Kabinede izdivaç programı çatlağı!
Abone olİzdivaç programları siyasetçilerin de gündeminde. Başbakan Yardımcısı Arınç ve Bakan Şahin'den iki farklı açıklama geldi.
Büyük tartışmalara neden olan "İzdivaç"
programları siyasetçilerin de gündemine girdi. Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç bu programlar için "Affedersiniz kusmak
istiyorum" diyerek RTÜK'ü göreve davet etti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de RTÜK'ü hatırlattı ama, "Kapatan, yok eden, yasaklayan değil, bilinç yükselten, fark ettiren, zararın ne olduğunu anlatan bir pozisyon almak daha uygun" dedi.
TRT ve Anadolu Üniversitesi'nin işbirliği çalıştayına katılan
Arınç, izdivaç temalı programlara sert eleştirilerde bulundu ve
reyting uğruna yapılan bu programlardan dolayı RTÜK'ü göreve davet
etti. Sıradışı görüntülere sahne olan programları reyting kaygısı
olarak değerlendiren Arınç, "Kendilerini hayırlı bir işe
vesile sayan programların konukları ise televizyon televizyon
geziyor. Dört beş tane serseri buluyorlar, orada onları paçavraya
çeviriyorlar. O kadınlar adına üzülüyorum... O akılsız erkekler
adına üzülüyorum..." dedi.
İzdivaç programları için "aferdersiniz kusmak
istiyorum" diyen Arınç, sözlerini "RTÜK'ün insiyatif
kullanması lazım, daha önce çağırdık konuştuk, bunlar rica minnetle
yapılacak şeyler değil" dedi.
BAKAN ŞAHİN DE RTÜK'Ü İŞARET ETTİ AMA...
Arınç'ın eleştirdiği izdivaç programlarıyla ilgili ne düşündüğü
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e de soruldu. Medyada
çocukları ve gençleri olumsuz yönde etkileyen programların
bulunduğunu ifade eden Şahin de RTÜK'ü işaret etti. RTÜK'ün bu
konuda yasal olarak yapması gerekenler bulunduğunu belirten Şahin,
bunun yanı sıra sivil inisiyatife de bu konuda önemli görev
düştüğünü dile getirdi.
KAPATMA DEĞİL BİLİNÇ YÜKSELTME
Şahin, şöyle konuştu:
''Bu tür programlar reyting kaygısıyla yapılıyor. Reytingi
düşürebilmek de medya okuryazarlığı dediğimiz, eline kumandayı alıp
bunu izlemeyerek doğruyu bulacak şekilde, sivil inisiyatifi
harekete geçirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bunlar, bu
tür medya planlaması topyekun toplumsal bilinçle, toplumsal
farkındalıkla alakalıdır. Biz de Bakanlık olarak bu konuda yeni
dönemde önemli çalışmalar yapacağız.
Asla yasakçı zihniyet anlayışını doğru bulmuyoruz. Kapatan,
yok eden, yasaklayan değil, bilinç yükselten, fark ettiren, zararın
ne olduğunu anlatan bir pozisyon almayı uygun görüyoruz. Bu manada
biz halkımızı daha doğru bilgilendirirsek, bilinçlendirirsek,
halkımızın bu konudaki duyarlılığını biliyoruz, çok daha duyarlı
bir şekilde medya planlamasını yapacaklardır. Hangi
dizinin, hangi programın, hangi filmin seyredilmesi gerektiğini
kendi aile ortamı içinde, onlar kendi içinde karar verecektir. Bize
düşen bireyi bilinçlendirmek ve medya okuryazarlığını
güçlendirmektir.''