan Kadının Sesi programı
yapımcısı) Karşı taraftan şu anda cinayeti işleyen ve sabıkalı
polis olduğunu bilmediğim Kemal Alp bağlandı telefona. Polislikten
atılmış bir sabıkalı! Bana Yasemin Hanım, ‘Çok üzgünüm. Keşke ( 6
gün önce) gelinim yerine kızım ölseydi’ dedi. Kızı bu arada
ekranda. Baba-kız birbirine girdiler ekranda. Adam abuk sabuk
konuşunca telefonu kapattım ve bağlatmadım bir daha. Ondan sonra
canlı yayına niye çıktınız denmiş. Kimse kimseye niye canlı yayına
çıktın diyemez. Canlı yayına niye çıktın diyen insan Kemal Alp de
canlı yayına çıktı, telefonla canlı bağlandı. Canlı yayına çıkmak
bir cinayet nedeniyse Kemal’in de ölmesi gerekir. Böyle bir
saçmalık olabilir mi? Konuyu dikkatli seçmek gerekir Serap Ezgü
(Show TV’de yayınlanan Biz Bize programının sunucusu) Bir kere işin
içinde zaten programa taşınmadan önce meydana gelmiş bir cinayet
var. Yani kan dökülmüş ve olay yargıya intikal etmiş. Zaten bir
cinayet işlenmiş, kan çıkmış, olay yargıda! Cinayeti işleyen kişi
de cezaevinde. Artık adaletten başka hak arama yolu olabilir mi!
Bir kere ailenin oraya çıkması yanlış. Ne amaçla çıktıkları belli
değil. Bir programcının, özellikle bu tür sıcak olayları programına
taşıyan bir programcının, programına taşıyacağı olayı, çok dikkatli
ve çok sorumluluk sahibi olarak seçmesi lazım. Daha yeni cinayet
işlenmiş bir olayı asla ve asla programıma almam doğrusu. Hassas
konuları yansıtmıyoruz bile İnci Ertuğrul (TGRT’de Sizin Sesiniz
programının sunucusu) Programı izlemediğim için programın bu olay
üzerindeki etkisini kestirip bu konuda yorum yapmam doğru olmaz
açıkçası. Programda nasıl ele alındı, taraflar orada nasıl şeyler
söyledi, ya da onları karşı karşıya getirecek bir ortam var mıydı!
Sanmıyorum böyle birşey olacağını. Çünkü Yasemin Hanım da yılların
gazetecisi ve buna meyil vermemiştir muhakkak. Ben kendi
programımda hassas konular varsa hiç bunları yansıtmıyoruz bile.
Bir tehlike oluşturacağını düşündüğümüz şeylerin başlangıçta
engelliyoruz. Tarafları asla karşı karşıya getirmiyoruz.
ELEŞTİRMENLER NE DİYOR? Çözelim derken karıştırıyorlar Cengiz
Semercioğlu: Berdel konusunu işlemek için, iki sıradan aileyi de
konuk edebilirsiniz, iki gün önce kızları ölmüş, olayın şokunu
üzerinden atamamış gerilim yaşayan tarafları da. İlkini tercih
ederseniz reyting alamazsınız. Bu nedenle kadın programları hep
ikincisini tercih edip tehlikeli sularda gezindiler. Program olmasa
da belki cinayet işlenecekti. Ama kadın programlarını olayı
‘çözmeye çalışan’ değil, sadece ele alan bir çizgiye çekmeliyiz.
Çünkü çözmeye çalışırken daha beter karıştırıyorlar. Kırmızı
çizgileri geçemezsiniz Mesut Yar: Türk aile yapısı içinde bazı
kırmızı çizgiler vardır. O çizgiyi geçemezsiniz. Aksaklıklarla dolu
bir hayatı kalkıp adalet yerine televizyonda tartışmak, oralarda
jüriler tutup bir şeylerin infazına karar vermek, tamamen saçmalık.
Kadın programları giderek daha tehlikeli hale geliyor. Gecekondu
yayıncılığı kalkmalı Yüksel Aytuğ: Canlı yayında cinayet
izleyeceğiz diye de bir iddiam vardı. Henüz cinayetler stüdyoların
eşiğinden girmedi ama çok yakınında duruyor. Bu sektörü, acılardan
bile reyting çıkaran bu gecekondu yayıncılığını ortadan kaldırmak
gerekiyor. Tek kanal dönemi en kanlısıydı Sina Koloğlu: Böyle bir
şeyin olması sürpriz. Bu programları kaldırıldığında bunlar bitecek
mi? En çok kan döküldüğü dönem tek kanallı TRT dönemidir, günde 35
kişi ölüyordu. hürriyetim