Kaderde varsa .üzülmek, neye yarar üzülmek!

Bakanların, milletvekillerinin, başbakanların çocukları şehit olamaz mı?Demek ki bu mertebe onları kabul etmiyor!

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

"Gaf Bakanı" İdris Naim Şahin, gaf koleksiyonuna yenisini ekledi bugün…

Şehit aileleriyle iftar yemeğinde buluşan "bakan", ailelerin acısına tuz bastı.

Şu teselli cümlesine bakar mısınız!

"Güvenlik güçlerinin kaderinde şehit olmak var."

Oldu, peki!

Bir ülkenin iç işlerinden sorumlu, ülkenin iç huzurundan, bir tek vatandaşının bırakın burnunun kanamasını, huzuru kaçsa kendisini rahatsız etmesi gereken, bulunduğu koltuğun hakkını vermesi gereken insan, derme çatma barakalarda "üç-beş çapulcunun" elini kolunu sallayarak karakol basmasının utancını yaşamıyor da, ölen gencecik insanların ölümünü kader diye açıklıyor.

Pes!

Sayın bakan, sizin hiç evladınız öldü mü?

Bu nasıl bir elini vicdanına koymamak, bu ne soğukkanlılıktır böyle!

Siz hiç yirmi yaşındaki evladınızı toprağa verdiniz mi?

Peki hiç sordunuz mu kendinize, "Neden hep fakir fukaranın çocuğunun kaderinde var şehit olmak?"

Bakanların, milletvekillerinin, başbakanların çocukları şehit olamaz mı?

Demek ki bu yüksek mertebe onları kabul etmiyor!

Hiç görmedik de!

Ha pardon, onların kaderinde, makam var, mevki var, para var, iş adamı olmak var!
Gemicik var, pırlanta var, var oğlu var! 

Biraz para verip susturduğunuzu sandığınız aileler, gururlu oldukları için, evlatlarının ebedi yolculuğa çıktığını bildikleri için, sizlere ne söyleseler "boş" olduğu için, kınalı kuzularının yattığı yerde rahatsız olmaması için susuyorlar susuyorlarsa!

Ama iki gündür iki bakanın, önce Savunma Bakanı'nın, sonra İç İşleri Bakanı'nın dalga geçer gibi yaptıkları açıklamalar ölümden beter acıtıyor ailelerin canını…

Sayın bakan, sizin hiç, evladının ölümü her bir hücresini kötü huylu tümör gibi sarmış ana babaya söyleyecek "adam gibi" bir teselli cümleniz yok mu?

Her ağzınızı açtığınızda elinizdeki gücün etkisiyle halkı aşağılamak zorunda mısınız?

İnsan evladı ölmüş birine, "Malesef kaderinde vardı, oldu" der mi?

Derse ona İçişleri Bakanı denir mi?

Ben şüpheliyim!

O zaman savunmaya geçmeyelim, bunların yaşanmaması için gerekli önlemleri almayalım, istihbarata falan gerek yok, "yan gelip yatalım" şehit olalım…

Hep bir ağızdan da şu cümleyi tekrarlayalım...

"Kaderde varsa .üzülmek, neye yarar üzülmek!"

twitter.com/nsrnylmz