Kaddafi'nin laneti
Abone olBBC muhabiri Jonathan Head, yerle bir edilen Kaddafi'nin doğum yerinden izlenimlerini aktarıyor.
Muammer Kaddafi'nin doğum yerinde geçen Ekim ayında yaşanan nihai çatışma acımasız ve uzundu.
Her iki taraftan yüzlerce kişi öldü. Kentte, top ya da tüfek mermilerinden hasar almamış bina bulmak zor.
Ara sıra da, NATO bombardımanıyla yerle bir olan, artık tanınmaz
hale gelmiş beton yapılar görmek mümkün.
Ama Albay Kaddafi'nin Sirte'ye akıttığı paranın kanıtları da ortada.
Düzenli, badanalı siteler, geniş bulvarlar ve parklar, etkileyici bakanlık binaları ve konferans merkezleri...
Hepsi Kaddafi'nin bir zamanların küçük balıkçı kasabasını, örnek bir kente dönüştürme girişiminin ürünü.
Peki yeni Libya'da Sirte'ye ne olacak? Bu konuda henüz bir uzlaşma yok.
Geçici hükümet kenti yeniden inşa etme sözü verdi. Ama Kaddafi dönemindeki gibi büyük bir ölçüde olması zor.
Yeni yerel yönetimin lideri Muhammed Kablan, "Tüm diğer kentlerin belediyeleri yeniden inşada Sirte'ye öncelik verilmesinde uzlaştı" diyor ve "Herkes Sirte'ye sempatiyle bakıyor" diye de ekliyor.
Kablan, kent sakinlerinin yüzde 60'ının geri döndüğünü ve dolayısıyla barınma, okul, elektrik ve su gibi hizmetlerin acil ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Sirte'de en şiddetli çatışmaların yaşandığı İkinci Bölge'deki Taleh el Nasır okulunun duvarlarında, roketlerin açtığı delikler var. Yazı tahtaları da mermi delikleriyle dolu.
Güne tüm Libya'daki okullarda olduğu gibi askeri tarzda beden eğitimi hareketleriyle başlıyorlar.
Sıra yeni ulusal marşı okumaya geldiğinde, sadece birkaç çocuk tam olarak söyleyebiliyor.
Bu aslında, Kaddafi sonrası dönemde yeniden söylenmeye başlanan eski ulusal marş. Çocukların çoğu da, Kaddafi'ye bağlılıklarını hala sürdüren ailelere mensup.
'Hükümet Sirteyi terketti'
Öğretmenlerden biri, "Kaddafi hâlâ kalbimizde" diyor.
Bu sözleri Sirte'de sık sık duyuyorsunuz. Daha büyük yaştaki öğrencilere ülkedeki değişim hakkındaki düşüncelerini sordum. Çoğu, kaygı duydukları için yanıt vermedi.
Ama bir kız çocuğu kalkıp, "Şehrimizin başına gelen bir felaket. Evlerimize saldırıp yağmaladılar. Her şeyi yıktılar" dedi.
Devrimi reddediyor, "Hiçbir şey değişmedi. Sadece okul kitaplarımıza farklı bir bayrak koydular" şeklinde konuştu.
"İnsanların psikolojik durumu çok kötü. Çok mutsuz, çok kızgın ve agresifler" diye de ekledi.
Okuldaki bir başka öğretmen, gözyaşları içinde bağırarak, çatışma sırasında ailesinden altı kişinin nasıl öldüğünü anlattı. NATO'yu suçluyordu.
Okuldaki herkes, yeni hükümetin kendilerini terk ettiğinden şikayetçi.
Evlerde su yok. İkinci Bölge'deki evlerin çoğu da oturulmaz halde. İhtiyaçlar açıkça ortada.
Ama hükümet, kendisini Albay Kaddafi'yle bu kadar özdeşleştiren bir kenti önceliği haline getirebilir mi?
Kaddafi'yi devirmek için savaşırken büyük zarar gören Mısrata gibi kentler öfkeli.
Mısrata'da Sirte'nin haritadan silinmesi gerektiğini söyleyen çok kişiyle karşılaştım.
Başbakan Yardımcısı Mustafa Abuşagur Sirte'ye adil davranılacağı konusunda ısrarlı.
"Onlara hizmet götürmeye zorunluyuz. Biz tek bir ülkeyiz, tek bir halkız ve yeniden birlikte yaşamayı öğrendiğimizden emin olmalıyız" diyor.
Hükümetin, Sirte'de prefabrik okullar inşa edilmesi için ihaleler düzenlediğini söylüyor.
Petrol üretimi, savaş öncesindeki seviyelerine neredeyse dönerken, Libya'nın yeniden inşası için çok fazla para olacağı kesin gibi.
70 bin kişinin yaşadığı kentteki fazla büyük bakanlık binaları ve Kaddafi'nin diğer prestij projeleri konusunda ne yapacaklarına karar vermeliler.
Ayrıca, doğum yerinde Kaddafi'den geriye nasıl bir iz bırakacaklarına karar vermeleri gerek.
Enkaz halindeki Kaddafi'nin evi şimdi yanıltıcı bir sükûnet içinde.
NATO bombalarıyla patlatılmış olan duvarlar, labirent odalar ve sığınak ağında yürümek mümkün.
Abdülsalim'le burada karşılaştık, Kaddafi'nin gitmiş olmasına memnun olan nadir Sirtelilerden. Ama kendisi de yeni hükümetin ihmalinden şikayetçi.
''Sorun kimsenin Sirte'yle konuşmaması, Sirte'yi ziyaret etmemesi'' diyor Abdülsalim, ''Geçici konsey lideri Abdulcelil, Kaddafi'nin devrilmesinden sonra Libya'ya Sirte'den seslenmiş, kentler arasında bir fark olmadığı mesajı vermişti'' diye de devam ediyor.
Ancak kendine mahsus, tuhaf tarihi çoğu Libyalının gözünde farklı kılıyor. Kaddafi'nin gözde kenti olmanın getirdiği ''leke''yi silmek çok zor olacak.