Kadıköy KABUSU bitti
Abone olGalatasaray'ın Kadıköy kabusu dün akşam sona erdi. Spor yazarları derbiyi böyle gördü;
Fortis Türkiye Kupası çeyrek final ilk maçında Fenerbahçe,
sahasında misafir ettiği ezeli rakibi Galatasaray ile 0 - 0
berabere kaldı. Spor yazarlarının maçla ilgili yorumlarını sizin
için derledik...
AHMET ÇAKAR: DERBİ İŞTE BÖYLE OLUR! (SABAH)
Futbol kamuoyunun büyük kısmı Fenerbahçe'nin evinde çok eksik bir
kadroyla sahaya çıkacak Galatasaray'ı yeneceğini düşünüyordu.
Ama dün gece Galatasaray, istediklerini Fenerbahçe'den çok
daha fazla yansıtan taraftı. Özellikle Arda... Her
maçını böyle oynasa çok değişik yerlerde olur. Hem
defansif hem ofansif olarak çok iyiydi.
GÜRCAN BİLGİÇ: HANGİSİ EKSİK? (SABAH)
F.Bahçe'nin etkisiz oynaması, çok top kaybı yapıp, zorlanması maçın
sürprizi değildi. Asıl sürpriz G.Saray'ın bunca eksiğine,
sıkıntısına karşın böylesine dik durması, rakibinin üstüne
korkmadan gitmesi, hatta galibiyeti kaçıran taraf
olmasıdır.
Sahaya çıkan G.Saray takımının 'alternatifsiz' olduğunu düşünürken,
bu bolluk içinde seçeneksiz ve beceriksiz kalanın F.Bahçe olmasını,
hepsi iyi düşünmeli. Arda veya Hakan'ın biraz dikkatli oynamaları,
sonucu da düşünülür hale getirebilirdi.
Ama hepsi bir yana Semih'in sakatlığı, F.Bahçe'nin en
önemli kaybıdır. 7 sakatı varken Kalli'nin
takımını gördük. Eğer santrfor gibi tek oyuncusu olmazsa,
bakalım Zico neler yapabilecek...
ÖMER ÜRÜNDÜL: FELDKAMP DURDURDU (SABAH)
Galatasaray'ın dün gece sahaya çıkan takım tertibinin
kontrollü anlayış sergilemesi ve organize olması mümkün
değildi. Sol kanat da Uğur Boral ile Roberto Carlos
arasındaki alışılmış uyumsuzlukla işlemedi. Bu yüzden de hücum gücü
kısır kaldı. Seyrek Galatasaray kontratakları daha
tehlikeliydi. Semih'in sakatlanarak çıkması ilerleyen bölüm için
çok ciddi handikaptı.
Bu maç net bir biçimde gösterdi ki, bu takımda Semih, golcülüğünün
dışında bu sistemin işlemesi için alternatifsiz isim.
Galatasaray'ın genç oyuncuları çok hırslı, dinamik ve
disiplinli oynadı. Çift santrfordan Ümit Karan ve Hakan Şükür
sırayla orta sahalarına destek verdiler. Fenerbahçe'yi kilitlemekte
başarılı oldular. Fenerbahçe'den daha fazla gole
yakındılar. Ancak Feldkamp'ın harakirisi bunu engelledi.
LEVENT TÜZEMEN: CESARET VE KORKU (SABAH)
Cesaret bütün zorluklar ile her durumda savaşmaktır. Hatta olmayanı
oldurmaya çalışmaktır. Kalli oynatacak yabancısı olmadan,
Alex'li, Carlos'lu, Deivid'li, Edu'lu, Lugano'lu yani tam kadrolu
Fenerbahçe önüne zorunluluktan çoğu tecrübesiz yerli oyunculardan
kurulu bir kadro sürdü. Futbolda bir kural şöyle der:
"Yıldızlarla maç kazanırsınız, takım olursanız şampiyonluğu
alırsınız." Galatasaray, Fenerbahçe önünde başarıyı takım
oyunuyla elde etti.
Kalli korkmayıp cesaretini sürdürseydi Galatasaray kazanabilirdi.
Sonuçta Kadıköy büyüsü ve kâbusu bitti.
HAKKI YALÇIN: GAFLET UYKUSU (FOTOMAÇ)
Yabancıların yokluğu, yerli eksikler derken, can çekişen bir atın,
kurşun bekleyen çaresizliğinde sanılmıştı Galatasaray! Oysa maçın
başındaki oyun anlayışı, bu statta 9 maçtır yenilgiye eğilimli bir
takımla, eğitimli bir takım arasındaki değişimin yansımasıydı.
Çokça direnç vardı bu eğitimde, çokça mücadele... Fenerbahçe'nin bu
şifreyi çözmesi için 70. dakikaya kadar beklemesi biraz garipti.
Onlar oynamadan kazanmak gibi bir tuzağa, maçtan önce düşmüşlerdi
besbelli. Bunun adı "Gaflet uykusu!"
ZAFER ERTEM: AFERİN ÇOCUKLAR (FOTOMAÇ)
G.Saray gençlerden oluşan kadrosuyla müthiş mücadele
verdi. Fenerbahçe'nin Avrupalı yıldızlarını durduran,
zaman zaman da sinirlendiren tek etken buydu. Güzel
futbolda sarı-kırmızılı formayı giyen herkesin emeği vardı. Emre,
Mehmet Topal ve Arda gecenin yıldızlarıydı. G.Saray
kendisine avantaj getirecek golü bulamadı ama Kadıköy'de futboluyla
gönülleri fethetti. Federasyonun 6+2 ile yabancı sınırını
genişlettiği dönemde tamamı Türk futbolcularıyla geceye imzasını
attı.
ERMAN TOROĞLU: OYNAMADAN KAZANILMAZ (HÜRRİYET)
Futbolda maç, oynanmadan kazanılmıyor. Dün gece galibiyeti
kaçıran taraf Galatasaray oldu. Öncelikle akıllı
oynadılar. Ne yaptılar; Fenerbahçe'nin klasik işleyen
makina düzeninin çarklarına demirler sokup onu bozdular.
Sonra da oynamaya başladılar. Başarılı da oldular. Nereye kadar;
önce Kalli'ye kadar. Neden; ticarette bir laf vardır; "Eğer
kazanıyorsan, işler iyi gidiyorsa sistemi bozmayacaksın."...
... Fenerbahçe Kezman'ı sokmadan önce altı yabancı ile oynadı.
Galatasaray yüzde 100 yerli idi. Peki seyrettiniz, yabancılar ile
yerlilerin farkı neydi? Onu başta söyledik; maç oynanmadan
kazanılmıyor. Bu mücadele işidir, yürek işidir. Galatasaray dün
gece yüreğini ortaya koydu ama Fenerbahçe için aynı şeyleri
söylemek mümkün değil.
CAN BARTU: BEZDİRDİLER (HÜRRİYET)
Kadıköy'deki kupa sınavının ilk ayağında büyük bir mücadele vardı
ama maç kötüydü. Fenerbahçe, kendisinden beklenen oyununu
oynayamadı. Gaziantepspor ve Sivasspor deplasmanlarındaki
hallerinden eser yoktu.
Sarı lacivertli oyuncular beklenen hünerlerini gösteremedi. Bunda
da en büyük sebep, Galatasaray'ın iyi mücadele edip,
futbolcularının enerjilerini sahaya yansıtmasıydı. Her oyuncuya,
iki kişiyle bastılar. Topu kovaladılar, rakibin yüzünü kalelerine
döndürmediler. Fenerbahçeli futbolcuları tek kelimeyle
bezdirdiler.
İLKER YASİN: ARDA TARİH OLACAK (HÜRRİYET)
Arda... Kadıköy'de, hem de 9 yıldır yenemediğiniz Fener'e karşı.
Dakika 74, soldan kademesi olmayan Fener kalesine geliyorsun ve
mutlak pozisyonda topu dışarı vuruyorsun. Oysa, o golü atsan tarih
olacaksın. 3 dakika sonra Emre Güngör, Alex'in ağlara giden topuna
ayak koymasa bugün belki tek suçlu sen olacaktın Arda. İşte futbol
böyle bir şey...
MUSTAFA DENİZLİ: KİMSE AVANTAJ SAĞLAYAMADI...
(MİLLİYET)
Bu sonuç Galatasaray için iyi olabilir, ama rövanştaki şansları
Fener'den fazla değil. Çünkü önlerindeki tek ihtimal kazanmak.
Son haftalarda bol bol gol atan ezeli rakiplerin randevusu golsüz
bitince tuhaf bir durum ortaya çıktı. Çünkü eğer yanlış
hatırlamıyorsam son yıllarda Kadıköy'de ilk defa golsüz
biten bir derbi oynandı.
ŞANSAL BÜYÜKA: HEPSİ BİRER ASLAN'DI (AKŞAM)
Fenerbahçe'yi yıllar var ki, Galatasaray
karşısında bu kadar çaresiz görmemiştim...
Galatasaray'ı yıllar var ki, Fenerbahçe
karşısında bu kadar kişilikli izlememiştim...
Son yıllarda Kadıköy'de "çaresizliğin, umutsuzluğun,
teslimiyetçiliğin" adı olan Galatasaray bu defa
Aslan gibiydi...
Aslında hepsi birer Aslan'dı...