Kabataş efsanesi böyle ortaya çıkmış!
Abone olKabataş olayını ortaya çıkaran Elif Çakır'ın o dönemki avukatı Fidel Okan, Kabataş efsanesinin nasıl çıktığını açık açık anlattı.
Kabataş'ta Gezi Olayları sırasında, başörtülü bir
kadına, belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler,
başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik grubun, genç
kadını dövdüğü ve üzerlerine idrarlarını yaptığı iddiasının en önde
gelen savunucularından Elif Çakır'ın o dönemdeki avukatlarından
Fidel Okan, Kabataş'ta öne sürüldüğü gibi bir olay yaşanmadığını
söyledi.
KABATAŞ OLAYI
KURMACA
Avukat Okan, kişisel Twitter ve Facebook sayfalarında yayınladığı 'Verdiğiniz zararın farkında mısınız?' başlıklı yazıda, Kabataş olaylarının kurmaca ve kandırmadan kandırmacadan ibaret olduğunu belirterek, "Kabataş'ta, Gezicilerle gelin arasındaki sözlü tartışma, tacize, darba, aşağılamaya, insanlık dışı muameleye dönüşmüştür. Hiç kuşku yok ki; Sn. Başbakan da olayın gerçekten bu haliyle yaşandığına inandırılmıştır" ifadelerini kullandı.
Avukat Fidel Okan'ın 'Verdiğiniz zararın farkında mısınız?' başlıklı yazısı şöyle:
FUAT AVNİ İDDİASI TAM BİR
KUMPAS
Kötü şeyler oluyor... Nahoş... Bunları yazmak bile bana zul
geliyor... Biliyorum ki az sonra okuyacaklarınız bazı çevreleri çok
rahatsız edecek bunların arasında dostlarımda var...Ama gördüğüm ve
inandığım gerçekleri yazmassam, susarak hem inandığım değerlere
ihanet etmiş olacağım hem de bu mücadelede birlikte hareket ettiğim
dostlarıma onları uyarmayarak kötülük yapmış olacağım...
Gelelim Sadede...
Asıl konumuz Gülen Cemaat'in haber alma ve istihabrat merkezi
olarak çalışan Fuat Avni müstear isimli hesaba ait olduğu iddia
edilen DM yazışmaları... Twitter ve Facebook adreslerimden beni
takip edenler bilir ki;bu konu ile alakalı haberlere ilk anda
tepkimi gösterdim... Bana gelen özel bilgilerden hareketle bu DM
yazışmaları haberinin tam bir kandırmaca ve kumpas olduğunu bilerek
yapılan haberlerle ilgili sert eleştiride bulundum. Meseleye o
dakikalarda henüz aymayan kesimler, benim bu tepkim üzerine
hakkımda ipe sapa gelmez yorumlarda bulundular.
PARALEL ÖRGÜTE KARŞI MÜCADELE
VERİYORUM
Üstüne hem Zaman Gazetesi hem de örgütün alt elemanı olan Emre Uslu
bu haklı tepkimi kendilerine malzeme yaptılar... Beni tanıyan
tanır, bildiğim doğrudan, inandığım değerlerden sonunda ne olursa
olsun asla şaşmam... Ortada bir yalan bir kurgu düzmece bir şeyler
varsa ve bunlar benim yıllardır verdiğim mücadeleye zarar veriyorsa
hiç susmam... Fuat Avni DM yazışmaları meselesinde de durum aynen
budur... Dün Gülen Cemaati bugün Paralel Örgüt olarak anılan bu
yapıya karşı uzun yıllardır mücadele veriyorum.... Bu yapının ve
liderinin adının bile anılmaktan korkulduğu dönemde bu örgütün
hakimlerine mahkeme huzurunda; “Siz talimatları
Pensilvanya'dan alıyorsunuz” diyebilecek kadar yüreğimi
ortaya koymuş biriyim... O yüzden hangi niyetle olursa olsun, öz
kardeşimde olsa kim bu mücadeleye zarar veriyorsa karşısına dikilir
ve gerçeği yüzüne haykırırım...
Şimdi burada bu konuya bir ara verelim ve durumu daha iyi
kavrayabilmeniz için başka bir konu üzerinden yürüyelim...
Kabataş Meselesi..
Fuat Avni DM yazışmaları ile alakalı yapılan haberlerin doğurduğu kötü sonuçlar ve yansımaları henüz tam olarak belirmedi. Kuşkusuz ileriki zamanlarda anlaşılacak tıpkı Kabataş meselesinde olduğu gibi. O yüzden o konuyu somut bir örnek olarak sunmak istiyorum sizlere.
KABATAŞ BÜYÜK BİR KANDIRMACA
Ne oldu Kabataş Olayı'nda hatırlayalım... Gezi Olaylarının yaşandığı bir zamanda kamuoyu korkunç bir haberle uyandı bir sabah. Haberde anlatılanlara göre İstanbul'da ki Kabataş İskelesi önünde ellerinde deri eldiven ve kafalarında bandana olan yarı çıplak 70 kadar erkek yanında küçücük bebeği olan başörtülü anneyi itip, kakıp tartaklamış, bebek arabasını alaşağı edip bebeği fırlatmış ve dahası kadın ve bebeğin üzerine idrarlarını boşalatarak inanılması güç bir olaya sebep olmuş. Bir gazetenin manşetinden verilen ancak tüm Türkiye kamuoyunu şaşkına çeviren olayın o günlerde bir görüntüsü ortaya çıkmamıştı... Görüntüler ortaya çıktığında aslında bir gerçekle karşı karşıya kaldık; Ortada büyük bir kandırmaca vardı.
HİKAYE SÜREKLİ ABARTILARAK ANLATILDI
Peki olayın aslı neydi? Şöyleydi; Genç kadın Kabataş
İskelesi'nde bebeği ile birlikte eşini bekliyordu. O sırada Gezi'ye
destek veren bir grup, genç kadının yanından geçerken aralarında
bir kaç saniyelik sözlü sataşma olur.. Kadın ürker... Bu arada
beklediği kocası gecikir. Geldiğinde de kadın, kendisini bekleten
sorumsuz kocasına, öfkesini kusarken yaşadığı olayıda bire bin
katarak anlatır. Kadının belki de amacı kocasına sorumluluğunu
hatırlatmaktır. Olayı duyan koca panik ve tabii ki suçluluk duygusu
ile konuyu İlçe Belediye Başkanı olan babasına hikayeyi daha da
abartarak anlatır. Ak Partili Belediye Başkanı, kendisine anlatılan
ve iki kez abartılmış olan hikayeyi daha da abartarak durumu parti
yöneticilerine bildirir.Gezinin sıkıntılı döneminde parti
yöneticilerine gerçekmiş gibi aktarılan hikaye basına bildirilir.
Hemen kadınla röportaj yapılır. Birbirinden bağımsız olarak üç kez
abartılmış bu olay gazete manşetine dahada vurucu cümlelerle
geçirilir. Şu gerçek ki; o ana kadar olaya herkes inanmıştır.
Olayın gerçek olmadığını sadece gelin bilmektedir. Olayı ilk
abartan yalanlarla süsleyen gelindir. Diğerleri ise yalanlara
ekleme yapmıştır.
GÖRÜNTÜLER ÇIKINCA HERKES
ŞAŞIRDI
Kabataşta, Gezicilerle gelin arasında ki sözlü tartışma, tacize,
darba, aşağılamaya, insanlık dışı muameleye dönüşmüştür. Hiç kuşku
yok ki; Sn. Başbakan da olayın gerçekten bu haliyle yaşandığına
inandırılmıştır. Sonradan görüntüler ortaya çıkınca bu olaya inanan
herkes dile getirmeseler de büyük bir şaşkınlık yaşamıştır. Bu
olaya inandırılan ve tepkisini ortaya koyan dindar muhafazakar
kesim toplumun bir bölümü tarafından yalancılıkla hala da
suçlanmaktadır.İslami değerler bu olay yüzünden tartışma konusu
olmuştur. Öyle ki son zamanlarda görüldüğü gibi bu olay tartışma
programlarında muhafazakar kesime karşı kullanılan bir silah haline
dönüşmüş, özde mağdur ama yalancı olan bir gelin yüzünden
İslamiyet, dindarlık, muhafazakarlık, islami değerler aralarında
kötü niyetlilerin de olduğu insanların bile ağzına pelesenk
olmuştur. Bundan toplum olarak gördüğümüz zararın haddi hesabı
yoktur... Ve Maalesef halende görmeye devam ediyoruz...
PARALEL ÖRGÜTLE MÜCADELEYE ZARAR
VERECEK
Sonuca gelirsek bu iki olayı niye birbirine bağladım. Çünkü bir süre sonra Fuat Avni DM haberi de tıpkı Kabataş yalanı gibi karşımıza heyyula gibi dikilecek. Bu kurgu ve düzmece olan haber Paralel Örgüt'le doğru, objektif ve tamemen somut belge ve bilgilerden hareket eden bizleri çok güç duruma düşürecek. O yüzden çok kaygılıyım ve gerçekten üzgün ve kızgınım.Şimdi değil ama bir süre sonra, bu düzmece haberin nereden çıktığı, kimlerin bu işte parmağı olduğu ve hangi istihbaratçıların başrol oynayıp, kimleri nasıl kandırdığı da ortaya çıkacak. Ama dedim ya...Şimdi değil! Bir süre sonra!