Kadın işçinin 5 gün sancısı
Abone olKadın işçiye ayda 5 gün "âdet izni", işçilerin de mesleki eğitim belgeli olması şart. Bakanlık, âdet konusuna çözüm getirmeye çalıştı ama...
Türkiye’de istihdamın lokomotifi konumundaki tekstil ve
konfeksiyon sektörünün başında, 16 Mart 2004’ten beri ‘demoklesin
kılıcı’ sallanıyor.
O tarihte yayınlanan Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği ile Türk
tekstil ve konfeksiyon sektörü de ‘tehlikeli işler’ kapsamına
alındı ve bu yüzden de iki konuda belirsizlik başladı. Birinci
belirsizlik, yönetmelik gereği bu sektörde çalışan kadınlara ayda 5
gün ‘adet izni’ verilmesi kuralı oldu. İkinci belirsizlik ise 31
Mayıs 2009 tarihli tebliğ ile sektörde çalışan tüm işçilerin
mesleki eğitim almış ve eğitimi belgelenmiş olması şartının
getirilmesi oldu. Sektörde milyonlarca işçinin böyle bir belgesi
yok. Kanun ve yönetmelik çalışanlara otomatik belge sağlayan bir
kolaylık da getirmedi. Bu durumda da içilerin yasa gereği ‘mücbir
sebeple’ işten çıkarılmasının mümkün olduğu savunuluyor.
İTO, Dinçer’le buluştu
Problemin çözümü için İstanbul Ticaret Odası (İTO), 20 Kasım
2009’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’i ziyaret
etti. Bu ziyaret sırasında konu ayrıntılı olarak konuşuldu. İTO
Başkanı Murat Yalçıntaş, şunları söyledi: “Tebliğe bakınca tekstil
içinde neredeyse tüm sektörler kapsama alınmış durumda ve bu iki
konu İstanbul’da 2 milyon çalışanı ilgilendiriyor. Çalışanın
eğitimini şart koşmuşlar ama eğitimi kim verecek, nasıl verecek
belli değil. Kadınların adet durumuyla ilgili konu da istismara çok
açık olarak önümüzde duruyordu. Sayın Bakan’a anlattık. 25 Kasım
2009’da bir tebliğ daha yayınlandı ve adet durumu yeniden
düzenlenmeye çalışıldı. Ancak bu da çözüm olmadı ve aralık ayından
itibaren işletmelere ceza başladı. Bakanlık kanunun AB uyum
yasaları çerçevesinde çıkarıldığını söylüyor ve çözüm getirmek için
çalışıyor.”
Bizi kapsamdan çıkarın
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB)
Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 6 aydır bu konuda yoğun çalıştıklarını
söyledi. Tanrıverdi, şöyle konuştu: “Kanun geri gitmiyor. Yeni
kanun zor. Sektörümüzün bu yönetmelik kapsamından çıkarılması
gerekiyor. Elbette sektör içinde boyahane gibi ağır bazı işler var
ve o iş kolları teklikeli sınıflamasında kalabilir. Konfeksiyonda
çalışanların yüzde 44’ü kadın. Bu yönetmeliğin uygulanması halinde
kadın istihdamında önemli sıkıntı yaşanır. 600-700 bin civarında
kayıtlı istihdam hacmimiz var. Kayıtdışı ve dolaylı istihdam
rakamları da dikkate alındığında 2-2.5 milyon civarında bir
istihdam sözkonusu.”
Uygulanırsa kadınlar iş hayatından kopar
TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, “ağır işler”
yönetmelik ve tebliğinin dayandığı kanunun çok eski olduğunu ve
uygulanamadığını belirterek, “Ancak uygulanırsa kadınların aleyhine
olur. Sosyolojik olarak kadının ilk insan topluluklarında dışarda
olduğunu zamanla adet günlerinin uzaması nedeniyle eve kapandığını
biliriyoruz. Şimdi bu da aynı etkiyi yapacak. Uygulanırsa kadınlar
iş hayatından daha da uzaklaşacak” dedi. Bektaş, TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu ile bu konuda acil toplantı yapacaklarını çözüm için
çalışacaklarını söyledi.
Biz krizle uğraşırken bir de ‘ağır işler’ sıkıntısı
çıktı
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, kadın işçilerle
ilgili tebliğin ‘İstihdam Paketi’ kapsamında çıkarıldığını
belirterek, şu görüşleri dile getirdi: “Tebliğ, işletmeler için pek
çok belirsizlik ve tereddüdü de beraberinde getirdi. 25 Kasım
2009’daki tebliğle durum daha da karmaşık bir hal aldı. İstihdamın
lokomotifi tekstil ve konfeksiyon sektörünün ağır ve tehlikeli
işler sınıfına dahil edilmesi, özellikle kadın istihdamını olumsuz
etkileyecek. Kriz, sanayimizi son derece olumsuz etkilemiştir. Hal
böyle iken, mevcut istihdamı riske atacak uygulamaların gündeme
gelmesini anlamakta zorlanıyoruz.”
Hepimiz suç işliyoruz
İSO 16’ncı Grup Meslek Komitesi (İç Giyim Sanayi) Üyesi Özcan
Sümer, yönetmelik ve tebliğlerin getirdiği yasakların tehlikeli
sonuçları olabileceğini söyledi. Sümer, “Mesleki eğitim belgeli
olmayan personel çalıştırmak yasaklanmış durumda. Şimdi mücbir
sebeple işçilerimizi işten çıkarmamız gerekiyor. Bu mümkün mü? Şu
anda hepimiz suç işlemiş oluyoruz. Bir an önce çözüm bulunmalı”
dedi.