Kabataş meselesi!

Zaten içinizde azıcık vicdan zerresi varsa...Yüreğinizde merhametin tozu sıkışıp kalmışsa, kenara köşeye...Bir insanın sokak ortasında dayak yemesine gönlünüz razı gelmez...

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Başbakan Erdoğan taa o zamanlar, görüntüleri "cuma günü yayınlayacağız" dediğinde...

Ülkede herhangi birinin...

Kadın olur erkek olur farketmez...

Başörtülü olur mini etekli olur farketmez...

Devrimci olur, İslamcı olur farketmez...

Sağcı olur solcu olur farketmez...

Bir insan, sadece ve sadece kıyafeti yüzünden, o kalabalıklar gibi düşünmediği için darp edildi, taciz edildi diye üzüldüm...

Zaten içinizde azıcık vicdan zerresi varsa...

Yüreğinizde merhametin tozu sıkışıp kalmışsa kenara köşeye...

Bir insanın durduk yere, uluorta dayak yemesine gönlünüz razı gelmez...

Hele ki büyük kalabalıklar tarafından! 

Aradan aylar geçti...

Bir akşam vakti bir ana haber bülteninde izledik görüntüleri...

Fakat o da ne!

Dayak yediği, hunharca darp edildiği, bebeğinin tekmelendiği, üzerine işendiği söylenen kadın öyle yavaştan yavaştan kocasıyla kameralarda...

Ben hala bekliyorum tabii..

O aylardır açıklanmayan görüntüler karşı atak olarak gelecek ve o ana haber bülteninin "yalanı" ortaya çıkacak!

Ama görüntülerin yerine adli tıp raporu sahnede!

Üstelik olaydan 4 gün sonra alınmış bir rapor!

Sonra...

Mağdur olduğu iddia edilen kadın konuşuyor ve "ben mağdurum" diyor...

Kime inanalım?

"Görüntüler elimizde, yayınlarsak ülkede taş üstünde taş kalmaz" diyen vekillere mi?

"Morluklarını gördüm, ikna oldum" diyen gazetecilere mi?

Yoksa sokak ortasında ellerindeki sopalarla, tekmelerle döve döve öldürülen Ali İsmail'in görüntülerine mi?

Sahi biz hangisine inanalım!

Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin...

O sizden, bu bizden demeden dile gelin...

***

Peki...

Zaten ülkde taş taş üstünde değil, bütün taşlar yerinden oynadı...

Lütfen elinizdeki görüntüleri, ülkeyi yerinden oynatacak görüntüleri yayınlayın...

O olayın olduğunu bize ispatlayın... (Görüntünün olduğunu ve yayınlayacağını bizzat Başbakan söyledi, bu yüzden ispat edin diyorum.)

Ben kendi adıma...

Elif Çakır'dan...

İsmet Berkan'dan...

Balçiçek İlter'den...

Mehmet Metiner'den...

Başbakan'dan...

Ondan, bundan, şundan... 

Özür dileyeceğim...

Ve ben affetmesi için, o mağdur kadın ve bebeğinin kapısında nöbette günler geçireceğim...

Lütfen açıklayın ve bizi bu kafa karışıklığından çekin kurtarın...