1- Daha küçük bir kalp, hastalık riskini artırıyor. Kadın kalbi, erkeğe göre çok daha narin bir yapıya sahip. Erkeklerde vücut yüzeyine göre kalbin ortalama ağırlığı 134gr/m2 iken kadınlarda bu ortalama 110gr/m2. Yani 60 kilogram ağırlığındaki bir kadının kalbi 176 gramken, aynı kiloya sahip bir erkeğinki 227 gram. Kadınların kalp damarlarının çapı erkeklere oranla daha küçük, kalp duvar kalınlıkları da daha dar. Bu nedenle kalp krizi geçiren kadınların kalp yetmezliğine girme ihtimalleri erkeklere oranla çok daha fazla. Ayrıca damar çaplarının küçük olması kadınların kılcal damar hastalıklarına yatkın olmasına neden oluyor. Kardiyoloji kliniklerine göğüs ağrısı şikayetiyle birçok kadın hasta başvuruyor. Bazılarının efor testleri bozuk olması nedeniyle koroner anjiyografi yapılıyor. Ancak zaman zaman gözle görülebilir olan kalp damarlarının tamamen açık olduğu ortaya çıkıyor. Bunun nedeni ise çoğu zaman gözle görülemeyecek incelikteki kalp damarlarının hasta olmasından kaynaklanıyor. Kadınlarda bu durum sıklıkla yaşanıyor. 2- Hormonal nedenler, damar fonksiyonlarını etkiliyor: Kadınların damar fonksiyonları hormonal nedenlerle de farklılık gösterebiliyor. Bu farklılık kalp damar hastalıklarının tanısının doğru koyulmasında sorun oluşturuyor. Öyle ki efor testinin güvenirlilik oranı bile kadınlarda daha düşük. Erkeklerde bu oran yaklaşık yüzde 80 iken, kadınlarda yüzde 65 civarında olduğunu belirtiyorlar. 3- İnce damar yapıları, bypass ameliyatlarını zorlaştırıyor. Kadınların kalp damarlarının daha narin olması, bypass cerrahisinde de zorluk oluşturuyor.özellikle vücut yüzeyi daha küçük olan kadınların bypass ameliyatlarında, kanama ve kalp yetmezliğine bağlı şok gibi komplikasyon oluşma ihtimalleri artabildiği görülüyor. 4- Duygusal yapı, daha fazla aşk acısı çektiriyor. Aşk acısı kalp sağlığını olumsuz yönde etkileyebildiği gibi aşk acısı ve sevgilinin ölümü gibi yoğun strese neden olan olaylar nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtilerin oluşmasına zemin hazırlıyor. Bunun yanı sıra ani korku, depresyon ve doğal afetler de kalp hastalığı riskini artıriyor. 5- Yağ dokularının fazla olması anjiyoyu zorlaştırıyor. Koroner anjiyografide görülen komplikasyon oranları da kadınlarda çok daha yüksek. Örneğin kasık bölgesindeki kanamalar kadınlarda daha sık yaşandığını ve bu durumun en önemli nedeni ise kadınlarda yağ dokusunun daha fazla olması ve anjiyografi kılıfının çıkartıldığı atardamara anjiyografi sonunda yeterince bası uygulamasının daha zor olmasıdır. 6- Kapak sorunları, kalp kapağının mikrobik iltihap riskini artırıyor. Kalp romatizmasına bağlı kapak hastalıklarıyla, mitral kapak sorunları kadınlarda daha sık görülüyor. Bunun yanı sıra çarpıntıya ve belli belirsiz bir göğüs ağrısına neden olan mitral kapak prolapsusa rastlanma oranı da erkeklere oranla çok daha yüksek. Kalp kapak hastalarında kalp kapağının mikrobik hastalığı riski artıyor. 7- Tiroit bezi bozuklukları, kalbi yoruyor. Halk arasında guatr olarak bilinen tiroid bezi bozuklukları da kadınlarda çok daha fazla görülüyor. Guatr, kalp ritim bozukluklarının yaşanmasına zemin hazırlıyor. Eğer tiroid bezi az çalışıyorsa metabolizma yavaşlıyor. Bunun sonucunda da kişi kolay kilo alıyor, kolesterol ve diğer kan yağları da yükseliyor. Tiroid bezi fazla çalıştığında ise ortaya çıkan çarpıntılar ile birlikte, aşırı hızlı atan kalp yoruluyor ve kalp yetmezliği meydana geliyor. 8- Doğum, bazı kadınların kalbinde yetmezliğe neden olabiliyor. Kadınlara özgü bir başka hastalık da doğumun ardından 5 ay içinde gelişebilen ve kalp yetmezliğine neden olan kalp kası hastalığı. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bu hastalık daha ziyade 30 yaşın üzerinde, obez, çoğul gebeliği olan, öncesinde kalp kası iltihabı geçirmiş, sigara kullanan veya beslenme yetersizliği olanlarda görülüyor. Bu hastalığın sonuçları çok ağır olabiliyor. Kalp nakli ihtiyacı ve hatta ölüm".