Arıcılık konusuna merak saran Derya Demircan, uzun bir süre arıcılık ve apiterapi konusunda eğitimler aldı, arıcılığı en iyi nerede yapabileceği konusunda bölge arayışına giren Demircan, Siirt’te Pervari, Bitlis’te Hizan, Artvin’de Macaheli, Karadeniz’de Anzer, Çanakkale’de Kaz Dağları’nı karış karış gezerek, gittiği bölgelerden numune topladı. Bu balları analize gönderen Demircan, sonuçlarda Türkiye’nin prolin ve antioksidan değeri en yüksek balının Kaz Dağları’ndan çıktığını görerek, çiftliğini de Kaz Dağları eteklerinde bulunan Bayramiç ilçesine kurmaya karar verdi. Antioksidan değeri en yüksek balını üretiyor İstanbul’daki tekstil işini bırakıp, Genç Çiftçi Projesi kapsamında aldığı hibe ile Kaz Dağları eteklerine arı çiftliği kuran evli ve 2 çocuk annesi Derya Demircan, Türkiye’nin propolis ve antioksidan değeri en yüksek ballarını üretiyor. Demircan, şimdilerde İtalya’dan Almanya’ya, Katar’dan İsviçre’ye kadar birçok ülkeye bal satıyor.Genç çiftçi hibesiyle moral buldu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın başlattığı ’Genç Çiftçi Projesi’ kapsamında aldığı 30 bin lira hibe desteğiyle arıcılık ekipmanlarını temin ederek, işe başladığını söyleyen Derya Demircan, "Bundan 8 yıl öncesinde İstanbul’da tekstil ile uğraşıyordum. Fakat arılara ve arıcılığa çok meraklıydım. Bunun üzerine arıcılık ve apiterapi eğitimi aldım. Sonrasında ailecek arıcılık işini yapmak istedik. Ama nerede yapmalıydık. Bunun için yerimizi bulmamız gerekiyordu. Türkiye’nin dört bir tarafını dolaştık Karadeniz, Ege, Akdeniz her bölgeden ballar topladık. Bu balları analizlere gönderdik. Analizler sonucunda baktık ki Türkiye’nin prolin değeri en yüksek balı Çanakkale’den ve Kaz Dağları’ndan çıktı. Prolin değeri 1593, yani Anzer balının dahi yükseğinde bir prolin aldık. Sonrasında Kaz Dağları'nın eteklerinde almış olduğumuz çiftliğimizde bu işi yapmaya başladık. Arılarımızı Kaz Dağları’nda konumlandırıyoruz. Bu süreçte devletin sunmuş olduğu Genç Çiftçi Projesi'ne katıldım ve hak kazandım. İlk kovanlar, arı ve ekipmanlarımız devlet tarafından karşılandı" dedi.50 kovanla başladı 250 kovana çıktı Arıcılık işine devletten aldığı hibe desteği ve 50 kovan ile başlayan Derya Demircan, antioksidan ve prolin değeri yüksek balların büyük talep görmesi nedeniyle üretim kapasitesini artırdı ve kovan sayısını 250'ye çıkarttı. "Yerinde sağım teknikleriyle pastörizasyon ve ısısal işleme tabi tutmadığımız ballarımızda prolin ve antioksidan değerlerimiz fazla çıkmakta" diyen Demircan, şöyle konuştu:"Biz kahvaltılık bir bal üretmiyoruz. Günde bir kaşık tüketilecek, sağlık için faydalı bir bal üretiyoruz. Ballarımızı Türkiye'nin yanı sıra Almanya, Katar, İtalya ve İsviçre’ye pazarlıyoruz. Yeni Zelanda'da bal sargı bezleri ve yara iyileştirici merhem olarak kullanılıyor. Aslında bu bir Osmanlı kültürüdür ve bize atalarımızdan mirastır. Savaş zamanlarında dahi yaraların iyileştirilmesinde kullanılan bir ürün bal. Bu yüzden aslında sağlık için çok faydalı bir ürün. Şöyle ki tesisimizin, apiterapi merkezi haline gelmesi için bazı üniversiteler ile çalışma halindeyiz. Polen, propolis, arı sütü, apilarnil gibi arı ürünlerinin sağlık alanında kullanılması için çalışmalarımız var."Yabani sarımsak faktörü Ürettikleri balın antioksidan ve prolin değerinin yüksek çıkmasında, Dünya’da sadece Kaz Dağları’nda bulunan 32 endemik bitki florası içerisindeki yabani sarımsağın etkili olduğuna dikkat çeken Derya Demircan, "Bu yabani sarımsağın balda bulunması antioksidan ve prolin değerini yükseltiyor. Dünyaca ünlü antioksidan değeri yüksek manuka balını Yeni Zelanda’dan deneyimleme fırsatı bulduk. Aynı zamanda manuka bitkisini Türkiye’ye getirdik. Laboratuvar analizleri sonucunda manuka bitkisi ve yabani sarımsağın aynı familyadan olduğunu ve bu yüzden Kaz Dağları'ndan almış olduğumuz balın antioksidan ve prolin değerinin yüksek çıktığını gördük” diye konuştu.